Çin
cellatlarının kemik kırma zevki sefası
Çinliler aslında işkenceden zevk alan bir toplumdur.
Onların başka bütün Dünya insanlarından farkı da işte
burada.
Özel
yapılmış masaya maymunun kafasını sıkıca sıkıştırarak
onun beynini yemekte olan Çinliler: “Esas zevk maymun
beyninin lezzetinden öte, maymunun çığlığında…” derler.
26
Haziran Çinliler 800 Uygur işçiyi linç etti. Bu olay
protesto edilerek Ürümçi, Gulca, Kaşkar’da gösteri yapan
Uygurları Çin ordusu kanlı bastırdı.
Gösteriye katılmasa bile ev ev bastırıp girerek
küçük-yaşlı demeden Uygur erkeklerini hapse topladı.
Hapishane ya da hapsane olarak kullanılan herhangi bir
yerin ana kapısından içerisindeki odalara kadar, elleri
sopalı Çin cellatlarından oluşan koridor, cellatlardan
yapılmış duvar, ana kapıdan içeri girene kadar mahkumun
başına gözüne vurulan binlerce sopa.
Şans
eseri ölmeden hücreye tıkılan, iğne ile öldürme binbir
çeşit Çin işkencesinden başka kemik kırma yarışı
bekliyor.
Hapishane avlusunda kart oynayıp oturan cellatların
hangisi kazanırsa, istediği mahkumu avluya çıkartıp,
demirden özel yapılmış sandalyeye onu sıkıştırdıktan
sonra ayak, kalça, bel kemiklerini kırıyor ve kemik
kırmada birbiri ile yarış yapıyor “Sen beş defa vurarak
bir bacak kırdın, ben 3 defa vurup kalça kırdım….”
Kahkahalar, içkili kutlamalar…
Islak
bezi aşağı bele koyarak vurduğunda iz kalmıyormuş.
Böbrek zedelenerek en fazla bir iki sene yaşama imkânı
oluyormuş.
1949’da bağımsız olan 40 bin kişilik ordusu. Ayyıldızlı
mavi bayrağı, devlet girbi, devlet marşı… her şeyi olan
Doğu Türkistan’a, Stalin ile Mao’nun gizli anlaşması ve
komünizmin aldatıcı propagandası toz dumanı içinde
lacivert elbise, ellerinde kazma kürek ile 3 senelik
komünistik yardıma gelen Çinliler, 60 sene oldu hâlâ
gitmedi.
Amerikan âlimi “Çinliler mikrop gibi çoğalır” demişti.
Çoğaldı, hem de nasıl… Planda 200 milyon Çinliyi Doğu
Türkistan’a yerleştirmek var.
Komşu
ülkeye hilekârlık ile geleceksin, onların bütün
zenginliğini yağmalayacaksın.
İnsanlık onurunu, milli gururunu, insani hak-hukukunu
çiğneyeceksin.
İliğini sömürüyorsun, kızlarımızı götürürsün,
oğlanlarına kısırlaştırma iğnesi vuruyorsun.
Sanki
atın boynuna, ana damarına yapıştı timsah, kanını
içiyor, bırakmıyor.
Komşu
ülke Uygurların zengini de fakir, fakirini de fakir,
çalışan köle yapacaksın. Kişi başına senelik gelirin 50
(elli) dolara düşüreceksin.
Bunları yaparken de, dünya halkının gözünü boyamak için
Uygur dansçısı kadınlardan birkaç tanesini göstermelik
dans ettirmeyi unutmuyorsun.
Zaten
bu halkın kanını iliğini sömürdün…. Kala kala cildi ile
kemiği kalmıştı, o kemikleri sopa ile kaç yerinden, cam
kırmış gibi kıra kıra zevk alıyorsun, sefa sürüyorsun.
Senin
yaptığını en vahşi hayvanlar bile yapmaz.
Senin
gerçek yüzünü hâlâ göremeyenlere, sen soykırımcıya
“soykırımcı” diyemeyenlere acıyorum. Çünkü senin bu
sinsi soykırımın, işkencen, yarın Çin ırkından olmayan
bütün dünya insanlarının başına da gelecek.
Sen
alıştın insan kemiğini kırmaya… Alışmış kudurmuştan
beterdir.
Sen bizim neslimiz, geleceğimiz için mezar
çukuru kazdın.
İnşallah! Kendi kazdığın mezar çukuruna
kendin gömülürsün!
İnsanlık dünyasının seni gerçi iki ayağın olsa bile,
insanlık dünyası içinden, demir süpürge ile süpürüp
çıkartacağına inanıyoruz.
11.08.2009
Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85
|