ETIC
 

Haftalık Siyasi İlmi Gazete - Doğu Türkistan Haber Merkezi Yayını

2003-07-19

DÜNYA DEVLETLERİ NEDEN HAKLININ YANINDA DEĞİL ZALİMİN VE GÜÇLÜNÜN YANINDA YER ALIYOR

       Binlerce yıldan beri Ora Asya bölgesinin kalbi durumundaki Doğu Türkistan'da özgürce yaşaya gelen ve dünya medeniyetinin öncüsü olan Uygur halkı büyük bir talihsizlik sonucunda son yüzyılın Yecüc-Mecücleri olarak adlandırılabilecek Çinli istilâcıların hışmına uğramış ve esarete duçar olmuştur. (1949)

       Yarım asırdan daha fazla bir zamandır komünist Çin'in insanlık dışı baskı, zulûm, işkence, soykırım, katliâm ve sürgün politikası ile karşı karşıya kalan Uygurlar, bugünkü dünya devletlerinin açıkça korktuğu Çinlilere karşı kahramanca direnerek millî ve dinî (İslam dini) varlığını korumayı ve dimdik ayakta tutmayı başarmışlardır. Fakat, dünya için bir dönüm noktası, önemli bir takvim yaprağı olarak kabul edilen esrarengiz 11Eylül hadisesinden sonra,dünyanın bir çok devletlerinin de desteğini arkasına alan ve kendisi açısından mühim bir fırsat yakalayan komünist Çin, Doğu Türkistan halkı üzerindeki şiddet politikasının dozunu arttırarak işlemekte olduğu insanlık suçlarına hız vermiştir. Çinlilerin insanlık adına utanç verici rezil uygulamaları karşısında farklı yollarla mücadele etme arayışına giren Uygur halkının bir kısmı, her türlü eza ve cefaya rağmen Doğu Türkistan’da kalarak Millî örf, adet, gelenek ve görenekleri ile mücadele etme yolunu seçerken; bazı Uygur gençleri de despot Çin idarecilerinin engellemeleri sebebi ile devam ettiremedikleri tahsillerini yurt dışında tamamlamak ve böylece her alanda yetişmiş birer insan olarak  Doğu Türkistan’ın kurtuluş mücadelesine etkili bir hizmet verebilmek için Doğu Türkistan’a komşu olan ülkeler vasıtası ile dünyaya açılma yolunu seçmişlerdir. Fakat, resmi yollarla ülke dışına çıkmak Uygur gençleri için oldukça meşakkatli olmaktadır. Bu yolda hayatlarını kaybeden gençlerde bir hayli fazladır.

Bu hususta Doğu Türkistanlılar için en kahredici gelen mesele ise; komşu, dindaş ve kardeş olarak bilinen devletler tarafından sırtından hançerlenme olayıdır. 1990 yılından sonra bağımsızlıklarına kavuşmaları karşısında çok büyük sevinç duyduğumuz Batı Türkistan Türk Cumhuriyetlerinin Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’a yaklaşımları hiçte hoş  olmamış, sergiledikleri Çin yanlısı tutum ve davranışları Uygurları can evinden vurmuştur. Özelliklede Kırgızistan ve Kazakistan hükümetlerinin Çinlilere yaranabilmek için, kendilerine sığınan Doğu Türkistanlıları Çinlilere teslim etmeleri ne kardeş millet olmakla ne dindaş olmakla, nede insan olmakla bağdaşmayan, uluslar arası hukuk kurallarını açıkça çiğnemek anlamına gelen çirkin bir davranıştır.

       Müslüman bir ülke olan Pakistan’ında Doğu Türkistan’a ve Müslüman Uygur halkına bakış açısı farklı değildir. Pakistan hükûmeti de Çin ile dostluk uğruna her fırsatta Pakistan’daki Uygur öğrencilere baskı uygulayarak komünist Çinin istekleri doğrultusunda hareket etmektedir.Bu güne kadar Pakistan hükümetinin Çin hükümetine teslim ettiği Uygur gençlerinin isimlerinin hepsini burada vermemiz mümkün değildir. Çünkü; kamuoyuna açıklanan isimlerin dışında gizli olarak teslim edilen ve isimlerini öğrenemediğimiz Uygur gençlerinin de sayısı bir hayli fazladır. En son olarak 16.07.2003 tarihinden itibaren  yine Pakistan hükümeti yetkilileri  Pakistan’ın Ravalpindi  bölgesinde Abdulvahâp Tohti ve Muhammet Tohti Metrozi adlarında iki Uygur gencini daha Çinlilere teslim etmek üzeredir. Zaman,zaman Uluslar arası Af Örgütünün  Pakistan hükümetine, kendisinden siyasi sığınma talebinde bulunan ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine müracaat eden Uygurları Çin hükümetine teslim etmemeleri konusundaki uyarılarını da dikkate almayan Pakistan hükümeti inatla uluslararası insan haklarını çiğnemeye devam ediyor. Doğu Türkistan’da dini eğitim yasak olduğundan bir yolunu bulup Pakistan’da dini öğrenim görmekte olan Uygur gençlerinin durumu oldukça vahimdir.Bu sebeple dünyadaki insan hakları ile ilgili bütün teşkilatları bir defa daha göreve davet ediyoruz. Çünkü; Çine teslim edilen Uygurlar Komünist Çin hükümeti tarafından çok ağır cezalara çarptırılmakta, hatta bazıları da terörist olmakla suçlanarak kurşuna dizilmektedirler.

