Haftalık Siyasi İlmi Gazete - Doğu Türkistan Haber Merkezi Yayını

Hava şartları bile Amerika’yı kuzey cephesine mecbur ediyor

 

ABD askerleri, 1991’deki Körfez Savaşı’nda Irak’ta hakim rüzgarların ters yönden esmesi nedeniyle hastalandı, tanklar bataklığa saplandı. Uzmanlara göre ABD sırf bu nedenle dahi kuzey cephesine mecbur.

ABD’nin Irak’ya yönelik bir operasyonda Türkiye üzerinden cephe açmakta ısrar etmesinin ardında hava şartlarının rol oynadığı belirtiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “1991’deki Körfez Savaşı’na meteorolojik durumun etkisi” konulu bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, güneyden saldırıya geçen ABD kuvvetleri, Irak’ta hakim rüzgarların kuzeyden esmesi yüzünden kimyasal silahlardan çıkan zehirli gazlara maruz kaldı. Bu askerler “Körfez Savaşı Sendromu” adı verilen hastalığa yakalandı.

ABD tankları, operasyonun başlamasından 4 gün sonra yağan yağmur nedeniyle Suudi Arabistan çöllerinde yarım metre çamura battı. 1991 Ocak sonuna ait bir rapora göre de, bir gece Saddam’ın bulunduğu yer kesin olarak belirlendi, ancak havanın kötü olması bombardımanı engelledi. Yapılan araştırma, bölgedeki meteorolojik şartların, saldırının Türkiye’den ve en geç nisan başına kadar başlatılmasının ABD’nin işine yarayacağını ortaya çıkardı. Harekât, üç gün havaların iyi gideceği ay ışığı olmayan bir gecede başlatılacak. Irak, gece ya da havanın sadece ülkenin batısında ve güneyinde çok bulutlu olduğunda Scud füzeleri ile saldırabilecek. Eğer varsa Irak’ın nükleer, kimyasal ve biyolojik (NBC) silah depolarının bombalanması yüzünden ortaya çıkacak serpintiler daha çok İran’ı etkileyecek, Türkiye’ye önemli bir etkisi olmayacak.

Prof. Dr. Kadıoğlu’nun araştırmasında, Körfez Savaşı’nda güneyden saldıran ABD’nin başına gelenler şöyle anlatılıyor: “Kış aylarında Irak’ta, yer seviyesindeki en kuvvetli ve hakim rüzgarlar kuzeyden esiyor. Bu nedenle Körfez Savaşı sıcak bir cephenin Irak’a yaklaştığı 17 Ocak 1991 günü başlatıldı. 17 ve 18 Ocak günlerinde rüzgâr genellikle güneyden esmekteydi; diğer bir deyişle koalisyonun kara kuvvetleri, rüzgârı arkalarına aldı. Fakat, 19 Ocak akşamı cephe sistemi doğuya kaydı ve rüzgâr tekrar kuzeyden esmeye başladı. 19 Ocak’tan itibaren Irak’ın bombalanan kitle imha silah tesisleri ile birlikte kullanılan bombalardan açığa çıkan zehirli gazlar, kuzeyden esen rüzgâr tarafından Suudi–Irak ve Suudi–Kuveyt sınırındaki koalisyon kuvvetlerinin üzerine taşındı. Buradaki askerlerin bir kısmı şimdi “Körfez Savaşı Sendromu” adı verilen hastalıklar nedeniyle tedavi görüyor. Körfez Savaşı’nın komutanı ve 1993’te ‘It Doesn’t Take a Hero’ adlı kitabında otobiyografisini yazan General H. Norman Schwarzkopf’a göre muhtemel saldırı için uygun hava şartlarından dolayı “Şubatın ortası ABD’nin saldırıya geçmesi için en büyük avantajı sağlayan zaman.”

17 Ocak 91’de Irak’a ilk bombanın atılmasından 17 saat sonra, ABD Hava Kuvvetleri’nin meteoroloji kayıtlarına göre, Irak ve Kuveyt’te son 14 yılda görülen en kötü hava şartları ortaya çıktı. Hava saldırısının ilk haftasında yağmur ve sis yüzünden müttefik kuvvetlerin pilotları üslerine bombaları ile döndü. Sis ve yağmurda lazer güdümlü füzeler verimli kullanılamadığından pilotlar hedefi görerek vurmak zorunda kaldı. 21 Ocak’ta Suudi Arabistan çölüne yağan yağmur çölü çamur deryasına çevirdi, tanklar yarım metre çamura battı. Meteorolog Kadıoğlu araştırmasında, “ABD’nin Irak’a saldırısı ne zaman başlayabilir?” sorusuna Tuğg. Richard Neal'in ağzından cevap veriyor: “Geçmiş, 4, 5 ve 6 yıllık meteoroloji raporlarına göz atmaktayız. Görevli personel, gerçekten havanın sadece bugün değil bugünden sonraki 72 saatlik havayı öngörmektedir.”

Gürhan Savgı / İstanbul  / Zaman
 

 

©KIVILCIM- Her Hakkı Saklıdır..21/02/2003 02:19 webmaster@kivilcim.org