Pekin
Olimpiyatları münasebetiyle 2008 yılında bütün
dünyanın dikkati Çin’e odaklanırken, Doğu
Türkistan’da Çin’in müstemlekeciliğine ve zulmüne
karşı milli çatışmaların, isyanların ve karşılık
verme hareketlerinin en güçlü şekilde meydana
geldiği bir yıl oldu.
Komünist Çin hâkimiyeti 2008 yılında Pekin
Olimpiyatlarının güvenliğini bahane ederek Doğu
Türkistanlılara yönelttiği siyasi baskı ve sindirme
hareketlerini özellikle arttırdı.
Çin, Doğu Türkistan halkını ekonomik yönden talan
etti. Dinsizleştirme ve Çinlileştirme politikalarını
zirveye çıkarttı. Doğu Türkistanlılara yönelttiği
yasa dışı tutuklama, zulüm, işkence ve öldürme
eylemlerini arttırması ise, 2008 yılı içerisinde
Doğu Türkistan’da milli isyan ve çatışmaların
artmasının en önemli sebeplerinden biri oldu.
Kısacası Doğu Türkistan, 2008 yılında dünya
kamuoyunun büyük ölçüde dikkatini celp eden milli
hadiselerin vuku bulduğu, Çin hâkimiyetinin Doğu
Türkistan halkına yönelik olarak sürdürdüğü şiddetli
zulümlerin devam ettiği bir ülke oldu.
2008 Yılında Doğu Türkistan’da meydana gelen başlıca
10 büyük Olay Aşağıdakilerdir.
1- “27 Ocak” Ürümçi
Katliamı
Çin
basınının beyanlarına göre 2008 yılının Ocak ayının
27. günü akşamı Ürümçi şehrinin baht yolu
civarındaki “Baht Bahçesi Küçük Halk Yerleşim
Bölgesi”nde Doğu Türkistan bağımsızlık güçleri ile
Çin askerleri arasında geniş çaplı bir silahlı
çatışma meydana geldi.
Çince “Yeryüzü Vakit Gazetesi” ile “Şing Dao
Gazetesi”… Başta olmak üzere bazı Çin gazetelerinde
bu defaki çatışmalarda iki milli direniş
savaşçısının şehit edildiği, 15’inin de tutuklandığı,
birkaç Çin polisinin yaralandığı haberi verilmişse
de Doğu Türkistan’dan gelen malumatlara göre bu
defaki çatışmada 18 Doğu Türkistanlı şehit edilmiş,
iki Çin polisi milli mücadeleciler tarafından
vurularak öldürülmüştü.
Çin basınında belirtildiğine göre bir grup silahlı
direnişçi 1997 yılında meydana gelen “5 Şubat” Gulca
katliamının 11. yılını anma ve öç alma maksadıyla 5
Şubat günü Ürümçi’de silahlı eylem yapmayı
planlamıştı. Onlar Ocak ayının 27. günü Baht yolunda
yer alan “Baht Bahçesi Küçük Yerleşim Bölgesi”ndeki
bir binaya toplanarak plan yaparlarken onların
hareketlerinin farkına varılarak yüzlerce Çin asker
ve polisleri tarafından kuşatma altına alınmışlar ve
direnişçilerle Çin güçleri ararsında şiddetli bir
çatışma meydana gelmiştir.
Çatışmadan sonra Çin polisleri çok sayıda silah,
mühimmat ve patlayıcı madde ele geçirmişlerdir.
4. Ayın 10. günü Çin toplum güvenliği bakanlığının
sözcüsü Wu Hi Peng yukarıdaki olay münasebetiyle
Pekin’de düzenlediği bir basın toplantısı sırasında
yaptığı açıklamada 2008 yılı Ocak ayının 4. gününden
11. gününe kadar Ürümçi’de Hacı Mehmet başta olmak
üzere 10 “terörist in ele geçirildiğini söylemiştir.