       Dünya devletleri her nedense mazlumun ve haklının yanında değil,zalimlerin, işgalcilerin ve güçlülerin yanında yer almayı sürdürüyor. Kimin güçlü olduğu ise, bir gün ilahi adaletin tecelli etmesi ile ortaya çıkacaktır. Bu hayati husus ile ilgili olarak; Türk Milletinin  Pakistan halkı ile olan tarihi dostluğundan  ve kardeşlik bağlarından  yola çıkarak, Doğu Türkistanlı gençlerin Çin hükûmetine iade edilmemeleri konusunda kardeş Pakistan hükûmetine çağrıda bulunmalarını, Türk basın ve yayın organlarının da gerekli duyarlılığı göstermesini  ve böylece  ciddi bir kamuoyu oluşturulmasını istiyor ve bekliyoruz. 19.07.2003

Pakistan’ın Türkiye Büyükelçiliğinin Telefonu: 0312 4687059
Pakistan’ın İstanbul Konsolosluğunun Telefonu:0212 3584507

 Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi

2003-06-24

SARS Pekin'de kontrol altında

Dünya Sağlık Örgütü, Çin'in başkenti Pekin'i SARS'ın etkili olduğu şehirler listesinden çıkardı ve bu şehre uyguladığı seyahat uyarısını kaldırdı. Pekin, zatüre benzeri hastalıktan en çok etkilenen şehir niteliği taşıyor.

Salgının ortaya çıktığı geçen seneden bu yana Pekin'de 190'ı aşkın kişi öldü, 2 bin 500'ü aşkın şüpheli vaka ortaya çıktı.

Dünya Sağlık Örgütü Çin'in başkentinde en son SARS vakasının yirmi gün önce ortaya çıktığını ve hastanın tecrit edildiğini bildirdi.

Sağlık Örgütü'nün önde gelen bir yetkilisi Pekin ile ilgili kararın, SARS ile mücadelede önemli aşama kaydedildiğine işaret ettiğini söyledi.

İlk olarak Çin'in güneyinde tesbit edilen zatüre benzeri SARS hastalığı dünya genelinde bugüne kadar 8 bin 500 kişiyi etkiledi, 800 kişi can verirken, çok sıkı karantina uygulamaları hastalığın yayılmasını engelledi.

'Terörist Çin mazlum Doğu Türkistan...'

14.06.2003—TERCÜMAN

SERVET KABAKLI

PERŞEMBE günü ATO binası ve çevresi görülmeye değerdi. Ama ne yazık ki orada nadiren bulunan ve Türkiye geneline yayın yapan televizyon kanallarından TGRT hariç diğerleri bu milli kucaklaşmayı, Albayrak-Gökbayrak selamlaşmasını görmezden geldiler. Bir manada milletimizin haber alma hakkını 'gönüllü veya zorunlu' kısıtladılar. Yazılı basının neredeyse tamamı da bilerek ve isteyerek 'Uzun atlama olimpiyatı' idmanındaydı. Halk'a ve Olaylara Tercüman'ın bu milli şahlanıştaki gayretleri; 'Nerede Türk varsa Tercüman oradadır' düsturunun ve milletin gerçek Tercüman'ı oluşumuzun göstergesiydi.

Basının bu konuya şaşı bakışını, Aydın Candabakoğlu perşembe günü 'Ucuz entelektüel, çeyrek demokratlar' başlıklı yazısıyla gayet ince bir üslupla ortaya koyduğu için burada noktalayalım.

Vaki olanda hayır vardır

BİZLER çok şükür ki inanmış insanlarız. Peygamberimiz (S.A.V) bir had”s-i şerifinde 'vaki olanda hayır vardır' buyuruyor.

Düşünüyorum da, eğer Çin Elçisi, işgal altında tuttukları Doğu Türkistan'daki zulüm işkence ve soykırımı gizleme telaşıyla içişlerimize müdahale ederek, baskı ve engelleme gayretlerine girişmeseydi, ATO'daki 'Şükran Günü' bu kadar duygulu, bu kadar coşkulu olabilir miydi?.. Topu topu 400 kişilik konferans salonunda ve etrafında 5-6 bin kişilik bir imanlı topluluk, Türkiye ve Doğu Türkistan sevdasıyla 'tek yürek ve tek ses' olarak haykırır mıydı?..

Acaba, Çin Elçisi telaşlanmasaydı, 'milliyetçi-muhafazakar' geçinen 'yut baba yut, uyut baba uyut'çuların maskesi düşer miydi? Kimin ABD, AB, Yunan, Rum hulasa 'Vahşi Batı' yanlısı, dostu veya uşağı olduğu artık ayan beyan belli iken; kimin veya kimlerin her manada yayılması azgın 'Kızıl-Sarı Ejderha'nın, yani Kızıl Çin'in dostu, yanlısı veya uşağı olduğu açıkça ortaya çıkar mıydı?

Acaba, Çin Büyükelçisi Yao Kuangyı, o tarihi ve ezeli Türk korkusuna kapılmasaydı, 'Gökbayrak'la boy boy poz veren hangi etkililerin ve hangi yetkililerin oy ve sevgi fırsatçısı olduğu anlaşılır mıydı...

