M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Doğu Türkistan’ın Güvenliğini Tehdit Eden Unsur Çin Uydurması “3 Türlü Güçler” mi Yoksa Çinli Göçmenler mi?

 

Herkesin de bildiği gibi bu yıl 05.01.2007 günü Aktu nahiyesinin Koşrap köyü sınırları içerisinde Çin askerleri ile Uygur bağımsızlık savaşçıları ararsında geniş çaplı bir silahlı çatışmanın meydana gelmiş olmasından sonra, Çin hakimiyeti bu olayı bahane ederek “3 Türlü Güçler ve Doğu Türkistan teröristlerine sert darbe vurarak Sinkiang(Doğu Türkistan)ın huzur ve güvenliğini koruyalım” şeklindeki siyasi sloganı yeniden ortaya çıkartarak bütün Doğu Türkistan genelinde Uygurların milli hareketlerine karşı acımasızca sindirme ve Uygur siyasi kaçaklara karşı ise, genel bir tutuklama kampanyası başlatmıştır.

Birkaç günden beri Sinkiang(Doğu Türkistan)Askeri bölgesi, Otonom bölge(Doğu Türkistan)yüksek yargı mahkemesi, Otonom Bölge(Doğu Türkistan) Teftiş Mahkemesi, Otonom Bölge(Doğu Türkistan)Toplum Güvenlik Bakanlığı, Bingtuen Toplum Güvenlik Dairesi başta olmak üzere her kademeden resmi organ ve birimler arka arkaya büyük toplantılar düzenleyerek ve beyanatlar düzenleyerek “Bütün resmi oarganların asıl güçlerini Üç Türlü Güçlere darbe vurmaya yöneltmeleri gerekir.” Diyerek nara atıp “Sinkiang(Doğu Türkistan)ın güvenliğini ve halkların barış ve huzurunu tehdit etmekte ve bozgunculuk yapmakta olanlar tamamıyla işte bu 3 Türlü güçlerdir.” Şeklindeki safsatayı geniş çaplı olarak yaymaktadırlar.

Çin medyası da, Çin hâkimiyetinin yukarıdaki telaffuzuna uyumlu bir şekilde içerde ve dışarıda propaganda kampanyası yürütmektedir. BU durumda Çin’in “Üç Türlü Güçler” olarak adlandırdığı kimlerdir? Bu hâkimiyetin nazarındaki “3 Türlü Güçler” ise, kendilerinin insani hak ve hukuklarını, bu cümleden olarak Çin Anayasasında ve Çin tarafından yayınlanan “Milli İçerikli Otonomi Yasası”nda vurgulanan milli, dini, siyasi, iktisadi ve daha başka hak ve hukukları isteyen ve Çin hâkimiyetinin müstemlekecilik politikasına karşı çıkan Doğu Türkistan halkıdır!

Mesela, Amerika’daki ünlü Çinli yazar Wang Lixsong dış ülkelerdeki demokratik Çin basınında yayınlanan bir makalesinde “Çin hükümetinin milli bölücüler diyerek adlandırdıkları Sinkiang(Doğu Türkistan)da hükümetten ve komünist partiden rahatsızlık duyan ve onlara karşı çıkanlardır.” Demiştir.

Çin’in Yasal organlarının son 10 yıldan beri bütün gücünü Uygurların milli hareketlerini bastırmaya yöneltmeleri sebebiyle Doğu Türkistan’daki Çinli göçmenler ararsında cinayet, soygun, gasp, dolandırıcılık, hırsızlık, Uyuşturucu madde ticareti, ihanet, rüşvetçilik gibi konulardaki suç dosyalarını şiddetle çoğalmakta olmasına sebep olmuştur. Günümüzde Çinli göçmenler Doğu Türkistan’ın varlığını ve toplum güvenliğini tehdit etmekte olan en önemli etken durumundadır. Bu gerçek sadece Doğu Türkistanlılar tarafından değil, dış ülkelerdeki Çinli demokratlar tarafından da sürekli olarak ifade edilmektedir.