Yine, 3. ayın 26. günü ile 4. ayın 6. gününe kadar
geçen süre içerisinde de Abdurahman Tursun, Kuran
Mutallip başta olmak üzere 35 “terörist”in
tutuklandığını beyan etmiştir.
Wu Hi Peng’in bildirdiğine göre yukarıdakilerle
beraber yine çok miktarda mermi, barut ve patlayıcı
maddeler ele geçirilmiş.
Çin hükümeti yukarıda tutuklanan Doğu
Türkistanlıları “Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin
üyeleri olup, Pekin Olimpiyatlarını Sabote etmeyi
planlamışlardır” diyerek adlandırmışlarsa da,
gerçekte ise, Ürümçi’ye toplanan milli direniş
savaşçılarının “5 Şubat Gulca Katliamının öcünü
almak için toplandıkları dış ülkelerdeki Çin
basınında da yer almıştır.
Fakat bazı kaynaklarda Ürümçi olayının “27 Ocak”
günü değil, “4 Şubat” günü meydana geldiği beyan
edilmektedir.
2- Sözde “7 Mart
Uçak Bombalamaya Teşebbüs Olayı”
Çin
Toplum Güvenliği Bakanlığı, 2008 yılının Mart ayının
7. günü, iki bayan ve bir erkekten oluşan 3 sözde “
Doğu Türkistan teröristi” nin Ürümçi’den Pekin’e
gitmekte olan yolcu uçağını havada iken bombalama
planı yaptıklarını, fakat bu “terörist”lerin
hareketlerinin Uçak güvenlik elemanları tarafından
zamanında tespit edilerek “büyük facia” nın önünün
alındığını ve 3 “terörist”in de olay yerinde ele
geçirildikleri açıklanmıştı.
Çin makamlarının açıkladığına göre, 18- 19
yaşlarındaki iki Doğu Türkistanlı kız benzi dolu
şişelerle gizlice uçağa binmişler. Uçak Ürümçi’den
kalktıktan kısa bir zaman sonra uçağın içerisini
benzin kokusu kaplamış. Sözde “terörist” ler uçağın
tuvaletinde kâğıda benzin dökerek ateşe vermeye
hazırlandıkları sırada uçağın uyanık görevlilerince
fark edildiği için suçlular ele geçmişler.
Olay açığa çıktıktan sonra uçak Lan zou hava alanına
mecburi iniş yaparak, suçluları ilgili birimlere
teslim ettikten sonra Pekin’e doğru uçuşuna devam
etmiş.
Reuters ajansının bu olay hakkında 20 Mart günü
Pekin’den verdiği haberde, sözde ( 7 Mart Uçak olayı”
ile ilgili yeni malumatlar yer almış olup, söz
konusu haberde belirtildiğine göre, olayın
şüphelileri uçağa Pakistan ve Orta Asya devletlerine
ait pasaportlarla binmişlerdir. Fakat Orta Asya’daki
hangi devletin pasaportunun kullanıldığı
açıklanmamıştır.
Reuters’in Çin’in malum bir güvenlik uzmanından
edindiği bilgiye göre, olayın şüphelileri 3 kişi
olup bir kadın ve erkek Pakistan pasaportu ile 19
yaşındaki kadın şüpheli ise, güvenlik kontrolünden
geçerken özel yolcular kapısından benzin dolu
şişeleri başarıyla geçirmiştir.
Reuters, havacılık birimlerinden bilgi aldığında
olayın şüphelilerinden 19 yaşındaki kızın
Pakistan’da eğitim aldığını, Orta Asya kimliğine
sahip şüphelinin 30 yaşlarında olduğunu, olayın
planlayıcısı ve liderliği üstlenenin ise, Pakistan
pasaportuna sahip olduğunu bildirmişler ve onların
ellerindeki yabancı ülke pasaportlarının sahte ya da
yasa dışı yollardan elde edilen pasaportlar
olabileceği bildirilmiştir.
Muhabir onların soy kütüklerini araştırdığında,
yukarıdaki bilgileri veren kişi “bunlar varsayılan
bilgiler” diyerek cevap vermeyi reddetmiştir.