Erkeklik ile ürkeklik arasındaki o ince fark, farkedilir miydi?.. 'Katılacağım' diye beyanda bulunup salonda büyüteçle aranan 'Merkez Sağ'ın 'Tosun ve Yunus dilli iki yeni yiğidi' tebessümle yadedilir miydi?


Terörist Çin

Aziz dostlar, Türkiye'yi idare edenler bilmelidirler ki, her türlü baskıya, genelgeye, bayrak astırma yasağına rağmen, perşembe günü ATO'da toplananlar bu milletin ta kendisidir. Bu ülkenin bütün maddi ve manevi menfaatlerini şüphesiz ve en az bu yüksek zevat kadar, belki onlardan daha fazla korumasını, kollamasını bilirler...

Bu arada, Nursun Erel kardeşimiz bir konuda 'görüntü yanılgısı'na düşmüş. åcil iş telaşından bana sormayı unutmuş. 'Bayraktar'ın bayrağı hiç kimseye teslim etmesi söz konusu olamaz. O 'güvenlik görevlisi' Sinan Aygün dostumuzun yakını idi ve salonda şahlanan 'Albayrak ile Gökbayrak'ı aziz birer hatıra olarak, ATO'da sergilenmek üzere istedi ve ben de hediye ettim.

Doğu Türkistanlı canlarımızın gönümüzdeki lideri Erkin Alptekin'in merhum babası büyük Türklük Mücahidi İsa Yusuf Alptekin'i hatırlatan vakardaki konuşması ve gözyaşları, eğer orada bulunsalardı inanıyoruz ki 'Ticaret siyasetçisi' veya 'siyaset taciri' etkili ve yetkilileri dahi kendi kararlarına isyan ettirirdi.

Erkin Alptekin'in, 'Bu toplantıyı istediğimiz Avrupa başkentinde yapardık ve Gökbayrak ve Albayrak'ı birlikte asardık. Ama biz Türkiye Cumhuriyeti'ne Şükran Günü düzenledik. Başka bir ülkede yapsaydık hiçbir yasakla karşılaşmazdık' diyerek ağlaması, perişan halimizi dökülen gözyaşlarıydı.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Burhan Kuzu'nun genelgeli yasağa rağmen salona gelmesi ve 'Bir Anayasa Hukukçusu olarak söylüyorum. Terörist tarifine Çin, mazlum tarifine Doğu Türkistan ve oradaki kardeşlerimiz uyuyor. Baskıları da genelgeyi de, bu salona gelmeyenleri de kınıyorum' diye haykırması da 'fikir adamı namusu' ile alakalıdır.

Sözün kısası, biz 'Şükran Günü'nde salonu doldurup taşıran herkesi, parti liderleri Muhsin Yazıcıoğlu'ndan Ahmet Bican Ercilasun'a, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Atilla Kaya ve Kamusen Genel Başkanı Bircan Akyıldız'dan, Şevket Kazan'a ve Mehmet Elkatmış'a, Türkiye'nin dört bucağından oraya toplanan bütün gönüldaşlarımıza alkışlar sunuyoruz.

Peki tabii ki yiğit ev sahipleri Sayın Sinan Aygün ve Sayın Nuri Gürgür'e minnet borçluyuz.

'Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış' ya... Şu 'ödlek' Çin Elçisi'ne de teşekkür mü etsek ne yapsak?(!)... Kimin kaç okka çektiğini, kimin Çin parasıyla tek kuruş etmediğini anlamamıza vesile olduğu için...

Biliniz ki 'Şükran Günü'nde Albayrak'ın 'sıcak selamı', mazlum ve esir Doğu Türkistan'da Gökbayrak'ı manen dalgalandırmış, mahzun gönülleri 'ıssık'laştırmıştır.

Bir başka şükran

İçİŞlerİ Bakanımız Abdülkadir Aksu'ya, İstanbul Valimiz Muammer Güler'e ve İstanbul Emniyet Müdürümüz Celalettin Cerrah'a, mill” haysiyet ve hassasiyetlerinden dolayı şükranlarımı sunarım. Bu 'şükran'ın sebebi bence ve kendilerince malumdur. Ancak şahs” değil, mill”dir...

 

HEPSİ BİRER GÖKBAYRAK

Doğu Türkistan için binlerce insan Ankara’ya aktı. Devlet, Şükran Günü’nü mesajla kutladı


DOĞU Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği’nin, daha yapılmadan olaya dönüşen ‘Şükran Günü’ dün Ankara’da coşkuyla gerçekleştirildi.

Ankara Ticaret Odası salonundaki toplantıya, yurdun çeşitli yörelerinden otobüsler dolusu izleyici katıldı. Ancak izleyicilerin getirdikleri ‘Özgür Türkistan’ı simgeleyen ‘Gökbayraklar’ güvenlik görevlilerince salona sokulmadı.

Toplantıya devleti temsilen hiç kimse katılmadığı için davetiye gönderilen isimlerin koltukları boş kaldı. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış saat 14.00’de geldiği toplantı salonundan, ‘Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ziyaretine geleceği’ gerekçesiyle 10 dakika sonra ayrıldı. ‘Gizli Başbakanlık Genelgesi’ ile ‘resmi kurumların temsilinin yasaklandığı’ toplantıya, kabine üyelerinin neredeyse ‘tamamı’ ‘başarı mesajı’ gönderdi.