Mesela, Tayvan merkezi haber ajansının muhabiri Lin Yuguo’nun 29.12.2005 günü Sinkiang(Doğu Türkistan)dan verdiği habere göre “Pekin makamlarının ağır suçluları aralıksız olarak Sinkang(Doğu Türkistan)a göndermeleri sebebiyle, Sinkiang’(Doğu Türkistan) ağır karakterli suç dosyaları her geçen gün çoğalıyor. Toplumda gizli zıddiyet yayılıyor” diyordu.

Lin Yuguo buna misal olsun için yakın yıllardan beri Çin’den Doğu Türkistan’daki hapishanelere gönderilen ağır suçluların hapishanelerde isyanlar başlatıp 50 küsur cezaevi polisinin ölümüne sebep olduklarını ve Çin hükümetinin 1 milyon yuen tutarında meblağ ayırarak ölen cezaevi polislerinin aile efradına nafaka verip çok büyük zorluklarla onları teskin edebildiğini beyan etmişti.

Ondan başka yine Amerika’daki Wu Hongda gibi Çinli demokratlar Komünist Çin hâkimiyetinin içeri bölgelerdeki hapishanelerden kafileler halinde Çinli suçluları ve onların aile efradını Doğu Türkistan’a getirerek yerleştirmekte olduğunu, “Üretim ve inşaat Bingtueni” olarak adlandırılan birliğin içindeki Çinlilerin epey çok kısmını da işte bu ağır suçlulardan meydana gelmekte olduğunu vurgulaya gelmekteyse de, Çin hükümeti bunu sürekli olarak reddetmekte ve Doğu Türkistan’a “Çinli suçlular”ın değil tam tersine “sermaye sahibi” ve yatırımcı Çinlilerin getirildiğini ve onların “Sinkiang(Doğu Türkistan)ı mamurlaştırmakta” olduklarını ileri sürmektedirler.

Fakat Çin hâkimiyetinin kendi hizmet içi materyallerinde yer alan bazı malumatlar, bu hâkimiyetin sahtekârlığını açıkça ispatlamaktadır.

Mesela, Çin hükümeti tarafından düzenlenen “Bingtuen’in Gelişme Tarihi” adlı eserde beyan edildiğine göre, Doğu Türkistan’ın Komünist Çin tarafından işgal edildiği 1949 yılında “Sinkian(Doğu Türkistan)Askeri Bölgesi”nin bünyesinde “Suçluları Kabul Etme Komitesi” kurularak 1949 yılının sonundan 1952 yılına kadar ortalama olarak Shangsi, Hubei, Henan, Anhui, Zhejiang gibi bölgelerden bir kafile suçlular getirildi. 1954 yılında “Üretim ve İnşaat Bingtueni” olarak adlandırılan birim kurulduktan sonra 1955 yılından 1956 yılına kadar Bingtuen’de kendi bünyesinde yine Sigüan, Şanghay, Zhejiang gibi yerlerden Çinli suçlular getirip Bingtuen bölgesine yerleştirmiştir.

1955 yılının Kasım ayında ve 1956 yılının Eylül aylarında Bingtuen özel “Suçlular meselesi Toplantısı” tertip ederek Çin’den getirilen ve mahkûmiyet süresi dolan Çinlileri geri göndermeyip Doğu Türkistan’a yerleşme, onların görev ve ikamet meselelerini halletme, memleketlerinde kalan çoluk-çocuğunu da getirerek onların Doğu Türkistan’da sonsuza kadar yerleşik halde yaşamalarını sağlama…gibi cihetlerde hazırlık için politika ve düzenlemeler yaptılar ve 1955 yılının Kasım ayında bu suçluların yararlanmaları için özel Çince “Yeni hayat Gazetesi” yayınlandı.

1957 yılında Çin Yüksek Halk yargısı, Teftiş Mahkemesi, Adliye Mahkemesi, Toplum Güvenlik Bakanlığının asıl yetkililerinden oluşan Birleşik Hizmet Gurubu Doğu Türkistan’a gelerek Çinli suçluları yerleştirme işlerinde önderlik etmiştir. Hem de bu suçluları ağır işlerde çalıştırmamak, onlara kaba davranmamak, idare etmede sert davranmamak, onların yaşanını ve güvenliğini garanti altına alma konusunda tavsiyelerde bulunmuş ve yol yordam göstermişlerdir. Aynı yıl yine, özel güçler oluşturup çok sayıdaki suçluların aile efradını da getirip onlarla bir araya getirmiştir.

