 |
|
|
 |
|
|
|
||||||||||||
M.Ö.220 ~ |
||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|||
 |
||||||||||
 |
||||||||||
|
Hapishane mi? Leşhane mi? Çinlilerin geleneksel yemek zevklerinde böyle alışkanlığı vardı. Taze eti yemezdi. Eti akvaryum türündeki böceklenme sandığında kurutarak (böceğe) çevirip böceği yerler. Yılan balığı (tasma balık), yeşilliklerde çürütülerek (aylarca-yıllarca) bekletilerek iyice çürüyüp kokuştuktan sonra dükkânlarda satarlar. O balık pişirilirken pis kokudan yan apartmandakilerin bile canına vay… Ama Çinliler kokusunu da, o balığı da çok severler. Bugün Doğu Türkistan’da onbinlerce insan hapishanede. Bir Ekim İstanbul’da 300’den fazla kişi gösteri yaptı. Gösteride kendini yerden yere atarak yaka yırtıp ağlayan, baygınlık geçirenler, dünyaya Doğu Türkistan’daki Çin zulmünün ne kadar boyutlarda olduğunu anlatmaya çalışanlar da vardı, onlardan bir hanım diyor ki: “Şu an hapishanenin 6 kişilik bir odasına 60 kişi – 100 kişiyi doldurmuşlar. Hem de kadın-erkekler çırıl çıplak. İnsan üstüne insan. Birisinin pisliği birisinin üstünde… ölünün altında diri.” O pırıl pırıl, o masum, o güzelim Uygurları Çin zalimleri çürüterek, leş haline (affedersiniz aziz canlarım, ciğerlerimi leş demek istemezdim, boğazım düğümlendi kelime bulamıyorum) getirdikten sonra kazma kürek ile çıkartıyormuş. Ey Dünya İnsanları! Soykırımı soykırım tanıyın, Çin zalimlerini cezalandırın! Olmazsa bugün bize, yarın size… (İlave: gelen heyeti Çin zalimleri binbir çeşit hile ile yanıltmaya çalışıyorlar.)
02.10.2009
Adres: |
||||||||||
© ETIC. Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 04.10.2009 10:47 Hazirlayan: A. Karakash |
||||||||||