Aynı zamanda bu olay bütün dünyada güçlü şekilde
tesir meydana getirmiştir. Çin hâkimiyeti ise bu
olayı “Doğu Türkistan teröristlerinin Pekin
Olimpiyatlarına karşı yürüttükleri terörist hareket”
diyerek göstermek suretiyle Doğu Türkistan
Türklerinin milli hareketlerini uluslar ararsı
siyasi alanlarda karalamaya çalıştılar.
Fakat Çin hâkimiyeti sözde “7 Mart Uçak Olayı” nı
meydana getirenlere dair şimdiye kadar dünya
kamuoyunu ikna edecek seviyede bir delil- belge
ortaya koyabilmiş değildir.
Yabancı ülke siyasi gözlemcileri ise, “Bu olayı Çin
hâkimiyetinin Doğu Türkistanlıları karalamak
maksadıyla uydurup ortaya çıkartmış olması ihtimali
vardır” diye değerlendirmektedirler.
3- “23 Mart Hoten
Protestosu” Hakkında
Çin basınının bildirdiğine göre, 2008 yılı 23-24
Mart günleri Hoten, Doğu Türkistanlı kadınların
hükümete karşı geniş çaplı bir protesto gösterisine
sahne oldu. Bu gösterinin kapsamı oldukça büyük olup,
gösteriye 1000’den fazla kişi katılmıştır.
Göstericilerin büyük çoğunluğunu da kadınlar
oluşturmaktadır.
Gösterinin ilk günü 400’den fazla kişi, ikinci günü
de 200 civarında insan tutuklanmış olup
tutuklananların çoğu da kadınlardır.
Doğu Türkistan’daki Türklerin aksettirdiklerine
göre, bu defaki olaya Hoten vilayetindeki Mutellip
Hacı isimli halk arasında saygınlığı bulunan bir
tüccarın polisler tarafından hapishanede öldürülmesi,
“Peçeli kadınların yüzlerini açma” adı altında Doğu
Türkistanlı Çiftçi kadınlara yönelttiği baskıyı kat,
kat arttırması ve Çin hükümetinin Hoten gençlerini
geniş çaplı olarak tutuklaması sebep olmuştur.
Fakat Çin hâkimiyeti bu olay hakkında izahat
verirken, “Tibet’teki isyanların tahriki ile ortaya
çıktı” diyerek anlatmaya çalışmıştır. Oysaki bu
olayın Tibet’teki olaylarla hiçbir ilgisinin
olmadığı ve bu olayın meydana gelmesine tamamen Çin
hâkimiyetinin “ Olimpiyatların Güvenliğini Garanti
altına alma” adı altında Hoten bölgesinde Doğu
Türkistanlılara yönelttiği bastırma ve göz altıları
şiddetle arttırmasının sebep olduğu açığa çıktı.
Bu defaki protesto gösterisinde Doğu Türkistanlılar
“İşkenceye son verilsin”, “Mahkûmlar serbest
bırakılsın”, “Dini özgürlüğe izin verilsin”,
“Yaşasın Örf-adetlerimiz” diyerek slogan atmışlardır.
4- “28 Mart Yeniyer
Olayı” Hakkında
2008 yılı Mart aynın 28. günü Çin polis ve
jandarmaları Gulca’nın yeni mahalle köyünü kuşatarak
geniş çaplı bir tutuklama hareketi başlatmıştır.
ETIC’ in verdiği habere göre, bu defaki harekâtın
maksadı, köyde “yasa dışı şölen” yamakta olan bir
grup genci ve “silah gizledi” diye suçlanan şüpheli
5 kardeşi tutuklamak olup, harekât esnasında normal
olarak şölen yapmakta olan 25 Doğu Türkistanlı genç
ile “yasa dışı olarak silah gizlediklerinden”
şüphelenilen 5 kardeş tutuklanmıştır.
