M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Yabancının yandan akrabanın candan…

 

             Bu Uygur Türklerinin atasözünün anlamı: yabancının yaptığı iş ya da attığı kurşun yanından seyrip geçer. Akrabanın ise canını delip geçer manasındadır…

            Türklerin gurur duyulacak çok özellikleri vardır, onlardan bir tanesi kardeşlik (içten, candan kardeşlik duyguları), birlik, beraberlik…

            Düşman işgalinde kalmış toplumlar kendi kavmine ulaşamadığı akrabalarına derin  duygular, özlemler, arzu ve ümitler beslerler.

            Azerbaycan 70 sene Rus işgalinde kaldı. Lenin, Stalinler, Panturkist adını koyup, bilginleri, yazar, şair-aydınları öylesine öldürdü ki, kanlar derya oldu. Düşmanın bu yaptıkları baskı altındaki insanlarda Türkiye’ye olan sevgiyi daha da arttırdı. Gizli sevgi aşıklık atalardan balalara, kemiklerden kemiklere miras kaldı.

            Komünizm zinciri Rus işgalinden de kurtuldu.

Başta Çin olmak üzere bir sürüsünün, Türklerin birliği, birleşmesinden korkup, ağzında uçuk çıktı.

60 dilde konuşan Avrupalı birleşerek ortak para çıkartıyor… bu da demokrasi oluyor…

Türk dünyasına gelince, bırakın Türki halkların birleşmesini Türkiye’nin topraklarını parçalamak “demokrasi” oluyor birilerine göre?!

O kadar yazık etmeyelim canım demokrasi sözcüğüne…

Medeniyetler ittifakına gelince… Bizim İslâm dinimizin kerametiyle, kutsallığıyla İsa peygamberin, Musa aleyhisselam gibi bütün peygamberleri tanımamız, tapmamız, saymamız, sevmemiz, Sultanahmet’te Ayasofya’da onların portrelerini baş tacı yapmamız, bizlerin medeniyeti ittifaklığında çok yüksek seviye, yüksek bir yerlerde olduğumuz kanıtlıyor.

Ama bizim peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın karikatürünü çizenler, söz vermesine rağmen özür dilemedi. Üstelik bu çirkin ve saygısız olay yeniden alevlendi. Buna bakarsak bizim “Medeniyetler ittifakı anlayışımız ile Avrupa’daki bazılarının medeniyetler ittifakı anlayışında fark var mı” nasıl diye düşünmeye başladım.

Mesela, Avrupa’nın bir renkli resim dergisinde bir kocaman resim gördüm, bir koyun, onun üstüne atılış domuz koç… Acaba bu ikisinin neslinin karıştırılması… bu resmin, karikatürlerin, medeniyetler ittifakı ile bir bağlantısı olabilir mi?

Büyüklerimiz her din kendi inancında, her medeniyet birbirleri ile iyi geçinsin arzuluyor sanırım…

Bugünlerde eskiden birbirleri ile iyi geçinemeyen Arap ülkeleri de “Arap birliğinden” söz etmeye başladı. Ama kardeşlikten kaynayan kanları ile gurur duyan Türk dünyasında kardeşlikten söz etmek bir yana, kaş yapayım derken göz çıkartma olayları oluyor. İşte Azerbaycan olayı gibi bana göre.

1) Ermeni soykırımı diye bir şey yok. Ermeninin soyu kırılmış olsaydı, bugünlerde koskoca Ermenistan devleti olmazdı. Kızılderililer ya da Uygurların durumunda olurdu.

Rus arşivlerinden çıkmış belgede Ermeni subay “Türkleri biz soykırım yaptık…” diyorlar. Ermeniler Şili gibi ülkeleri “şahit” yapıp Türkiye’den bir şey koparmaya çalışıyorlar

Ermeniler şu anki bizim sınırımızı tanımazken neden sınırımızı açarız? Gelin sınır çizgimizi yeniden çizip verin diye mi?..

1991 senesi Azerbaycan’a girerek Azerbaycan’a ait toprakları işgal etti. 30 bin Azeri Türk’ü katletti. Bir milyon Azeriyi aç perişan göç ettirdi.

 

2) Doğu Türkistan’ın Aksu eyaleti, Uçturpan kasabasında Karabağ isminde kocaman güzel bir eski köyün varlığından bu ana kadar söz den oldu mu hiç?

“Buganın boynuzuna vursan tuzağı sızlar”  Çin seddinden Adriyatik’e kadar olan bütün çam ağaçların kökleri birbiri ile sarmaşık durumda.

Bu birlikten en çok korkan, bunun bozulması için yapmadık hilekârlıkları kalmayan birisi varsa o da Çin zalimleridir.

“Çin felsefesi yılanın başını ezersen kuyruğu hiç iş yapamaz.” Yumuşak, katıyı yerler, hamur keserken yıpranan bıçak oluyor…

Çin Türkiye’yi yumuşak yollardan çökertmeye çalışıyor. Bugünlerde Çin Türkiye’ye sadece 100 milyon Dolarlık mal alıyor, ticaret 10 misli aleyhimize!

1985 senesinde Türk insanı dünya halkının 1/20’sini teşkil ediyordu. Ama Türkiye’de altın dünya altınının 1/6’sını teşkil ediyordu.

