|
Kaşgar’daki Hanlık Medresesi Yıkıldı, Ondan Bize Ne
kaldı?
İşgalci Komünist Çin 2009 yılı Haziran ayının
ortalarından başlayarak aziz vatanımız Doğu Türkistan’ın
kadim şehirlerinden olan Kaşgar’daki Hanlık Medresesini
yıkıp yerle bir etti.
Çin,
Kaşgar’ın Eskişehir bölgesini “depreme dayanıklı evler
yapma” bahanesiyle Uygur halkının değerli medeni
miraslarından biri ve aynı zamanda iftihar
kaynaklarından sayılan söz konusu yerleri Uygur halkının
güçlü bir şekilde karşı çıkmasına ve feryatlarına zerre
kadar bile kulak vermeksizin yıkıp yok etti. Bütün Doğu
Türkistan halkının ve dünya halklarının gözleri önünde
bir bölgeyi yıkıp yok ederek kendilerinin ne kadar
alçak, kan içici ve yolsuz karaktere sahip olduklarını
bir defa daha açığa vurdu. Geniş çaplı olarak
sürdürdükleri be defaki yıkma ve yer ile yeksan etmenin
devamında kültürel miras olarak belirlenen ve korunmaya
değer olan Kaşgar Hanlık Medresesi de sağlam kalamadı.
Kaşgar
Hanlık medresesinin yıkılması Uygur aydınları başta
olmak üzere bütün Uygur halkının öfke, nefret ve
beddualarına uğradı. Çin müstemlekecileri tarafından
aynı devirlerde birkaç defa tahribata uğramışsa da
sonradan yine koruma altına alınması gereken noktalardan
biri olarak tespit edilmiş olan bu yerin bu defa zerre
kadar dikkate alınmaksızın tamamen yıkılıp yok edilmesi
oldukça düşündürücü.
Kaşgar’daki Hanlık Medresesi yıkılıp yok edildi.
Müstemlekeci Çin hâkimiyeti kendilerinin rezil
maksatlarına ulaştılar. Bu durumda bizlere Kaşgar Hanlık
medresesinin yıkılması olayından geriye ne kaldı?
Birçok
Uygur aydınları ve vatanperver gençler bu defaki tahrip
etme ve yıkma hareketini ve Uygur halkının değerli
kültür eserlerinden olan bu mukaddes yerleri
koruyamadıkları için çok kederlenmektedirler. Yolsuz ve
kan içici Çin hâkimiyetinin, Uygur halkının neslini
kurutmakta olması ile bile yetinmeyerek Uygurların
kültürel varlıklarının sembolü olan mezkûr bölgeleri de
boş bırakmayıp yıkıp yok etmelerine karşı Doğu Türkistan
halkının kalbindeki kin ve nefret giderek artmaktadır.
Çin
müstemlekecileri kendilerinin kan içici, rezil ve
aşağılık maksatlarına erişebilmek için her türlü kural
dışı vasıtaları kullanmaktan çekinmeyeceğini ve Uygur
halkının varlığını yok etmek için vasıta seçme cihetine
gitmeyeceğini bütün Doğu Türkistan halkına açıkça
göstermiş oldu. Hem böylece Uyur halkının bu yolda
ortaya koyduğu her türlü yasal talep ve fikirlerinin
cevapsız kalacağını, direniş hareketlerinin de aynı
şekilde kanlı bastırmalarla sonuçlanacağını vurguladı.
Çinliler Uygurlara, kendi kendilerini koruma, milli
varlık ve milli kimliklerini muhafaza etme haklarının
olmadığını gösterdi. Müstemlekeci Çin’in bütün gücü ile
Doğu Türkistan’ın asıl sahipleri olan Uygur halkının bu
topraklardaki fiili varlığını yok saymak için ciddi
faaliyetlerde bulunmakta olduklarını ispatladı.
Uygur
halkı da bu trajediyi, halkımızın başına gelen bu
külfetli tarihi, Çinli müstemlekecilerin anayurdumuz
Doğu Türkistan’daki her geçen gün artmakta olan zulüm
politikalarını, aşağılama hareketlerini, Uygur halkını
horlama, Uygur halkını insan yerine koymama gibi
insanlık dışı tutumlarını asla unutmaması gerekir.
Uygur
halkı, kendisinin yaşama hakkının elinden alınmakta
olmasına, Çin’in işlemekte olduğu insanlık suçlarına,
vatanın bağımsızlığı, milletin özgürlüğü ve geleceği
için her türlü çare ve tedbirleri kullanarak direniş
göstermeye çalışmalıdır.
Biz Doğu
Türkistanlıların Milli aktivitemizi bir dakika veya bir
saniye bile durdurmaksızın boş yere dert yanmak ve
gevezelik etmek yerine icraat yapmamız gerekir.
Uygur Türkçesinden
Türkiye Türkçesine Uyarlayan: Mehmet Emin BATUR
|
|