Çin polisleri bu defaki arama ve tutuklama hareketi
sırasında yine 4 çiftçinin çiftliğini ve ev- barkını
greyderlerle yıkarak yerle bir etmiştir.
Tutuklamalar, Yeniyer köyünün almutiyar bölgesinde
sürdürülmüştür.
Gerçi Çin hükümeti tutuklanan Doğu Türkistanlı
gençlere “terörist” ve “yasa dışı dini unsur”
şeklinde suçlamalarda bulunduysa da, onlar hakkında
hiçbir delil ortaya koyamamışlardır.
Çin basınında bu defaki aramalar esnasında çok
sayıda silah, mühimmat ve patlayıcı maddeler ele
geçirildiği kaydedilmektedir.
5- “8 Temmuz Ürümçi
Katliamı” Hakkında
Birleşik ajansın 09.07.2008 tarihinde Pekin’den
verdiği habere göre, Temmuz’un 8’inde Çin polisleri
Ürümçi vilayetindeki bir binayı ani bir şekilde
kuşatma altına aldılar. Söz konusu binadaki bir evde
normal bir şekilde dini faaliyet göstermekte olan 15
Doğu Türkistanlıya karşı silahlı baskın düzenleyen
Çin polisleri kadınları da kapsayan 5 Doğu
Türkistanlıyı olay yerinde vahşice katlettiler.
Ayrıca bu baskın sırasında 2 kişi de ağır derecede
yaraladılar ve 8 kişiyi de tutuklayıp hapse attılar.
Her ne kadar Çin hâkimiyeti bu defaki vahşice
hareketini “Bir grup radikal İslamcı teröriste karşı
yürütülen bir hareket” şeklinde anlatmışsa da,
gerçekte ise, bu 15 Doğu Türkistanlının hepsi de
silahsız olup, sadece kuranı kerim okuyarak ibadet
etmek için toplanmışlardı.
Çin hâkimiyeti ise bunlara “teslim olmayı reddederek
karşılık verdiler” bahanesiyle modern silahlarla bir
baskın düzenlemişlerdir. Yukarıdaki 15 kişi
arasından 5 kişisi kadın olup, şimdiye kadar Çin
hâkimiyeti bu Doğu Türkistanlıların “radikal
terörist” olduklarına dair hiçbir delil ortaya
koyabilmiş değiller.
Uluslar arası İnan hakları örgütleri ise, Çin’in bu
kanlı katliamını sert biçimde kınaya gelmektedir.
6- “8 Temmuz Kaşgar
Katliamı” Hakkında
Çin
basınının verdiği haberlere göre, 0.07.2008 günü
Kaşgar Yargı mahkemesi, Kaşgar şehrinde 10 bin
kişinin katılımı ile mahkeme kurarak 20 Doğu
Türkistanlıya ölüm cezası ve başka çeşitli cezalar
vermiştir.
Haberlere bakıldığında, Kaşgar’da gerçekleştirilen
bu açık yargılamada 20 Doğu Türkistanlıyı “ Terör
eğitim kampı kurdu”, “Askeri tatbikat yaptı”,
“patlayıcı maddeler bulundurdu”, “İslam Partisine
üye oldu”, “Dini tebliğ faaliyeti yaptı”, “Yasa dışı
kasetler izledi ve dinledi” gibi siyasi suçlamalarla
suçlamışlardır.
Bunların arasından Abduveli İmin, Muhtar Setivaldi
başta olmak üzere 5 Doğu Türkistanlıya ölüm cezası
vererek bunlardan ikisini derhal icra etme emri
verilmiştir.
Çin hâkimiyetinin “Olimpiyatların güvenliğini
garanti altına alma” söylemi altında yürüttüğü bu
defaki temizlik hareketi dış ülkelerde faaliyet
göstermekte olan Doğu Türkistan örgütlerinin ve
uluslar arası hukuk teşkilatlarının sert tepkilerine
sebep oldu.