Siyasi partilerin ‘parti üyeleri’ düzeyinde temsil edildiği toplantıya, lider olarak Muhsin Yazıcıoğlu ile Ahmet Bican Ercilasun katıldılar. Toplantıya Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ile Tuğrul Türkeş, Koray Aydın, Sadi Somuncuoğlu, Agâh Oktay Güner katıldılar.

Yazarımız Servet Kabaklı’nın konuşmacı olarak katıldığı toplantıyı, yazarımız Namık Kemal Zeybek ve Ankara Temsilcimiz Nursun Erel de izlediler.

Saygı duruşu

Toplantı, 50 yıl önce Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye göç ederken yaşamlarını yitirenlerle, Mustafa Kemal Atatürk ve Adnan Menderes için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı, ardından İstiklâl Marşı okundu.

Toplantıda ilk sözü alan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyid Tümtürk, “Gönül isterdi ki, hükümet erkanından da burada hazır bulunanlar olsaydı. Tabii bu tutumlarını saygıyla karşılıyoruz” deyince salondan protesto sesleri yükseldi. Sözlerini “Yaşasın Türkiye” diye sürdüren Tümtürk, toplantının bütün entrikalara rağmen düzenlenebildiğini söyledi.

Gözyaşlarıyla teşekkür

Doğu Türkistan Türkleri’nin 1931’de başlayan ‘hicret’ öyküsünü anlatan Erkin Alptekin, o yıllarda göç edenlerin başına neler geldiğini, kimi ülkelerden dışlanırken, Türkiye’nin Doğu Türkistan Türkleri’ni bağrına bastığını söyledi. Konuşması sırasında “Türk uyruğuna, Türkistan’a sahip çık” sloganları atılan Alptekin’e salondan, “Soydaş üzülme, Türk milleti, hükümeti gibi düşünmüyor” şeklinde seslenenler oldu. Konuşmasının sonunda Türkiye’ye şükranlarını dile getiren Alptekin gözyaşlarına boğuldu.

Kabaklı bayrak açtı

Daha sonra kürsüye gelen yazarımız Servet Kabaklı sözlerine, “Devletinin 50 yıl önce sinesine sardığı Doğu Türkistanlılar’a şimdi yapılan reva mıdır?” diye başladı ve İsa Yusuf Alptekin’in verdiği mücadeleyi anlattı.

Coşkulu bir konuşma yapan Kabaklı, “Doğu Türkistanlılar’ın mücadelesine destek verenleri, Atatürk, Adnan Menderes, Başbuğ Alparslan Türkeş ve Turgut Özal’ı şükranla anıyorum” deyince salonda büyük bir alkış tufanı koptu. Kabaklı konuşmasını tamamladıktan sonra cebindeki Türk Bayrağı ile ‘Özgür Türkistan’ı simgeleyen ‘Gökbayrak’ı açınca salon alkışlar ve tezahürattan inledi. Kabaklı konuşmasını bitirip yerine oturduktan sonra bir güvenlik görevlisi gelerek elindeki bayrakları aldı.

Aygün’ün konuşması

ATO Başkanı Sinan Aygün, günlerdir bu toplantının düzenlenmemesi için büyük baskı yapıldığını bildirerek, şunları söyledi:

“Çünkü bu toplantının Çin’i yıkmayı hedeflediğini söylediler, bundan korkuyorlarmış. Ben bunu duyunca sevindim. Demek 30 milyon Türkistanlı, 1.5 milyar Çinli’yi korkutmuş. Bütün Ankara’yı ayağa kaldırdılar, hatta yaşlı babamı bile devreye soktular ama ben yılmadım. Çünkü ben de Türkmenim. Yılmadım ama üzüldüm, hele şu genelgeye çok üzüldüm, gururum incindi.”

Plaket verildi

Aygün’den sonra BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu bir konuşma yaptı ve Doğu Türkistanlılar’ın içinde bulunduğu mezalimi anlattı. Hükümetin izlediği politikayı da eleştiren Yazıcıoğlu, ‘daima soydaşların yanında olma’ sözü verdi.

Konuşmaların ardından Doğu Türkistan sorununu, bugüne kadar yaşananları ve Çinliler’in Türkistanlılar’a yaptığı eziyetleri konu alan bir slayt gösterisi yapıldı. Doğu Türkistan davasına destek verenlere ödül töreninde Ahmet Özal ve Tuğrul Türkeş’e babaları adına plaket verildi. Yazarlarımız Servet Kabaklı ile Namık Kemal Zeybek de plaket aldı. Şükran Günü, folklor gösterisiyle sona erdi. Tercüman / ANKARA

Gelmeyeni kınıyorum

ŞÜKRAN Günü’ne katılan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Burhan Kuzu, başta bakanlar ve milletvekilleri olmak üzere devlet erkanına ‘katılmayın’ genelgesi yayınlayan Başbakanlığı kınadığını bildirdi. Kuzu, “Genelgeyi de, katılmayanı da kınıyorum. Ben Anayasa hukuku hocasıyım. Doğu Türkistan terörist değil, mazlumdur” dedi.

