M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Çin cellatlarının kemik kırma zevki sefası


            Çinliler aslında işkenceden zevk alan bir toplumdur. Onların başka bütün Dünya insanlarından farkı da işte burada.

            Özel yapılmış masaya maymunun kafasını sıkıca sıkıştırarak onun beynini yemekte olan Çinliler: “Esas zevk maymun beyninin lezzetinden öte, maymunun çığlığında…” derler.

            26 Haziran Çinliler 800 Uygur işçiyi linç etti. Bu olay protesto edilerek Ürümçi, Gulca, Kaşkar’da gösteri yapan Uygurları Çin ordusu kanlı bastırdı.

            Gösteriye katılmasa bile ev ev bastırıp girerek küçük-yaşlı demeden Uygur erkeklerini hapse topladı.

            Hapishane ya da hapsane olarak kullanılan herhangi bir yerin ana kapısından içerisindeki odalara kadar, elleri sopalı Çin cellatlarından oluşan koridor, cellatlardan yapılmış duvar, ana kapıdan içeri girene kadar mahkumun başına gözüne vurulan binlerce sopa.

            Şans eseri ölmeden hücreye tıkılan, iğne ile öldürme binbir çeşit Çin işkencesinden başka kemik kırma yarışı bekliyor.

            Hapishane avlusunda kart oynayıp oturan cellatların hangisi kazanırsa, istediği mahkumu avluya çıkartıp, demirden özel yapılmış sandalyeye onu sıkıştırdıktan sonra ayak, kalça, bel kemiklerini kırıyor ve kemik kırmada birbiri ile yarış yapıyor “Sen beş defa vurarak bir bacak kırdın, ben 3 defa vurup kalça kırdım….” Kahkahalar, içkili kutlamalar…

            Islak bezi aşağı bele koyarak vurduğunda iz kalmıyormuş. Böbrek zedelenerek en fazla bir iki sene yaşama imkânı oluyormuş.

            1949’da bağımsız olan 40 bin kişilik ordusu. Ayyıldızlı mavi bayrağı, devlet girbi, devlet marşı… her şeyi olan Doğu Türkistan’a, Stalin ile Mao’nun gizli anlaşması ve komünizmin aldatıcı propagandası toz dumanı içinde lacivert elbise, ellerinde kazma kürek ile 3 senelik komünistik yardıma gelen Çinliler, 60 sene oldu hâlâ gitmedi.

            Amerikan âlimi “Çinliler mikrop gibi çoğalır” demişti. Çoğaldı, hem de nasıl… Planda 200 milyon Çinliyi Doğu Türkistan’a yerleştirmek var.

            Komşu ülkeye hilekârlık ile geleceksin, onların bütün zenginliğini yağmalayacaksın.

            İnsanlık onurunu, milli gururunu, insani hak-hukukunu çiğneyeceksin.

            İliğini sömürüyorsun, kızlarımızı götürürsün, oğlanlarına kısırlaştırma iğnesi vuruyorsun.

            Sanki atın boynuna, ana damarına yapıştı timsah, kanını içiyor, bırakmıyor.

            Komşu ülke Uygurların zengini de fakir, fakirini de fakir, çalışan köle yapacaksın. Kişi başına senelik gelirin 50 (elli) dolara düşüreceksin.

            Bunları yaparken de, dünya halkının gözünü boyamak için Uygur dansçısı kadınlardan birkaç tanesini göstermelik dans ettirmeyi unutmuyorsun.

            Zaten bu halkın kanını iliğini sömürdün…. Kala kala cildi ile kemiği kalmıştı, o kemikleri sopa ile kaç yerinden, cam kırmış gibi kıra kıra zevk alıyorsun, sefa sürüyorsun.

            Senin yaptığını en vahşi hayvanlar bile yapmaz.

            Senin gerçek yüzünü hâlâ göremeyenlere, sen soykırımcıya “soykırımcı” diyemeyenlere acıyorum. Çünkü senin bu sinsi soykırımın, işkencen, yarın Çin ırkından olmayan bütün dünya insanlarının başına da gelecek.

            Sen alıştın insan kemiğini kırmaya… Alışmış kudurmuştan beterdir.
            Sen bizim neslimiz, geleceğimiz için mezar çukuru kazdın.
            İnşallah! Kendi kazdığın mezar çukuruna kendin gömülürsün!

            İnsanlık dünyasının seni gerçi iki ayağın olsa bile, insanlık dünyası içinden, demir süpürge ile süpürüp çıkartacağına inanıyoruz.

11.08.2009

Zeynure İsa
 

Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85
 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 18.08.2009 17:48   Hazirlayan: A. Karakash