Bu münasebetle dünyanın birçok yerlerindeki Doğu
Türkistan teşkilatları, Çin hâkimiyetinin aynı gün
Ürümçi ve Kaşgar’da yürüttüğü menfur icraatlarına
karşı geniş çaplı protesto eylemleri
gerçekleştirildi.
Uluslar arası insan hakları bu münasebetle özel
beyanat ve haberler yayınlayarak Çin hâkimiyetinin
Olimpiyatların güvenliğini bahane ederek Doğu
Türkistanlılara yönelik olarak soykırım
uygulanmasını kınadılar.
7- “4 Ağustos Kaşgar
Semen Yolu Olayı” Hakkında
04.08.2008 günü Kaşgar şehrinde bütün dünyayı sarsan
Semen Yolu Olayı” meydana geldi.
O sabah, Kaşgarlı Abdurahman Azat ve kurban Himit
isimli iki Doğu Türkistanlı genç Çin silahlı polis
birliklerinin Kaşgar-Semen Yolunda yer alan Askeri
eğitim üssüne ani bir hücum gerçekleştirerek 16 Çin
polisin öldürdü ve 16’sını da yaraladı. Daha sonra
da yaralı polislerden biri de hastanede öldü ve
böylece ölen Çin polislerinin sayısı 17’ye yükseldi.
Bu iki Doğu Türkistanlı gençte olay sırasında
yaralanarak Çin polislerinin ellerine geçmişlerdir.
Kaşgar ili Çin komünist Partisinin sekreteri Şi Da
Gang, 8. ayın 5’inde “4 Ağustos Semen Yolu Olayı”
münasebetiyle Kaşgar’da bir basın toplantısı
düzenleyerek bu defaki olayın mahiyetini dünya
kamuoyuna aşağıdaki şekilde açıkladı:
“8. ayın 4. günü sabahleyin Kaşgar bölgesi Toplum
güvenliği sınır muhafaza birliğindeki 70’ ten fazla
polis sabah sporu yapmak için birlik yerleşim
alanından çıkarak “Yi Jin” yani “Şad -Horam(Neşe)
Oteli”nin önüne geldiklerinde arka taraftan gelen
bir kamyonun ani saldırısına uğradı. Aynı anda diğer
bir suç şüphelisi polis birliğinin kapısı önünde
izlenip beklemekteymiş. O da araçtaki suçluyla
birlikte silahlı polis birliğinin kapısının önüne
bomba attı. Hemen ardından da yaralı polislerimize
bıçakla gelişigüzel saldırmaya başladı.
Bu zorba bombalama olayında 16 kişi hayatını
kaybetti. 16 kişi de yaralandı. Yaralananlar
arasından 4 kişinin de hayati tehlikesi bulunuyor,
ikisinin durumu da oldukça ağır.”
Bunun dışında yine 8. ayın 5. günü Otonom Bölge(Doğu
Türkistan) Toplum Güvenliği Bakanlığının bakanı Liu
YaoHua Ürümçi’ de bu olayla ilgili olarak bir basın
toplantısı düzenleyerek şöyle açıklama yaptı:
“Bu defaki saldırıyı gerçekleştiren 2 suçlu olay
yerinde ele geçirilmiş olup, onların her ikisi de
suçlarını itiraf etmeye mecbur oldular.
Bu iki suçlunun biri: Abdurahman Azat, 33 yaşında
sebzeci
Diğerinin İsmi: Kurban Himit, Taksi şoförü. Polis
birimlerimiz olay yerinden 9 adet el yapımı bomba(
ikisi kullanılmış olarak) 2 bıçak, 2 kılıç ve bir
tane de el yapımı tabanca ele geçirdiler.
Suçluların kullandıkları patlayıcılar, silahları ve
eylemleri zorba terör karakterini yansıtan bir
hareket olup, Bu olayı terörist bir eylem olarak
adlandırmak gerekir.”