Hükümet katılmadı ama mesaj gönderdi

Mehmet Ali Şahin (Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı)

Abdüllatif Şener (Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı)

Vecdi Gönül (Milli Savunma Bakanı)

Ali Babacan (Devlet Bakanı)

Hüseyin Çelik (Milli Eğitim Bakanı)

İsmail Alptekin (AKP Ankara Milletvekili)

Salih Kapusuz (AKP Grup Başkanvekili)

Haluk İpek (AKP Grup Başkanvekili)

Mehmet Dülger (TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı)

Nusret Bayraktar (AKP İstanbul Milletvekili)

Mehmet Yıldırım (AKP İstanbul Milletvekili)

Vahit Çekmez (AKP Mersin Milletvekili)

Necmettin Erbakan (Saadet Partisi Genel Başkanı)

13.06.2003 Tercüman

2003-06-06

Doğu Türkistan'da sellerden 24 kişi öldü

Çin'in kuzeybatısındaki Doğu Türkistan (Sincan Uygur Özerk Bölgesi)'da bulunan İli nehrinin aşırı yağışlardan dolayı taşması sonucu 24 kişi öldü.

Çin ve Hong Kong'da SARS'tan ikişer kişi daha öldü

Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) hastalığından dolayı Çin ve Hong Kong'da 2'şer kişinin daha öldüğü açıklandı.

SARS'tan ölenlerin sayısı 779'a yükseldi

SARS salgınının yol açtığı ölüm ve vaka sayıları şöyle:

Ölümler:

Çin : 338 Hong Kong : 286 Tayvan : 81 Singapur : 31 Kanada : 31 Vietnam : 5 Malezya : 2 Filipinler : 2 Tayland : 2 Güney Afrika : 1 Dünya çapında: 779

Vakalar:

Çin : 5329 Hong Kong : 1750 Tayvan : 676 Singapur : 206 Kanada : 216 Vietnam : 63 ABD : 65 Filipinler : 12

2003-05-23

SARS, Misk kedilerinin dışkısından ve salyasından bulaşmış

Hong Kong üniversitesi Mikrobiyoloji Bölümü Başkanı Profesör Yuen Kwok-yung, SARS hastalığına yol açan virüsün büyük ihtimalle miskkedilerinden kaynaklandığını belirterek, hastalığın, hayvanın dışkısından ve salyasından bulaştığını söyledi.

Hong Konglu ve Çinli bilim adamlarının hastalığın kökeniyle ilgili yaptıkları bir aylık araştırmanın sonuçlarını basın toplantısıyla açıklayan Prof. Yuen, ''Genetik bilgilere göre, virüsün insanlara miskkedisinden yayılmış olması kuvvetle muhtemel'' dedi.

Prof. Yuen, miskkedilerinin dışkılarından ve salyalarından 4 virüs örneğinin alındığını ve bunların SARS hastalarındaki ''coronavirüs'' tipine ''çok benzediğini'' gördüklerini söyledi.
 

2003-05-18

11:57 Hong Kong'da 4 kişi daha SARS'tan öldü

Hong Kong'ta akut solunum yolu yetmezliği (SARS) nedeniyle 4 kişi daha öldü.

Hastane yetkilisi, basın toplantısında, Hong Kong'ta SARS'tan ölenlerin sayısının 247'ye, 3 kişide daha SARS teşhis edilmesiyle hastalığa yakalananların sayısının 1713'e yükseldiğini söyledi.

Dünyada SARS'tan ölenlerin sayısı 630'a yükseldi

Akut solunum yetmezliği sendromu (SARS) hastalığından ölenlerin sayısı 630'a yükseldi.

SARS hastalığından ölenlerin ve vakaların dünyadaki dağılımı şöyle:
 

2003-05-14

SARS 5 milyon iş kaybına yol açabilir

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), SARS korkusunun, ekonomik gerilemeyle birlikte dünya turizm sektöründe bu yıl 5 milyon iş kaybına yol açabileceğini bildirdi.

ILO, hastalık yüzünden dünya turizmindeki gerilemenin, 11 Eylül saldırılarından sonra sektörde meydana gelen iş kayıplarını 11,5 milyona çıkaracağı tahmininde bulundu.

SARS'tan ölenlerin sayısı 588'e yükseldi

İlk kez Çin'de tespit edildikten sonra dünyaya yayılmaya devam eden akut solunum yetmezliği sendromundan (SARS) ölenlerin sayısı dünya genelinde 588'e ulaştı.

Dünya genelinde bildirilen vaka sayısı da 7500'ü buldu.

Hastalıktan ölenlerin dağılımı şöyle:

Çin: 267, Hong Kong: 227, Tayvan: 31, Singapur: 28, Kanada: 24, Vietnam: 5, Malezya: 2, Filipinler: 2, Tayland: 2

Bilim adamları virüsün çoğalmasını engelleyebilecek yeni bir ilerleme sağladılar

Akut solunum yetmezliği sendromuna (SARS) karşı ilaç geliştirmeye çalışan bilim adamları, virüsün çoğalmasını engelleyebilecek yeni bir ilerleme sağladılar.

Almanya'daki Lübeck Üniversitesi'nde görevli bilim adamı Rolf Hilgenfeld başkanlığındaki ekip, SARS virüsünün çoğalmasından sorumlu enzimin aynısını yapmayı başardı.

Bu sayede enzimi bloke ederek, virüsün çoğalmasını engelleyecek bir maddenin bulunmasının kolaylaşacağını belirten Hilgenfeld, enzimi bloke edecek bir maddenin birkaç ay içinde hazırlanabileceğini kaydetti. Hilgenfeld, SARS'a karşı etkili bir ilacın üretilmesinin ise 2 yıl sürebileceğini ifade etti.
 

Tayvan'da 6 yeni ölüm, 18 vaka

Akut solunum yolları sendromu (SARS) dünyada can almaya devam ederken, Tayvan'da SARS'a bağlı 6 yeni ölüm ve 18 yeni vaka bildirildi.

