İki
mücahit sohbeti
A: Mücadelemiz ile
yakından ilgilenen birçok yabancı yetkililer diyor ki:
Siz önce demokrasi, otonom (otonomiye) isteyin, basamak
basamak… sonra bağımsızlık zamanı geldiğinde istersiniz.
Önce bağımsızlık isterseniz Çin vermez, kayıp çok olur.
Kosova bile önce demokrasi, otonom istemişti.
B:
Önce şunu ifade ediyorum, fikri-zikri ne olursa olsun
bizim davamız ile ilgilenen yabancı dostlara
teşekkürler. Bizi yetim, yalnız bırakmadığı için Allah
razı olsun! Onların niyeti iyidir. Ama işimiz kolay
değil, bir yana çekersen at ölür, öbür yana çekersen
araba devrilir.
Ama
aynı ilaç, aynı türdeki hastaların bazılarına iyi gelse
de, bazılarına iyi gelmediği gibi özel durumlar ortaya
çıkıyor. Somut problemlere, somut çareler gerek oluyor.
Mesela, Kosova eskiden otonomiye görmemişti ki, istedi.
Ama
Doğu Türkistan (Uyguristan) 1960 senesinden bu yana
otonomiye ismindeki kuru biberondan bıktı, tiksindi.
Onun korçak kukla, satılmış “reis”lerinden hem…
Doğu
Türkistan’daki halkının hepsi (aklını kaybedenler hariç)
bağımsızlık istiyor. Çin zalimlerinden kurtulmak
istiyor. Adaletin yerini bulmasını istiyor.
Durum
böyleyken hür dünyadaki Uygur davası liderleri ortaya
çıkıp “Bağımsızlık değil, demokrasi, otonom istiyoruz”
demesi…
1) Çin’de demokrasi var mıydı ki
sana versin (kelin yağı varsa, kendi başına sürerdi)
Tianmin’de demokrasi isteyen kendi
öğrencisinden 4 binini Çin tank ile ezerek kıyma yaptı,
hâlâ bu yaptığının hata olduğunu itiraf ettiği yok!
(aradan 20 sene geçmesine rağmen)
2) Elinde hiçbir insani hak-hukukun
yokken, yani bütün hukuk Çin’in elindeyken, demokratik
haklarından nasıl yararlanabilirsin?
5 Temmuz Çin bayrağını götürerek,
gösteri yapan masum Uygurların hali ne oldu? Facia…
soykırım… Uyguristan kan gölü oldu…
3) Çin zalimleri çok kurnaz, çok
hilekâr, savaş meydanlarında kaybetse bile masa
oyunlarında, hokus-pokus cambazlığını işe koyup kazanan
aldatıcıdır.
Çin şu anda: “Uyguristan meselesi
benim iç işimdir” diye dünya halkını yanıltmaya,
susturmaya çalışıyor.
Bu durumda bazı Uygurların
“Otonomiye” denesi, Çin zalimlerini çok sevindiriyor.
Aynı ağızdan konuşmuşçasına.
Çünkü “Otonomiye isterim” demek,
“Doğu Türkistan Çin’in iç işidir”, “Doğu Türkistan
toprakları Çin’indir” “Çin ile aynı çatı altında
yaşayacağız…” “köleliğini kabul ettim…” manasına
geliyor.
4) Biz taşları sayana kadar, Çin kum
taneciklerini sayıyor. Şu anda BM’deki konsey üyeliği
fırsatından yararlanarak soykırımda gaza bastı.
5) Doğu Türkistan meselesinin Çin’in
iç meselesi olmadığını, 1949’da Doğu Türkistan’ın 40 bin
kişilik ordusu, devlet marşı, devlet girbi, devlet
bayrağı… herşeyi olan bağımsız devlet olduğunu
kanıtlayabiliriz. Buna şahit devletler var.
Stalin ile Mao iki komünist cellat
gizlice anlaşarak Doğu Türkistan’ı bu hale getirdi.
Komünizm yok olduğuna göre o iki
celladın anlaşması delinmesi lazım, sıfırlanması lazım.
İnanıyoruz ki, dünyanın adil
kanunları (uluslararası kanunlar), dünyanın adil
insanları Uyguristan’ın bağımsızlığını tanıyacak.
Sayın Obama’nın, Sayın Baba Bush
gibi cesaret örneği göstererek Uyguristan’a asker
göndermesini istiyoruz. Bütün Dünya devletlerinin Çin’e
karşı birlik olmasını, set kurmasını istiyoruz.
07.10.2009
Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85
|