Çin hâkimiyeti yine her nedense bu olayı da “Pekin
Olimpiyatlarının güvenliğini tehdit etmek için
planlı ve organizeli olarak icra edilen bir
harekettir Onların arkasında dış ülkelerdeki Doğu
Türkistan teröristleri var.” Diyerek ifade etmişse
de, bu iki Doğu Türkistanlı gencin dış ülkelerdeki
Doğu Türkistan teşkilatları ya da başka “terör
örgütleri” ile ilişkilerinin olduğuna dair bir delil
gösteremediler.
Fakat daha sonra bu hadisenin, Çin hâkimiyetinin
Doğu Türkistan halkına uyguladığı zulme karşı çıkmak
maksadıyla iki Doğu Türkistanlı genç tarafından
kendilerinin kişisel kararları ile ica ettikleri bir
öç alma hareketi olduğu ortaya çıktı.
Dünya kamuoyu ve dış ülkelerdeki basın- yayın
organları söz konusu “Semen Yolu Olayı” nı “terör
eylemi” olarak değerlendirmedi. Onu, “Doğu Türkistan
halkının Çin askerlerine yönelttikleri bir öç alma
eylemi” olarak nitelendirdiler.
“Otonom Bölge(Doğu Türkistan) Toplum Güvenliği
Bakanlığı”nın Bakanı Liu Xua’da daha sonra bu mesele
hakkında, “8. ayın 4. günündeki terör hadisesinin
ülke dışındaki “Dğu Türkistan” örgütleri ya da,
“Türkistan İslam Partisi” gibi terör örgütlerinin
perde arkasından planladıklarına ya da onlarla bir
bağlantısının olup olmadığına dair elimizde bir tam
bir belge yok.” Demek suretiyle bu olay hakkındaki
ilk iftiralarını reddetmek zorunda kalmıştı.
Kaşgar halk yargı mahkemesi 2008 yılının Aralık
ayının 17. günü karar vererek 17 Çin polisini
öldüren Kurbanca Ablimit ile Abdurahmancan Azat’a
idam cezası vermişlerdi.
“4 Ağustos Semen Yolu Olayı” ise, 1997 yılındaki “5
Şubat” Gulca olayından sonra dış ülkelerin en güçlü
biçimde dikkatini celp eden büyük siyasi olaylardan
birine dönüştü.
8- “9 Ağustos Kuçar
Olayı” Hakkında
Basın
organlarında yer aldığına göre, 2008 yılı Ağustos
ayının 9. günü şafak vakti saat 02: 30 sıralarında
Doğu Türkistan’ın Kuçar şehrinde Doğu Türkistan
Özgürlük ve Bağımsızlık güçleri, bir dizi eş zamanlı
eylemler düzenlemişlerdir. Çin’in Kuçar Çin Komünist
partisi binasına, Vergi Dairesi binasına, Zabıta
binasına ve Çin’in bir fahişe hanesine ani bir
saldırı gerçekleştirmişler ve iki polis aracını da
tahrip etmişledir.
ETIC’in ilk olarak elde ettiği haberlere göre, Çin
tarafından iki polis ölmüş ve bir bina güvenlik
görevlisi de ağır yaralanmıştır.
Doğu Türkistan özgürlük ve bağımsızlık
savaşçılarından 7 kadın ve 4 erkek olmak üzere 11
kişi de şehit olmuştur.
Yerli halkın ifadesine göre patlama sesi nahiye
hastanesi ile şehir merkezinin her tarafından net
olarak duyulmuştur.
Çin hükümeti yanlısı Şinhua ajansının haberine göre,
Kuçar’da bir dizi patlamalar meydana gelmiş olup, 7
“silahlı zümre” ve bir güvenlik görevlisi hayatını
kaybetmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır.
Şinhua ajansının bildirdiğine göre, Ağustos ayının
10. günü sabahı Kuçar emniyet müdürlüğü ve daha
başka hükümet binaları el yapımı bombaların
saldırısına uğramışlardır.
Şu anda Kuçar’ın durumu oldukça ağır olup, Ürümçi’ye
ve güne gidecek olan araçlara ulaşım kapatılmıştır.