Tayvanlı sağlık yetkilileri, önlemlere rağmen hastalığın yayılmaya devam ettiğini belirterek, saptanan son ölüm ve vakalarla ülkede ölenlerin sayısının 31'e, vaka sayısının da 238'e yükseldiğini açıkladı.

2003-05-13

Kırgızistan, SARS nedeniyle Çin sınırını kapattı

Kırgızistan, akut solunum yetmezliği sendromunun (SARS) ülkeye sıçramasını engellemek için Çin sınırını kapattı.

Kırgız hükümeti, komşusu Çin'le bağlantısını sağlayan karayollarının çoğunu kapattı, hava trafiğini de askıya aldı.
 

2003-05-09

Dünyada SARS'tan ölenlerin sayısı 513'e yükseldi

Dünyada SARS'tan ölenlerin sayısı 513'e yükseldi

Dünyayı tehdit eden akut solunum yetmezliği sendromundan (SARS) ölenlerin sayısı, 513'e yükseldi.

En çok Çin'de can kaybına yakalanan hastalığa ana kadar, dünya çapında binlerce kişi yakalandı.

SARS'tan ölenlerin dağılımı şöyle:

Çin : 230, Hong Kong : 208, Singapur : 27, Kanada : 23, Tayvan : 14, Vietnam : 5, Tayland : 2, Malezya : 2, Filipinler: 2
 

2003-05-08

Dünyada SARS'tan ölenlerin sayısı 497'e ulaştı

Dünyayı tehdit eden akut solunum yetmezliği sendromundan (SARS) ölenlerin sayısı, 497'ye yükseldi.

''Gizemli zatürree'' diye de adlandırılan hastalık, en çok Çin'de can kaybına yol açtı.

SARS'tan ölenlerin dağılımı şöyle:

Çin: 219, Hong Kong : 204, Singapur : 27, Kanada : 23, Tayvan : 13, Vietnam : 5 Tayland : 2, Malezya : 2, Filipinler: 2

SARS yaşlı insanlarda daha etkili oluyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), akut solunum yetmezliği sendromuna (SARS) yakalananlarda yaş arttıkça ölüm oranının da artığını bildirdi.

Örgütün internet sitesinde yayınlanan açıklamada, bazı yaş gruplarında SARS'tan ölüm oranının yüzde 50'yi bile aştığı belirtildi.

2003-05-06

SARS'tan ölenlerin toplam sayısı 478'e yükseldi

Akut solunum yetmezliği sendromundan (SARS) Hong Kong'ta 6 kişi, Çin' de 8 kişi daha öldü. SARS'tan ölenlerin toplam sayısı 478'e yükseldi.

SARS'tan ölenlerin dağılımı şöyle: Çin : 214 Hong Kong : 193, Singapur : 27, Kanada : 23
Tayvan : 10 , Vietnam : 5, Tayland : 2
Malezya : 2, Filipinler: 2

SARS vakalarının en çok görüldüğü yerler ve hasta sayısı ise şöyle: Çin : 4409, Hong Kong : 1646, Singapur : 203, Kanada : 149, Tayvan : 116 Bütün dünyada: 6600'den fazla.

Rusya Sağlık Bakanlığı Çin heyetinin sağlık kontrolünden geçirilmesini istedi

Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) hastalığının yayılmasından endişe eden Rusya Sağlık Bakanlığı, Çin'den gelmesi beklenen resmi heyetlerin ön sağlık kontrolünden geçirilmesini istedi.
 

2003-05-04

Çin'de SARS'tan 7 kişi daha öldü

Akut solunum yetmezliği sendromu (SARS) salgınından binlerce kişinin etkilendiği Çin'de, bu hastalık nedeniyle 7 kişi daha hayatını kaybetti.

Çin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ölü sayısının 197'ye yükseldiği bildirildi.

Açıklamada, ülkede 163 yeni SARS vakasının daha görüldüğü ve bu hastalığa yakalananların toplam sayısının 4125'e yükseldiği de kaydedildi.

2003-05-02

Sars salgını nedeniyle ölenlerin sayısı 410 oldu

Asya kıtası başta olmak üzere tüm dünyayı etkisine alan akut solunum yetmezliği sendromundan (SARS) ölenlerin sayısı 410'u geçti.

Dünyada SARS'tan ölenlerin son dağılımı şöyle:

Çin: 181, Hong Kong : 170, Singapur : 25, Kanada : 23, Vietnam : 5, Tayvan : 3, Malezya : 2, Filipinler: 2, Tayland : 2, Toplam : 413

SARS vakalarının en çok görüldüğü yerler ve buralardaki hasta sayısı ise şöyle:

Çin: 3814, Hong Kong : 1611, Singapur : 201, Kanada : 148, Tayvan : 89, Vietnam : 63, Toplam : 5926,   Zaman 2003-05-02

2003-04-29

Çin'de 9 kişi daha SARS'tan öldü

Çin'de, Akut Solunum Yetmezliği Sendromu'ndan (SARS) 9 kişinin daha hayatını kaybettiği bildirildi. Sağlık Bakanlığı, ölümlerin, SARS'ın en çok etkilediği başkent Pekin'de olduğunu açıkladı.