Doğu Türkistan’daki bazı gerçekler, Çin hâkimiyetinin bu tür politikaları taa bu güne kadar kesintisiz olarak devam ettirmekte olduklarını açıkça gözler önüne sermektedir.

Gerçeğe bakacak olursak, Doğu Türkistan’ın varlığını ve güvenliğini tehdit etmekte olanların sadece Çin hâkimiyeti ve bu hâkimiyeti desteklemekte olan Çinli göçmenler olduğunu görebilmek zor değil.

Mesela, Yakın zamanlarda Ürümçi vilayeti Emniyet müdürlüğü “2006 Yılında Meydana Gelen 10 Büyük Dosya”yı yayınlamış olup, bu dosyaların hepsi de cinayet ve soygun dosyalarıdır. Hemen hepsi de Çinli göçmenler tarafından işlenen suçlar olup, bu suçluların eylemleri oldukça vahşice ve dehşetengiz olmuştur.

Sadece Ürümçi’de değil, Doğu Türkistan’ın başka bölgelerinde de cinayet ve gasp dosyalarını oluşturanların hemen hepsi yine Çinli göçmenlerdir.

Çin resmi daireleri Uygurlarla Çinli göçmenlere karşı çifte standartlı davranış sergilediklerinden bu durum Çinli göçmenleri daha da cüretkâr hale getirmektedir.

“Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi” ve Amerika’daki “Özgür Asya Radyosu” nun verdiği habere göre 206 yılı Kasım ayının 20’sinden sonraki günlerde Aksu’nun şahyar nahiyesine bağlı Döngkotan köyünde ikamet eden bir Çinli kendisinin kabala aldığı ekili alanlarda çalıştırdığı Hoten’li 14 Uygur’u zehirleyip öldürdükten sonra cesetlerini greyderle kendi evinin yanındaki araziye gömmüştür.

Olay şöyle cereyan etmiştir: Şahyar’ın Döngkotan köyündeki bir Çinli, bu 2006 yılı Mayıs ayının ortalarında Hoten’den gelen 14 Uygur’u ırgatlık için tutmuş olup, onları kendisinin ekili alanlarında çalıştırmıştır. Bu 14 Uygur aynı işte Kasım ayının sonlarına kadar çalışmışlar. Onlar işlerini bitirip memleketlerine dönecekleri zaman söz konusu Çinli patrondan paralarını istediklerinde, Çinli patron onlara “paralarınızı yarın vereyim. Bu gün sizleri misafir edeyim” diyerek onları alıkoymuş ve aynı gün iki keçi keserek bir ziyafet hazırlamış. Bu ziyafet sonrasında 14 Uygur’un hepside birer birer ölmüşlerdir.

Yansımalara bakıldığında o Çinli patron çalıştırdığı 14 Uygur’un ücretlerini vermek istemediği için onların yemeklerine zehir karıştırarak hepsini de zehirleyerek öldürmüştür.

Doğu Türkistan halkı Demir yollarlını ve trenleri komünist Çin hakimiyetinin Doğu Türkistan’a Çinli göçmen getirdikleri ve Doğu Türkistan’dan talan ettikleri zenginlik kaynaklarının Çin’e taşınmasının vasıtası olarak görmekteydi. Şimdilerde ise Demiryolu ve tren, Çinli göçmenlerin Doğu Türkistan’a uyuşturucu taşımalarında kullandıkları en önemli vasıta haline dönüşmüş bulunmaktadır.

“Şinhua Haber Ajansı”nın 2006 yılı Şubat ayının 23 günü yayınladığı haberde yer aldığına göre, Çin’in Chengdu, Chongqing ve Şenkou gibi yerlerinden Ürümçi’ ye bağlanan Demiryolları Çinli Uyuşturucu kaçakçılarının Doğu Türkistan’a uyuşturucu madde taşıdıkları en başta gelen vasıtasına dönüşmüş olup, bu bölgeye giren uyuşturucu maddelerin ekseriyetini yolcular trenle taşıyıp getiriyorlar.