Aksu vilayetinde de olağan üstü askeri hal ilan
edilmiş olup, her tarafı vehim kaplamış bulunuyor.
Olay meydana geldikten sonra Çin hükümeti Çin
hükümeti Kuçar’daki bütün emniyet birimleri, silahlı
polis birimleri, Bingtuen( silahlı Üretim- İnşaat
Ordusu) ve orduyu görevlendirmenin dışında yine,
Bügür’de yerleşik askeri birlikleri de Kuçar’a
nakletmişlerdir.
Kuçar’ın dış dünya ile ilişkisini tamamen kesmiş
olup, burada sert askeri idare icra etmektedirler.
9- Sözde “İkinci
Grup Doğu Türkistan Teröristleri Listesi” Hakkında
2008
yılı Ekim ayının 21.günü Çin Toplum Güvenlik
Bakanlığı Pekin’de bir basın toplantısı düzenleyerek,
“İkinci grup Doğu Türkistan Teröristleri listesi”
yayımladı.
Çin’in yayımladığı bu defaki kara listede Memtimin
Memet, Emet Yakup, Tursun Tohti, Tursun İmin, Memet
Tursun Abduhalik, Şemsidin Ehmet Abdumijit, Ekrem
Ömerjan ve Yakup Memet olmak üzere 8 Doğu
Türkistanlının isimleri yer almış olup, Çin
hâkimiyeti bu 8 kişiyi “Doğu Türkistan İslami
Hareketi” örgütünün kolluk üyesi olarak göstermiştir.
Çin Toplum Güvenliği Bakanlığı bu konuda yayımladığı
beyanatta, bu Doğu Türkistanlılar, Pekin
Olimpiyatlarının güvenliğini tehdit etme suçu
işlemişler.
Fakat Çin hâkimiyeti bu Doğu Türkistanlıların Pekin
Olimpiyatlarının güvenliğine ne şekilde bozgunculuk
yaptıklarına dair hiçbir belge gösterememiş olup,
sadece bunların askeri eğitim aldıkları, yardım
topladıkları ve örgüt kurduklarına dair temelsiz ve
dayanaksız ifadeler sarf etmişlerdir.
Tıpkı dünya kamuoyunun da bildiği gibi Şimdiye kadar
Doğu Türkistan Milli hareketi Pekin olimpiyatlarının
ve yabancı ülke sporcularının güvenliğine zarar
verecek hiçbir fiili harekette bulunmamışlardır.
Demek oluyor ki, Çin hâkimiyetinin yukarıdaki 8 Doğu
Türkistanlıyı, “Pekin Olimpiyatlarının güvenliğine
ağır derecede zarar verdi” diye suçlamasının hiçbir
gerçek yanının olmadığını açıkça göstermektedir.
10- “20 Aralık
Ürümçi’deki Üniversite Öğrencilerini Protesto
Gösterisine Çağırma Olayı” Hakkında
20.12. 2008 günü Ürümçi’de, milli Üniversite
öğrencilerini Çin’e karşı protesto gösterisi yapmaya
çağırmak ve bu konuda bildiri dağıtma olayı meydana
gelmiş olup, her ne kadar protesto gösterisi
gerçekleşmemiş ve bildiri dağıtan öğrenciler
tutuklanmışlarsa da, bu olay yurt içinde ve dışında
ciddi biçimde yankılandı.
Bu olayın Aralık ayında meydana gelmiş olması siyasi
gözlemcilerin kafasında, “Bu defaki olay
Sinkiang(Doğu Türkistan) Üniversitesi öğrencileri
önderliğinde yürütülen 1985 yılının 12 Aralık
günündeki protesto eylemini çağrıştırıyor. Bu
tarihte Ürümçi’de çok sayıdaki Üniversite
öğrencilerinin, Çin hükümetinin politikalarına karşı
icra ettikleri ve aynı zamanda kamuoyunda büyük
yankı uyandıran geniş çaplı protesto olayını anmak
maksadıyla yürütülen demokratik bir teşebbüs olsa
gerek” şeklinde bir düşünce oluşturuyor.