Hong Kong'da SARS'tan 12 kişi daha öldü

Hong Kong'da SARS'ın 12 kişinin daha ölümüne neden olduğu ve 15 yeni vaka saptandığı bildirildi.
 

2003-04-28

SARS'tan ölenlerin ülkelere göre dağılımı

Asya kıtası başta olmak üzere dünyayı etkisine alan Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) nedeniyle ölenlerin sayısı 332'ye yükseldi. SARS'tan ölenlerin ülkelere göre dağılımı şöyle:

Çin : 139
Hong Kong : 138
Singapur : 22
Kanada : 21
Vietnam : 5
Tayland : 2
Malezya : 2
Filipinler: 2
Tayvan : 1
Toplam : 332

SARS vakalarının en çok görüldüğü ülkeler ve bu ülkelerdeki hasta sayısı ise şöyle:
Çin : 3106
Hong Kong: 1557
Singapur : 199
Kanada : 142
Toplam : 5004

Elçiliklere kilit izni 

Dünyanın en hızlı yayılan virüsü SARS, Türkiye'yi de önlem almaya itti. Dışişleri Bakanlığı, hastalığın görüldüğü ülkelerdeki büyükelçiliklere 'kilit' vurma izni verdi

SARS kabusu, Türkiye'yi de sardı. Korkunç hastalığın Türkiye'ye sıçraması ihtimali üzerine Dışişleri Bakanlığı, hastalığın görüldüğü ülkelerdeki Türk Büyükelçilere, 'İstediğiniz zaman dönün emri' verdi. Büyükelçilikler, gerekli görüldüğü takdirde, geçici olarak kapatılacak.

Ankara'dan Uzakdoğu'daki büyükelçiliklere gönderilen yazılı emirde, büyükelçilikler bulundukları ülkedeki SARS hastalığı ile ilgili gelişmeleri izleyerek, şartlara göre tam veya kısmi tahliye kararı alabilecek. Büyükelçiler, ilk etapta ailelerini veya aileleriyle birlikte kilit personel dışındaki görevlileri Türkiye'ye gönderebilecek.

Ancak şimdiye kadar SARS nedeniyle herhangi bir kısmi veya tam tahliye girişiminde bulunulmadığı belirtildi.

Sakıncalı ülkeler

Dışişleri Bakanlığı, Türk vatandaşlarının SARS hastalığının görüldüğü Çin Halk Cumhuriyeti, Hong Kong Özel İdari Bölgesi, Tayvan, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Tayland, Filipinler ve Malezya'ya zorunlu olmadıkça gitmemeleri çağrısında bulunmuştu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, şöyle denilmişti:

'Filipinler ve Malezya'da görülen ve ölümle sonuçlanabilen atipikzatürree (SARS) hastalığı dolayısıyla vatandaşlarımızın söz konusu ülkelere zorunlu bir neden olmadıkça seyahat etmemeleri tavsiye olunur.''

Her 7 hastadan biri tehlikede

İngiliz Kraliyet Akademisi'nden Prof. Roy Andersen'e göre SARS'a yakalanan her 7 kişiden biri ölecek

Dünyanın sayılı bulaşıcı hastalık uzmanlarından İngiliz Kraliyet Akademisi'nden Profesör Roy Andersen, SARS'ın korkunç yüzünü gösteren bir rapor hazırladı. Rapora göre, hastalığa yakalanan 7 kişiden birinin öleceği tahmin ediliyor.

Hong Kong'taki bin 400 SARS vakasını inceleyen Andersen, İngiliz BBC Televizyonu'na verdiği demeçte, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri incelendiğinde, hastalığa bağlı ölüm oranlarında hızlı bir artışın göze çarptığını kaydetti. Andersen, SARS'a bağlı ölüm oranları, WHO'nun öngördüğü oranın yaklaşık 3 katı fazla olacağını ve bugünkü durumda ölüm oranının yüzde 8 ila 15 arasında olacağını tahmin ettiğini belirtti. Medyada SARS'la ilgili gerçeklerin abartıldığına dikkati çeken Andersen, 'Virüsün gerçekten yüksek oranda taşıyıcı olması halinde, hastalık çok kritik bir hale gelebilir. Gelişmiş ülkelerde de SARS vakalarına rastlanması mümkün. Ancak düzgün işleyen bir izleme mekanizması ve zamanında alınan önlemlerle hastalığın yayılması durdurulabilir' diye konuştu.

İngiltere ulasal Kan Servisi doktorlarından Frank Boulton ise SARS'ın yol açtığı dehşeti, biyolojik bir silahın yol açabileceği dehşete benzetti.

Hastalıkla ilgili 5 soru 5 yanıt

SARS'ın yarattığı büyük korkuya karşın insanlar bu hastalığın nasıl yayıldığını ve korunma yöntemlerini bilmiyor. SARS hakkında en çok sorulan sorular ve yanıtları şöyle:

SARS'a ne yol açıyor?

Hastalığa, 'Koronavirüs' grubu bir virüs yol açıyor. Koronavirüsler, hem insanlarda, hem de hayvanlarda sıradan soğuk algınlıklarından, çok şiddetli mide-bağırsak hastalıklarına kadar çeşitli rahatsızlıklara neden oluyor. Bilim adamları, SARS'ın ilk olarak hayvanlardan insanlara geçtiğine inanıyor.

Nasıl bulaşır?

