Haftalık Siyasi İlmi Gazete - Doğu Türkistan Haber Merkezi Yayını

Türklerin er meydanı: AAD

 

Türkiye-AB Ortaklık Anlaşması kapsamında pek çok hakkı doğan Avrupalı Türkler, bu haklarının yontulması ve kötüleştirilmesine karşı Avrupa Adalet Divanı’nda mücadele veriyor.
Yüz yıllar boyunca harplere sahne olan Avrupa kıtası, tarihin en büyük yıkımı olan İkinci Dünya Savaşı’nın ardından istikrar için ekonomik ve siyasi bütünleşmenin yollarını aradı. Savaşların kaynağını oluşturan kömür ve çelik alanında işbirliğine giden Batı Avrupa ülkeleri, zamanla bu işbirliğini Avrupa Topluluğu’na, daha sonra Avrupa Birliği’ne dönüştürdü. Tabi ki bu dönüşüm Avrupa’da hukuki bir sistem kurulmasını gerektirdi. Bu amaçla oluşturulan devletler üstü hukuk organı Avrupa Adalet Divanı (AAD), hem birlik içindeki yasal düzenlemeleri hem de AB’yle yapılan ortaklık anlaşmalarını takip ediyor. İşte burada AB ile Katma Protokol ve Ortaklık Anlaşması imzalayan Türkiye’nin ve Türk vatandaşlarının, birlik üyesi ülkelerle aralarındaki sorunları giderecek bir yargı mercii oluşuyor. Buraya başvuran Türkler, var olan haklarını arayarak, bunları gün ışığına çıkarıyor. Lüksemburg’daki Adalet Divanı’nda son olarak Almanya’daki Türk nakliye şirketlerinin açtığı bir dava görülüyor.
Zafer ufukta göründü
Önceki gün görülen ve Haziran’a kadar sonuçlanması beklenen dava, 1996 yılında, Türkiye’de ikamet eden Türk şoförlerinin Almanya’daki uluslararası nakliye firmalarında çalıştırılmasının yasaklanması üzerine açılmıştı. Önceki günkü duruşmada nihai karar verilmemesine rağmen Avrupa Komisyonu Raportörü Horst Peter Kreppel, Türk tarafının görüşlerine yakın bir konuşma yaptı. Kreppel, 15 divan yargıcı karşısında 1973 tarihli Türkiye-Avrupa Topluluğu Katma Protokolü’ne göre Almanya’nın Türk vatandaşlarının ve işverenlerinin haklarını kötüleştirici yasalar getiremeyeceğini söyledi. Davayı açan nakliye firması sahibi Nadi Şahin ile Türkiye’de bulunan TIR şoförü Eran Abatay’ın avukatları Rolf Gutmann ile Tobias Helbing, 1995’te Almanya’nın çıkardığı yasanın Türkiye-AB Ortaklık Anlaşması’na aykırı olduğunu dile getirdiler. Gutmann, 1973 tarihli Ek Protokol’den sonra Türklerin haklarının geriye doğru kötüleştirilemeyeceğini tekrarladı.
‘Hepimiz umutluyuz’
Alman hükümetinin avukatı Wolf Dieter Plessing ise, anlaşma maddelerinin ihlal edilmediğini ileri sürdü. Davayı takip eden Avrupa-Türkiye Araştırmaları (ATA) Başkanı Doç. Dr. Harun Gümrükçü, Türk-İşadamları Derneği (DTU) Başkanı Osman Çat ve işadamı Nadi Şahin, duruşmayı olumlu bulduklarını ve lehte bir karar çıkmasını beklediklerini dile getirdiler. Dönemin Çalışma Bakanı Norbert Blüm’ün 1995’te Türk nakliye şirketlerine Türkiye’de ikamet eden şoförleri çalıştırma yasağı getirmişti. Türk firmaları da Alman iç hukuk sisteminde dava açmış, neticede konu 1997’de Avrupa Adalet Divanı’na taşınmıştı. Davayı takip eden Türk nakliyeciler, getirilen yasakla çok zorluk çektiklerini ve yüz binlerce marklık zarar ettiklerini söylediler. İşadamları, “Alman şoförleri, keyfine göre çalışıyor, bizim için çok önemli olan uzak yerlere gitmek istemiyorlar ve rahatlarına çok düşkünler. Biz de vize ve geçici izinlerle Türk şoförlerini getirtmeye çalıştık. Bu yasak bizi neredeyse çökertti. İflasın eşiğine geldik” dediler. Doç. Dr. Gümrükçü de, Adalet Divanı’ndan çıkacak kararın anavatandaki Türk vatandaşlarını ve diğer iş kollarında çalışanları da etkileyebileceğini belirterek, davanın önemine dikkat çekti.
...

16.01.2003  Turkiye

 

©KIVILCIM- Her Hakkı Saklıdır..15/01/2003 22:20 webmaster@kivilcim.org