M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Dumanın acısını baca bilir

 

 

Kaç bin senelik düşman komşu Çin, bizden korkup Çin seddini yapmışlar. Amerika âlimi “Çinliler mikrop gibi çoğalan millet” diyor ya, fazla çoğaldıktan sonra kendi toprağına sığmayıp, Çin seddinden kalkıp (çıkıp), komşu topraklarını hilekârlık ile işgal etmeye başlamışlar.

Alttan almışlar, kızlarını hediye ederek, siyasetlerinde “Uygurlar bizden kaç misli kültürlü insanlar, onurlu insanlardır, onların kızlarına göz koyan cezalandırılır. Ama Uygur erkekleri Çin kızlarını alırsa kanunda izin var… falan filan…”

Rusya (Sovyetler Birliği) dağıldıktan sonra, Çin zalimleri bütün çıplaklığıyla vahşi niyetlerini ortaya koydu. “Uyguristan bağımsız olursa, onların zengin toprağından ayrılıp kalacağız.”, “Yıldırım hızıyla bu milletin neslini tamamen yok edelim!”….

“14-25 yaş arasındaki bütün genç kızlar Çin bölgesine hadi!” Bunun için Uygur halkını o kadar, o kadar sefil, aç, gariban hale getirdi ki… “Dumanın acısını sadece baca biliyor.”

Tarlada ağır işte çalışanlar, bir parça bayat etmeği ırmağın suyuna batırıp yedikten sonra “Şükür Allahım, açlıktan ölmedim” diye dua eder hale geldi.

Doğu Türkistan’da sınır boylarında Çin silahlı askerleri var. Onlara yakın bölgelere fakir sınıftan (1949’dan önceleri hem fakir olanlar) aileleri çiftçi olarak yerleştirdiler. Onlar kasabalardan da uzak tutuluyor, onları görüp gelen birisi anlattı: evlerde ne yorgan var, ne halı, insanlar samanın içinde yatıp kalkıyor. Sabah yıldızı gökteyken tarlaya çalışmaya çıkması lazım. O gece de Allahın suyuna mısır ununda bir çorba, akşam yıldızında işten geliyor. Sabahtan kalan çorbayı ısıtıp içiyor.

Başka çiftçilere her sonbaharda, bir ya da yarım çuval mısır veriliyor. Bir sene kadar ailenin bütün geliri odur. Bütün kaygısı: “gelecek seneye kadar ailemi açlıktan öldürmeden nasıl yaşarım?..” Et zaten yiyemiyor, çayı, tuzu hangi parayla alsın? Eski bez parçası bulabilse kızlarının ayağına ayakkabı dikip verecek, o da yok. 12-13 yaş kızlar çıplak ayak tarlada çalışıyor. 360 gün hep çalışıyor, gece-gündüz çalışıyor, Kimileri gündüz tarlada, geceleri tezgâhta çalışıyor. Yine de karınları doyacak kadar kuru ekmeğe bile sahip olamıyor.
Çinliler maksatlı, planlı, projeli halde Uygur çiftçilerini o kadar fakirleştiriyorlar ki, 14-25 yaş arası kızları, “Çin bölgesinde iş öğreteceğiz, bol para” diye götürebilmek için kandırıyorlar.

Çin Seddi içinde götürülen Uygur kızlarından intihar edenler çok oldu. Kuçarlı 5 kız kendini nehre attı, bir sürü Çin nehirleri güzel Uygur kızlarından binlerce kızın cesedini okyanusa taşıdı.

Ama Çin propagandacıları o kızlardan bazılarını mahsustan televizyonda böyle gösterdi: “Falan kız Şinjinde filan fabrikada çalışıyor. Peyzıabat’taki anne babasına o kadar para gönderdi ki, ailesi o köyün en zengini haline geldi…”

Gerçekten birkaç kızın uzaktaki fakir ailesinin durumunu iyileştirmiş, nisbeten zengin hale getirmiş gibi oluyor. Maksat başkalarını özendirmek, kıskandırmak, böylesine aldatmacılık ile eritmek; bu kızları mecbur etmemişler de, kendilerin isteyerek tıpış tıpış gitmişler havasını vermek…

İyi, kudretli ulu cenabı Allah! Ne kadar ağır suç işlemiş olabiliriz ki? Bir buçuk milyar sayısı var, denizdeki kumdan fazla hile-fikir aldatmacılığı olan, milli gurur, insanlık onurumuzu çiğneyen, namusumuzu iki paralık eden, arsız, kitapsız bir rezaleti başımıza musallat ettin?

Genç kızlarımızı, milyonlarca kızımızı saçlarından çekerek, tarihi düşmanımız, kurbağa, böcek ve insan eti ile beslenen aşağılık Çinlilerin seks kölesi olarak götürdüler.

Erkeklere kısırlaştırma (sokak köpeklerine vurulan) iğneler vuruyor…
Çin zalimlerinden vahşi yabani hayvanların hepsi bin misli daha iyiymiş… Çünkü onlarda Çin işkencesi yok. Dünya kamuoyunu aldatmak yok, insanlığın bütün kanun ve kurallarını, adaplarını çiğneme yok.
Hepsinden önemlisi sinsice soykırım yapma yok...

27.02.2009

Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok.
Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul
Tel (Ev) : (0090 212) 223 65 82
Gsm : 0090 536 579 45 85


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 03.03.2009 12:50   Hazirlayan: A. Karakash