Göz
bebeğimiz gibi korurduk dilimizi
Nedense Uygur
Türkleri türküsü ile başlamak istedim makaleme:
Şarkıyı çok
söylersem
El beni saran*
derler
Mihriban annem
olsa
Derdi var balam
derler
Zimistan
görmeyen bülbül
Baharın
kıymetin bilmez
Cefayı çekmeyen
aşık
Vefanın
kıymetin bilmez
Aşık olmak
kolay değil
Saçlar bele
düşmedikçe
Yahşi yarın
kıymetin bilmez
Bir yamanı
görmedikçe
Kavuşmaz insan
cananına,
Aziz candan
geçmedikçe
* Saran: Deli
Duyduğuma
göre, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bugünlerde bir
toplantı oluyor. “Dersler İngilizce mi olsun? Türkçe
mi?” soruluyor. Toplantıdaki öğretmen üyelerinden %70’i
“Dersler İngilizce olsun”a el kaldırıyor. Öğretmen Türk,
öğrenci Türk, ders İngilizce…
%70
oranındaki hocalara diyorum ki:
“Kendi kendine hoca olmanın (bağımsız olmanın)
hocalığını (kıymetini) bilmiyormuşsanız hocam; Doğu
Türkistan kafesteki kuş idi, dili kesildi. Sizin
yerinizde olmak için, yani bağımsız hür ülke olmak için,
cümleden kendi topraklarımızda, kendi dillerimizi
kullanmak için neler feda etmezdik başta canımız olmak
üzere… milyonlarca şehit verdik, yine de vereceğiz…
Ulaşabilsek
bağımsız devlet olma günlerine yemin ediyorum ki, göz
bebeğimiz gibi korurduk ana dilimizi… Ata dilimizi… öz
dilimizi…”
Birkaç
atasözü ile makalemi noktalamak zorundayım:
1) Bütün işi
molla bilir, molla kalkıp göle si…
(burada,
“Molla” okumuş, bilmiş insan manasında)
2) Mollanın
dediğini yap, yaptığını yapma.
3) Kediyi
arabaya (at arabası) katarsan, masa altına çekerler.
19.04.2009
Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85
|