M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Böylesine aile kadınları varken…

            Bugüne kadar onlar hakkında hep dalga geçip gülmeler duyuyorduk:

            “…İstanbul’da gösteriye katılmışlar, ellerinde mavi bayrak… yabancı muhabir sormuşlar:

            – Konu nedir? Niçin gösteri yapıyorsunuz?

            – Allah bir.

            – Biz de biliyoruz Allah’ın birliğini. Ne sebepten gösteri yapıyorsunuz?

            – Allah bir…”

            26 Haziran katliamından sonra çok sayıda aile hanımları ile gösterilerde, kucaklaşma, dertleşme, sarılıp ağlaşma, ortak duyguları paylaşma fırsatım oldu.

            Öylesine temiz duyguları, güzel fikirleri, hatta özeleştirileri vardı ki anlatamam:

            Sawut Damollam: “Askeri okullar açarız, getirin zenginler altınlarınızı” dediğinde, zenginler kadın kızlarının bir avuç yüzük-kolyelerini getirmişler (halbuki gömülen tonlarca altınları var) Damollam kızmış: “Bu yaptığınızın bedelini evlatlarınız çekecek, ne yazık ki!” demiş.

            Bir Ekim Çin Konsolosu önünde gösteri için toplanmıştık. Memleketten yeni gelen bayan gözyaşlarına hakim olamayıp durumu anlattı:

            “Hapishanede küçücük odaya yüzlerce insanı dolduruyorlar, hem de kadın erkek demeden çırılçıplak soyduktan sonra, ölünün üstünde diri, dirinin üstünde ölü, insan üstüne insan… ve birisinin pisliği birisinin üstünde… hepsini çürüttükten sonra kazma kürek ile çıkartılıyor…”

            Dinleyicilerden bir hanım, tir tir titriyordu, çığlık attıktan sonra yere yıkıldı.

            Bir hanım ekledi:

“Cinsel organlarını kestikten sonra evine salıverinler de varmış hapishaneden…”

– Vatanım, milletim o haldeyken, altın yüzük takılmış kollarım kırıl!

– Bana bu bilezikler haram!..

– Kollarım! Ellerim! Sen altın bilezik takmak için değil, vatanımın halkımın namusunu çiğneyen Çin zalimlerinin boğazını boğmak için yaratıldın, anladın mı? (genç bayan yüzük bileşiklerden kurtulmuş elleriyle konuşuyordu)

Bütün hanımlar küpe, yüzük, bilezik, cüzdan, her şeyini ortaya attı.

– Zalim Çin şaşırma! Sabrımızı taşırma!

– Cana can! Dişe diş!

– Şinjiang değil, Doğu Türkistan!

– Türkistan Çinliye mezar olacak!

– Mazlumlar burada, insan hakları nerede?!

– Katil Çin Türkistan’dan defol!

Kocaman iki poşet, mücevher ve cüzdanlar ile doldu.

7 yaşlarındaki bir kız yanındaki oğlana anlatıyordu:

– Bu paralarla silah satın alacağız. Çin zaliminin başına atacağız… bung… bung…!

– Toprağımızdan Çinlileri kovup çıkarmak için, canımız malımız herşeyimiz feda olsun!

– Feda olsun!

----------------------------------------------

Fatih Sultan Mehmet bir sabah gariban fakir fukara gibi giysiler giyerek, şehir sokaklarını karış karış gezmiş. Bir ekmekçiden bir ekmek satın almış sonra bütün şehri dolaşıp tekrar o ekmekçiden ikinci bir ekmek satın almaya kalkışmış.

Ama ekmekçi demiş ki:

– Kusura bakma canım kardeşim, ben çoktan siftah yaptım. Şu karşı taraftaki öbür ekmekçi henüz siftah yapmadı, ne olur sen ekmeği ondan satın alsan…

Fatih Sultan Mehmet’i çok etkilemiş bu esnafın, yani vatandaşının güzel ahlâkı, fazileti…

– Benim böylesine vatandaşlarım varken, ben İstanbul’u alamaz mıyım?!

O, beyaz tolpar atına binerek

– Allah Allah… Allah deyip yola çıkmış da, İstanbul’u fethetmiş.

---------------------------------------

1950’ler. Kore Savaşı. 4 bin Türk yiğit Koreliler için Çanbeyşen dağında Çinliler ile savaşta…

Uygur hacı dedeler, radyodan cami önünde dinliyor. Köy köyden Ayşe, Fatma… anneler, kendi sesleriyle böyle diyor:

– Oğlum Mehmet aslanlar gibi savaş. Düşmanı yok et. Göğsünden kurşunlan! Sırtından kurşunlanırsan, verdiğim ak sütümü helal etmem.

Cami önündeki Uygur Türkleri, Türklüğünden gurur duyuyor.

– Türk anneleri, kahraman anneler… sizi tarif etmeye kelimeler az.

---------------------------------------

Çin zalimlerinin ölüm kusan tankları önüne dimdik yürüyerek silahlı düşmanını yüreğine nefret duygularının ruhu hançerini saplayan anneler!..

Çin ordusunu parmağının tırnağı kadar görmeyen gururlu batur genç Uygur kızları…

Kendimi beyaz ata binmiş, zafer yolunda savaşa giren kral gibi hissettirdiniz.

Yalnız ben değil, vatan kurtarmak yolundaki mücahitlerin hepsi beyaz tolpar üstündeki kahraman zannetsin kendini.

26 Haziran katliamından sonra yeniden dünyaya gelmiş zannetsin. Bütün hayali fikri-zikri vatan kurtarmak olsun!

07.10.2009

Zeynure İsa

Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85
 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 07.10.2009 17:52   Hazirlayan: A. Karakash