Hür
dünyadaki Uygur milli mücadele teşkilatlarından
birisinin, yetkililerinden birisi, bugünlerde, iyi
bir arkadaşımıza telefon ederek “Sen neden Doğu
Türkistan’ın bağımsızlığını istiyoruz diyorsun?!
Neden Çin işgalcilerini ülkemizden kovacağız, yok
edeceğiz, diyorsun?! Bir daha böyle sözleri
tekrarlarsan, bilmiş ol ki, sana gününü
göstereceğiz…” diye tehdit ediyor.
Maalesef, o
“yetkili”yi vatan içi ve sırtındaki bütün Uygurlar,
bağımsızlık mücadelesinin liderlerinden birisi
biliyor.
Şu anda Doğu
Türkistan (Uyguristan) insanlık tarihinin en ağır,
en rezil soykırımında kıvranıyor, feryat ediyor, ah
çekiyor. Oralara dünya medyası gidemez.
Bir buçuk
milyarın ayaklarında, 30 milyon eziliyor. Çin
zalimleri plan projeli bir soykırımı yıldırım
hızıyla (ne kadar çabuk yaparsak o kadar kâr
demişçesine) yapıyorlar.
14-25 arası
milyonlarca Uygur kızını mecburen Çin Seddi içine
taşıyıp, tarihi düşmanın seks kölesi yapıyor.
Uygur
oğlanlarına, sokak köpeklerine vurulan kısırlaştırma
iğneleri vuruldu…
Doğu
Türkistan’da Çin’den nefret etmeyen, bağımsızlığını
istemeyen bir tek bile Uygur yok (aklını, şuurunu
kaybedenler hariç).
Onlar bu
yolda çok şehit verdi, veriyorlar. Uygur
şehitlerinin kemiği toplanırsa Tenri dağ gibi büyük
dağ olurdu.
Dört bir
tarafı denizden uzak, Batı tarafında çok yüksek
dağlar….
Yok olma
tehlikesindeki Uygur halkı, hür dünyadaki Uygur
teşkilatlarından çok şeyler bekliyor… Hiç değilse
beklentilerine, imdatlarına, arzu ve isteklerine
doğru tercüman olmasını istiyor. Vatan, millet
borcunu ödemesini istiyor.
Çin zulmü
Çin işkencesinden nefes bile alamaz haline gelen
Doğu Türkistan halkı, hür dünyadaki büyük
teşkilatlarından ümit bekliyor. İnsani hak-hukuklara
susamışlığımızı, bağımsızlık arzumuzu hür dünyadaki
bütün insanlara anlatsın… “o teşkilatlarımız ile
birlikte, canımız pahasına olsun vatanı
kurtaracağız” düşüncesindeler…
Acaba o
telefon tehdidi yapan “yetkili” kuzu postuna
(derine) sarılmış (saklanmış) domuz mudur?..
Doğu
Türkistan’ın bugünkü içler acısı haline, küçücük
beyinli kuşlar bile dayanamayıp, bağrın buz dağın
taşına yakıyorlar…
Bizim
“Domuz” nasıl dayanıyor? İnsanlık dramındaki o
insanların vebalini 2 dünya nasıl çıkar? Nasıl hesap
verebilir???
Biz yanıt
olarak ona, “dürüst ol, çıkar sahte milli mücadeleci
mücahit yalan maskeni olduğun gibi görün”, “ben
buyum” de, “vatanımı işgal eden düşmanın
işbirlikçisiyim” de, “paraya satıldım” de, “sizleri
kandırıp bu koltuğu işgal ettim” de… “Domuz ol,
dürüst ol” dediğimizin anlamı bu işte…
60 yıldır bu
haklı davamızın, iyi bir neticeye, zafere
kavuşamadığının önemli nedenlerinin birisi bu işte.
Ah! Bahtsız
halkım, hiç değilse seni aldatmayıp, domuzların
domuz halinde görünseydi!
İnsan olmak
çok zor şey. Ben yaşadığımız müddetçe insan olmak
için büyük çaba gösterelim istiyorum. Ama domuz olsa
da dürüst olsun!
06.03.2009
Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere
Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85