M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


ÇİN YÖNETİMİNİN DIŞLAMA POLİTİKASI DÖRDÜZ ÇOCUK DÜNYAYA GETİREN AMİNE’Yİ DİLENCİ DURUMUNA DÜŞÜRDÜ

 

Bugün demokratik ülkelerde ikiz çocuk dünyaya getiren kadınlar, hükümet kurumlarının özel ilgilenme politikası sayesinde tedavi, mesken, iktisat ve sosyal güvenlik yönünden özel haklara sahip bulumkatadırlar.
Ne yazık ki, Doğu Türkistan’da dördüz çocuk dünyaya getiren Amine isimli Uygur kadınının başına gelenler Uygur analarının ve çocuklarının içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir.

Bu yılın başında dördüz çocuk doğuran Amine isimli Uygur kadını hükümet kurumlarının ilgisizliği, siyasi ve iktisadî yönden dışlanması nedeniyle ailece yurdunu barkını terk edip Urumçi sokaklarında dilencilik yapmak zorunda kalmıştır.

“Tianshan Tori” (Tanrıdağı Ağı)nın 11 haziran tarihli haberine göre, Kargılık İlçesi Han’erık çarşısındaki Mettursun Musa’nın 28 yaşındaki eşi Amine Ablet, Allah’ın lütfüyle kurban bayramının 2. günü dördüz çocuk dünyaya getirmiştir. Ancak onun ailesindekiler hükümetin plan dışında çocuk doğurdun diye cezalandırmasından korkarak bu haberi 75 gün boyunca gizlemeye mecbur kalmıştır.

Ancak, aradan 75 gün geçtikten sonra, Mettuırsun’un komşuları onun evinden bebeklerin ağlama seslerini duyunca şaşırmış ve bu haberi yaymışlardır.

Çin hükümetinin Uygurlara yönelik soykırım amaçlı “planlı doğum” politikasının acımasızca uygulandığı, hatta Uygur çiftçilerinin de tek çocuk sahibi olmaya zorlandığı bu günlerde Amine’nin dördüz çocuk dünyaya getirmesi tüm Kargılık halkını sevindirmiştir.

Ama Amine’nin ailesi çok fakir olup, kocası odun toplayıp satıyormuş. Kendisi işsiz olup, ailede kayınpederi, kayınvalidesi ve diğer akrabaları olmak üzere 16 kişi yaşıyormuş. Hükümetten hiçbir yardım görmedikleri için, ailenin bebeklere süt alacak kadar parası yokmuş. Bebekler büyüdükçe onların iktisadî zorlukları da o derecede artmış ve kendi memleketinde yaşayamayacak bir hâle düşmüşler.

Böylece karı koca danışmış ve dört çocuğunu alarak Urumçi’ye gidip geçim yollarını aramaya karar vermişlerdir. Onlar çocukları alarak 5 haziran akşamı Urumçi’ye gelmişlerdir. Otelde kalacak paraları ya da tanıdıkları olmadığı için dört çocuğuyla birlikte sokakta kalmışlardır. Gelen geçenler onlara acıyarak sadaka vermişlerdir. Onların dört çocukla birlikte dilencilik yaptığını gören iki kardeş onları evlerine götürüp kondurmuşlardır.


 

Ertesi gün Amine’nin eşi Mettursun memleketinde kalan babasının can çekişmekte olduğu haberini duyunca çaresiz Amine ile dört çocuğunu Urumçi’de bırakıp “iki günde geleceğim” diyerek Kargılık’a gitmiştir. Dört çocuğuyla tek başına kalan Amine Urumçi sokaklarında dolaşıp dilencilik yapmak mecburiyetinde kalmıştır.

Amine, kendisiyle röportaj yapan “Tianshan Tori” muhabirine: “ Şu anda hava soğuk değil, dışarıda kalsam da olur, iki gün sonra çocukların babası gelecek, gerçi geleceğim karanlık gözükse de, çocuklarım için burada kalıp para kazanarak onları yüksek okullarda okutacağım, memleketime dönmek istemiyorum, çocuklarım da bizimki gibi günlere kalmasınlar” diye cevap vermiştir.

“Tianshan Tori”nin yukarıdaki haberinde, Amine’nin 7 haziranda dört çocuğuyla birlikte Urumçi 12. Ortaokul’un kapısı önünde durduğu, pek çok kişinin hayranlıkla onları sardığı ve bazılarının onlara 10-20 yuan para verdikleri anlatılmıştır.

Gerçi Amine’nin kendi memleketinden ayrılıp dilencilik yapmak zorunda kalmasına Çin hükümetinin adaletsiz ve insanlık dışı siyaseti sebep olduğu gerçeği açıkça ortadaysa da, Çin medyası Amine’nin bu acı kaderini onun çok çocuk sahibi olmasına bağlayarak anlatmaktadır.

Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine uyarlayan: Mehmet Emin BATUR


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 26.01.2008 12:21   Hazirlayan: A. Karakash