Büyük ihtimalle, insanların ağzından, öksürme, hapşırma sonucu çıkan damlacıklar yoluyla veya yakından konuşma sonucu bulaşıyor. SARS'a yol açan virüsün de örneğin asansör, elektrik düğmeleri, masa yüzeyleri gibi, insanların ellerinin dokunduğu alanlardan, başka insanlara geçebildiği sanılıyor. Virüs dışkıda tespit edildiği için, dışkı-ağız yoluyla yayılması ihtimali bulunuyor.

Kimleri öldürüyor?

Başlangıçta SARS'ın genç, sağlıklı insanları etkilediği düşünüldü, ancak daha sonra herkesi etkisi altına alabildiği gözlendi. Uzmanlar, hem hastalığın erken evresinde olmasının, hem de hasta sayısının azlığının, bu konuda kesin sonuçlara varmayı imkansız hale getirdiğini belirtiyor. Hastalıktan ölümler hakkında kapsamlı veriler de bulunmuyor.

Ölüm oranı artıyor mu?

SARS'a yakalananlar arasında ölenlerin oranı başlangıçta yüzde 3'tü. Ancak bu oran daha sonra yüzde 5.9'a çıktı. Buna karşın uzmanlar, buradan, virüsün giderek tehlikeli hale geldiği sonucunun çıkarılmaması gerektiğini vurguluyor.

Nerelerde görülüyor?

Hastalığın, Çin'in güneyindeki Guangdong bölgesinde başladığı sanılıyor. Ülkenin Pekin, Hong-Kong, Guangdong ve Shanxi bölgeleri, hastalığın bulunduğu bölgeler olarak kabul ediliyor. Singapur, Vietnam, Kanada'nın Toronto kenti de hastalığın bulunduğu bölgelerden. Hastalığın Toronto'dan en az 5 ülkeye daha yayıldığı yolunda da belirtiler var. Hastalık turistler aracılığıyla yayılıyor. ABD'de de 39 şüpheli vaka bulunuyor. Bunların ikisi hariç tümü, SARS görülen ülkelerden seyahat edenler.


Sınır kapılarında sıkı denetim

Bulgaristan ve Yunanistan'da dört kişinin SARS şüphesiyle tedavi altına alınması üzerine, İpsala ve Kapıkule Sınır Kapıları'nda sağlık denetimleri sıkılaştırıldı. Edirne Emniyet Müdürlüğü de, Asya ülkelerinden gelen kaçakları, SARS ihtimaline karşı, kısa sürede sınırdışı ediyor.

İpsala Kara Hudut Sağlık Denetleme Merkez Tabipliği'ndeki sağlık personeli, 24 saat boyunca Türkiye'ye giriş yapan yolcuların, SARS'ın bulguları olan ateş, kuru öksürük, solunum yetmezliği gibi bulgularının olup olmadığını kontrol ediyor.

24 saat görev

Yetkililer, Yunanistan'da SARS hastalığı belirtileri gösteren aynı aileden üç kişinin hastanede tedavi altına alınmasından sonra, kontrollerin hafta başından itibaren titizlikle yapılmaya başlandığını ve gümrüğe geçici bir doktorla bir sağlık memurunun atanacağını belirtti. Bulgaristan'a açılan Kapıkule Sınır Kapısı'nda da Kara Hudut Sağlık Denetleme Merkez Baştabipliği'nce, giriş peronlarında, ikişer sağlık görevlisi, 24 saat süreyle, yolcuları sağlık muayenesinden geçirmeye devam ediyor. Sağlık Bakanlığı'na bağlı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından Kapıkule ve İpsala'ya, olası SARS virüsü vakalarında kullanılmak üzere, çok sayıda tıbbi malzeme de gönderildiği de bildirildi.

293 kişi SARS kurbanı

- Raporlara göre 26 ülkede, vaka sayısı 4 bin 649'a, ölü sayısı ise 293'e ulaştı.

- Bulgaristan'ın ardından Yunanistan'da da, Dubai'den gelen ve SARS belirtileri gösteren bir kişi tedavi altına alındı.

- SARS savaşında başarısızlıkla suçlanan Çin Sağlık Bakanı Wenkang istifa etti.

- Binlerce Çinli öğrencinin, gelecek yıl ABD'de öğrenim için gireceği sınavlar, aşırı risk yüzünden iptal edildi.

- Azerbaycan Dışişleri Bakanı Vilayet Guliyev, SARS nedeniyle, Pekin Büyükelçiliği çalışanlarının gerekirse geçici bir süre için geri çağrılabileceğini bildirdi.

- Singapur va Fransa hükümetleri, hastalıkla mücadele kapsamında, şüpheli görülen hastaların karantinaya alınmasına karar verdi. Singapur, şüphelilerin elektronik olarak da fişleneceğini bildirdi.

- Ünlü İngiliz sanatçı Elton John, Billy Joel ile Toronto konserini erteledi. Amerikalı şarkıcı Mariah Carrey de, çıktığı dünya turnesinin Singapur ayağını iptal etti.

- Sudan, içlerinde hasta olabileceği endişesiyle başkent Hartum'a gelen 72 Çinli'nin ülkeye girişine izin vermedi.

- Tayvan'da karısının SARS hastası olduğunu sanan bir kişi intihar etti.

Akşam Gazetesi 2003-04-27


Arama Motoru

 

 

Kelime, cümle veya sayi yazilarak arama yapilabilir.


©KIVILCIM- Her Hakkı Saklıdır..28/04/2003 15:00  webmaster@kivilcim.org