1985’te Çin ile münasebet, alaka başlandı. Sayın o zamanki Cumhurbaşkanı Kenan Evren Çin’e gitti, Çinli kızı manevi evlatlık yaptı.. İsmi Wang Şang…

Halbuki o günlerde Çin, Doğu Türkistan’a 46’ncı atomunu atıyor, bir gecede kaç köy, kasaba, yüzbinlerce insanı küle çeviriyordu. 10 binlerce çocuk kör… o kör çocuklardan birisini evlatlık alsaydı… siz tasavvur edin okuyucum…

Çin Türkiye ticareti başlandı.

O gün bugündür Türkiye’nin altın dolarları Çin’e akıyor. Çin’in ıvır-zıvır malları Türkiye’ye akıyor. Fatoş oyuncak… Bursa’nın ipek fabrikaları, Çin malları sayesinde ilk kapanan fabrikalardan oldu…

Çin’den neler gelmiyor ki.. Diş karıştırıcı kürdan, peçete, naylon poşetten tutun.. motorsiklet, otomobil, uçak…

Durup dururken Çin’i sanayi ülkesi yapıp, kendimizi Çin’in tavuk firması yamaya az kaldık.

Kendimize gelelim… Bir bütün ülkenin menfaatini düşünelim… Milletin, devletin yarınlarını düşünelim…

Kimse “Doğu Türkistan Çin’indir” gaflarını sayıklamasın. Bu sözü komünist cellat Stalin ile Mao da açıkça söyleyememişti.

Liderler Çin’e saygı göstermek için “Çin’in toprak bütünlüğüne saygı gösteririz” sözünden başka saygı, sevgi sözcükleri bulsun.

Doğu Türkistanlının derdi kendine yetip aşar: “Ben özüm sarhoş sen şarap verme!”

Biz 1949’a kadar bağımsızlık… Stalin ile Mao gizli anlaşarak bizi cehenneme ittiriverdiler. Şu an rezil bir soykırımda can çekişiyoruz. Cenabı Allah’tan ve hak, adalete saygısı olan insanlardan (hangi ırkı hangi toplum olursa olsun) yardım istiyoruz. Hiç değilse, bizden ibreli ders çıkartarak bağımsızlığını korusun istiyoruz. Normal vatandaş bile: “Bu benim iç işim, sana ne, karışma” diyebiliyor. Devlet olarak da böyle diyebileceğimiz konular olmalı.

Bir zamanlar “Gece yarısı eksperi” filmi çıktı, çok tepki gösterdik. Arkasından kendimiz ondan beter o tip filmler yaptık. (Mustafa Altıoklar…)

Şu anda Dünyada Çin soykırım yapıyor. 30 milyon Uygur Türk’ünün sinsice soyunu tüketiyor, milyonları açlıktan öldürdü. Çin işkenceleri insan eti yemeleri… ama Dünya’ya kendi “melek” yüzünü göstererek, şeytani gerçek yüzünü gizler.

İnsan hakları teşkilatları Çin’deki asit kuyuları başına gidebiliyor mu? Dünya medyası gidebiliyor mu? Komşu topraklarını işgal ederek “bu benim iç işim” diye kimseyi ülkesine sokmaz.

Kendi öğrencisinden 4 bini tanka ile kıyma yaptı… Kim onu suçlayabildi? Konsey üyesi yapmakla, olimpiyatlar ile mükâfatlandırdı.

Biz askerlerimizi düşmana karşı vazifeye gönderdik, onlar düşmanı öldürdü. Şimdi düşmanın kemiklerini yeraltından kazıp çıkartıyoruz, askerler, generaller hapiste.

Tamam askerlerden şehit olan yok, keyfine yaptı, kötülüğü, cinayetleri fazla…

Siz bu olaylara dışarıdan yabancı gözüyle bakın, Türkler Kürtlere neler yapmış, gerçekten berber bunlar… Bugünlerde bunu yaptığına göre… 1915’lerde neler yapmadı?.. Hadi Ermeni soykırımına atalım bir imza! (Kötü senaryo)

Her topum kendini iyi göstermeye çalışıyor, biz ise, iyi olduğumuz halde kendimizi kötü gösteririz.

1980’lerde Avrupa’da 5 ülkenin (aralarında İtalya da var) birlikte yaptığı Türkleri barbar gösteren başköşesinde ağaçlarda asılmış ölüler. Onun altında 10 parmakları ile et yemekte (ne eti belirsiz…) olan Türkler… Bu filmi görmekte olan Kaşkar halkı anında isyan çıkardı. Filmcileri, polisi, hükümeti taş yağmuruna tutarak, çok sayıda insan öldü, hapse atıldı.

Bizleri kötüleyen, ilerlememizi istemeyenler az değil.

Şu anda Sarkozi ile Çin çok yakını, Çin şu an 30 milyon Uygur Türk’ünü soykırım ediyor, aynı anda dolaylı yollar ile Dünyanın dikkatini 100 sene önceki olmamış soykırıma odaklatıyor…

16.04.2009

Zeynure İsa

Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 29.04.2009 11:34   Hazirlayan: A. Karakash