RFA’ nın ve bazı Çin basın organlarının verdikleri
habere göre, bu defaki faaliyeti organize edenlerden
biri Miradil Yasin, diğeri ise, Mutellip Tayip olup,
onlar 20 Aralık günü Sinkiang(Doğu Türkistan)
Üniversitesinde bildiri dağıtırlarken Üniversite
güvenlik görevlileri tarafından olay yerinde
yakalanarak polise teslim edilmişlerdir.
Olayı ifşa eden güvenlik görevlilerinden İlyar
Ablimit, Niyaz Muhammet İmam ve Wangping 5’er bin
yuen nakit para ile ödüllendirilmişlerdir.
Üniverste öğrencilerini Protesto eylemine çağıran
bildiriler o günlerde Ürümçi’deki 1 Ağustos Köy
Ekonomisi Üniversitesi ile Tababet Üniversitesinde
de dağıtılmıştır.
Malumatlardan anlaşıldığına göre, Ürümçi’deki bütün
yüksek okul öğrencilerinin Otonom Bölge(Doğu
Türkistan) Spor salonu etrafında toplanarak bütün
şehri dolaşmak suretiyle protesto eylemi yapmaları
planlanmış, fakat bu protesto eylemini
planlayanların yakalanmış olmaları ve alınan
tedbirler sebebiyle plan gerçekleştirilememiştir.
“Uygur Biz” sitesinin verdiği habere göre,
Sinkiang(Doğu Türkistan) Üniversitesi ayın 24’ ünde
ödüllendirme töreni düzenleyerek söz konusu protesto
eyleminin engellenmesinde hizmeti geçen 4 kişiyi
ödüllendirdi.
Ödül merasimine üniversite ileri gelenleri, üst
düzey idare memurları, Ürümçi şehri ve Otonom
Bölge(Doğu Türkistan) ilgili önderleri
katılmışlardır. Üniversite Komünist Parti sekreteri
jang shynlyang’ın, ödül töreninde bildirdiğine göre,
söz konusu protesto eylemi engellendiği için Doğu
Türkistan’daki Çin Komünist Partisi Wang Le Guan
Sinkiang(Doğu Türkistan)Üniversitesine özel olarak
memnuniyetini bildirmiştir.
Tutuklanan gençlerin teşkilat ilişkileri ve
faaliyetleri üzerinde Ürümçi vilayeti Emniyet
müdürlüğü incelemelerini sürdürmektedir. Bildirinin
içeriğinde nelerin yer aldığı, protesto eylemi
sırasında nelerin ortaya konulacağı, olayla
bağlantılı olarak kaç kişinin tutuklandığı gibi
mühim bilgiler ilgili makamlar tarafından adeta bir
sır gibi saklanmaktadır.
“Uygur Biz” sitesinin verdiği habere göre,
tutuklananlardan Miradil Yasin 20 yaşında olup
Kaşgar doğumlu, Mutellip Tayip ise, 19 yaşında Piçan
nahiyesi doğumludur. Fakat bu gençerin hangi okulun
öğrencileri oldukları şimdiye kaar belli değildir.
“Uygur Biz” sitesinin bildirdiğine göre, Doğu
Türkistan’da “Sinkiang(Doğu Türkistan)ın istikrarı
Ürümçi’ye bağlı, Ürümçi’nin istikrarı Ürümçi’deki
yüksek okul öğrencilerine bağlı, yüksek okul
öğrencilerinin istikrarı ise, Sinkiang(Doğu
Türkistan) Üniversitesine bağlı” diye bakılmaktadır.
Böyle bakılmasına, dış ülkelerdeki Doğu Türkistan
faaliyetçileri arasında Sinkiang(Doğu
Türkistan)Üniversitesinde eğitim alanların belirti
vermeleri sebep olmaktadır.
Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine uyarlayan:
Mehmet Emin BATUR