Bu yıl Çağan döneminde Ürümçi Vilayeti Emniyet Müdürlüğü 4 ay sürecek kontrol, gözlem ve takip yürüterek uzun zamandan beri yolcu treni aracılığı ile Ürümçi’ye uyuşturucu madde getirip satmakta olan Wu Da Ming isimli Çinli Uyuşturucu madde kaçakçısı ile onun 13 ortağını 3600 gram eroyin ile beraber ele geçirmiştir. Çin basınında işaret edildiğine göre, Ürümçi nüfusunun şiddetle çoğalması Polis dairelerini kara kara düşündürmektedir.

İstatistiklere bakıldığında, geçen yıl Ürümçi şehrinin yerleşik nüfusu 2 milyon 350 bine, hareketli nüfus ise, 800 bine ulaşmış olup, ikisi birleştirildiğinde şehir ahalisinin sayısı 3 milyonu geçmektedir.

Fakat şu anda Ürümçi vilayeti Emniyet müdürlüğüne bağlı 72 karakoldaki polislerin sayısı şehir ahalisinin güvenliğini korumada yetersiz kalmıştır. Devlet Toplum Güvenliği Bakanlığının ölçülerine göre değerlendirildiğinde de Ürümçi’ deki polis sayısı oldukça yetersiz görünüyor.

Polis kifayetsizliği meselesi sadece Doğu Türkistan’daki Çinlilerin toplu halde yerleşik olarak yaşadıkları şehir ve bölgelerde mevcut olup, Uygurların toplu yaşadıkları güney bölgelerde ise polis sayısı ihtiyaçtan çok fazla durumda.

Resmi istatistiklere bakıldığında 3 milyondan fazla nüfusu bulunan “Bingtuen” den söz edilecekse “Bingtuen” bünyesindeki Çinliler, Doğu Türkistan’da suç işlemekte olan Çinli göçmenlerin davetkârları durumunda.

Mesela, “Tiyanşan(Tanrıdağı)İnternet Sitesi”nin verdiği habere göre 16.01.2006 tarihinde “Bingtuen Polis Dairesi” Ürümçi’de basın toplantısı tertip ederek, Bingtuen polislerinin “Üç Türlü Güçler” e köklü bir darbe vurup “Sinkiang(Doğu Türkistan)ın Huzur ve barışı” için büyük katkı sağladığını beyan etmiştir.

Yukarıdaki haberde işaret edildiğine göre, 2006 yılı Bingtuen genelinde meydana gelen suç dosyalarının sayısı 10 bin 278 olup, bu dosyaların % 55.47 si açıklığa kavuşturulmuştur. Geçen bir yıl içerisinde Bingtuen genelinde meydana gelen cinayet dosyalarının sayısı 91 adettir.

Fakat bazı Uygur siyasi gözlemciler, Doğu Türkistan’da meydana gelmekte olan Cinayet, Gasp, Dolandırıcılık, tecavüz ve hırsızlık dosyalarının büyük bölümünü Bingtuenli Çinlilerin meydana getirmekte oldukları yerel resmi organların onlara ceza verme yetkileri olmadığı için bu Çinli suçluların Bingtuen yargıları tarafından sembolik ve hafif cezalar verildiği, bu yüzdende Bingtuenli Çinlilerin cüretkarlıklarının artmakta olduğu beyan edilmektedir.

Çin hâkimiyeti Doğu Türkistan’da resmi kurumlarının bütün güçlerini sözde “Milli Bölücüler”e yönelttikleri için bunu fırsat bilen ve bu politikadan ilham alan Çinli göçmenler arasında suç dosyalarının oranı gittikçe artmaya başlamıştır.

Mesela, “Sinkiang(Doğu Türkistan)Gazetesi”, “Sinkiang(Doğu Türkistan)Resmi Gazetesi”, “Tiyanşan(Tanrı dağı) Gazetesi”… gibi Çin’in başta gelen basın organlarının resmi sayfalarına göz atacak olursak, günümüzde Doğu Türkistan’da cinayet, gasp, uyuştururcu kaçakçılığı, dolandırıcılık, serserilik ve bozgunculuk suçlarını meydana getirmekte olanların hepsinin Çinli göçmenler oluğunu görürüz.

Abdulcelil Karakaş

“Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi” Başkanı

Uygurcadan Çeviren: Mehmet Emin BATUR   

 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 26.01.2008 12:21   Hazirlayan: A. Karakash