M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Bir Yalnız Adam: Abdulcelil Karakaş

(Gazeteci Yazar Ali Yagiz Duisburg)

        Malumunuz, geçtiğimiz temmuz ayında meydana gelen ve yüzlerce Uygur Türkünün öldüğü ve yine yüzlercesinin de yaralandığı olayların akabinde dünya basını kısmen de olsa bir kez daha Çin’e odaklandı.

     Ancak basına yansıyan bilgilerin ışığında eski adıyla Doğu Türkistan olarak bilinen Çin’in kuzey batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin merkezi Urumçi’de nelerin olup bittiğini kestirmek oldukça zor. Zira sızan bilgiler oldukça kısıtlı. Çin’in uyguladığı iletişim yasağı nedeniyle yaşananların olduğu gibi dünya basınına yansımadığını ve gerçeklerin bildiklerimizle sınırlı olmadığını kestirmek hiçte zor değil.

      Bütün bu kısıtlamalara rağmen Urumçi’de Uygurların ikindi vaktinden sonra sokağa çıkmakta zorlandıkları, üzerlerinde sıradan bıçak çıkması halinde bile sorgusuz tutuklandıkları, uğradıkları haksızlıkları dile getiren dilekçeleri yargıya iletmek istemeleri halinde tutuklama sebebi sayıldığını, hapishanelerde beş-altı kişinin kaldığı koğuşlara yirmiden fazla kişinin konulduğu ve 100 gramlık ekmekle dört kişinin günlük gıda ihtiyacını karşılama mecburiyetinde bırakıldığı, hapisteki insanlık dışı baskı ve vahşet neticesi Uygurların gruplar halinde ölüme terk edilmeleri, evlerine televizyon alıcısı adı altında dinleme cihazlarının zorunlu olarak yerleştirildiği, cadde ve sokaklara 24 saat kayıt kapasitesinde kameraların konulduğu… kısıtlı imkânlar dahilinde basına yansıyan bilgiler.

      Bilmediğimiz kim bilir daha neler yaşanıyor Urumçi’de!

      İşte tam bu olaylar cereyan ederken bir yalnız adam tanıdım yakın geçmişte. Adı:Abdulcelil Karakaş. İlk bakışta sıcak bakışları ve samimi tavırlarıyla karşısındakini adeta kendisine bağlayan bir özelliğe sahip. Mesleğini bilmiyorum halen daha. Doğrusu sorma ihtiyacını bile hissetmedim. Zira o öğle bir işe talip olmuş ki; birileri semeresini bilse herhalde bu adamın yaptığını sahiplenmek için çeşitli dümenlere başvurmaktan kendilerini alamazlar belki de. Kısacası o zoru seçmiş; zulme ve baskıya karşı adeta kendisini feda etmiş. Savunduğu dava tüm aleme şümul. Nerede bir haksızlık var; orada haklı olanların da var olduğuna, nerede bir zulüm var; orada mazlumların da varlığına inanmış. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun.onun için fark etmiyor. Varsa yoksa onun için hak, hukuk, adalet ve hürriyet.

     Bir yanda sürgündeki muhalif Uygur lider Rabia Kadir, diğer yanda Abdulcelil Karakaş gibi dava erleri, bu haklı uğraşta yılmadan çalışıyorlar her şeyi göze alarak. Başka da yolu olmasa gerek bunun. Herkes gücü miktarınca sorumluluğu üstlenmeli değil midir? Hem ortada bir haksızlık ve zulüm varsa... Peki nasıl hesap verecekler ’ben insanım’ diyenler; hele hele ben müslümanım’ diyenler? Var mı öyle yan gelip yatmak, olanlar karşısında kayıtsız kalmak! Peki bu konuda sana dinini tebliğ eden Peygamber: “Kim ki bir yanlışlık görüyorsa bir yerde; onu eliyle kaldırsın, gücü yetmiyorsa; diliyle, ona da gücü yetmiyorsa; kalben buğz etsin”   demiyor mu? Ya da “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü kime hitaben söylüyor?

      Abdulcelil Bey çok dertli: “Ben ‘Uygur’ diyorum, bana; “O da ne, yoksa bir yemek adımı” diyen Türk kardeşlerimize rastladım “ diyor.  Kendisi birçok dernek kuruluşuyla irtibat halinde ama hamasi konuşmalar pek pratiğe yansıtılmıyor olacak ki;  “Beraberce bir şeyler yapalım teklifime kuruluşlar adeta ‘başkaları yapsın biz destekleyelim’ yaklaşımındalar” diyerek haklı olarak serzenişte bulunuyor.

     Maddi-manevi desteğe ihtiyacın çok olduğu bu dönemde Abdulcelil Bey ile irtibata geçmek isteyenler için: Adres:

ETIC Kaiser-Wilhelmstr. 247, 47169 Duisburg
 Web: www.uygur.org  / E-Posta:
karakash_a@hotmail.com
Telefon: 0049 203 579 36 45 Cep: 0049 176 24 89 40 54

 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 24.09.2009 01:54   Hazirlayan: A. Karakash