1) Bu zihniyet değişmeli
Sosyal yani eski
komünist ülkelerde yaşayanlarda Batı demek “şahsi
menfaat” demek zihniyeti vardır.
Misal: Kırgızistan’a Japonlar geliyor
(Japonlar çok onurlu, disiplinli, prensipli, dürüst
insanlardır.) Yetkiliye diyorlar ki: “Ülkenize
fabrika kuralım. %80 (yüzde 80) fayda ülkenizin
olsun, (%20) yüzde 20 bizim olsun.”
Çinli geliyor: “Size fabrika kuralım,
%20 sizin ülkenizin olsun, gerisine karışmayın. Ama
sizin şahsınıza bu kadar hediye, ne kadar cebiniz
varsa hepsini dolduracak kadar rüşvet…”
Yetkili hemen Japonları reddediyor.
Çinlileri seve seve kabul ediyor, onun bir dediğini
iki etmiyor.
Neticede Orta Asya Devletleri zor duruma
düşüyor. Mesela; bugünlerde Özbekistan bir gün
elektrik var, iki gün yok. Halk üşüyor, erkekler
Moskova’nın kara kışına, kadınları da Türkiye, Çin
her tarafa akın ediyor. Hepsine bir dokunun bin “ah”
işitiyorsunuz. İnsan “eski komünist rejimi şu
ankinin yüz katı iyiydi.” demekten kendini alamıyor.
Bana göre yöneticiler zihniyetini
değiştirmeli.
Batı şahsiyetçilikten ibaret değil. Tam
aksi, ülkesinin, halkının menfaatini düşünmeyip,
boğazından haram lokma geçirenler hiç de cezasız
kalmaz.
Batı, insan hakları, adalet, hürriyet,
özgürlük, vatan için, halk için, insanlık için,
güzel ahlâk fazilet, şeffaflık, insanlık onur ve
haysiyeti, ilerleme, çalışma… bütün kanuni
güzelliklere değer verilen ortam…
Yeni bağımsız olan Orta Asya
devletlerini Çin çok karıştırmaya başladı, onların
bir kısım yetkililerini rüşvet ile boğazından
kendine bağladıktan sonra, onları Uygurlara karşı av
köpeği yerinde kullanmaya çalışıyorlar.
Ama biz Uygurlar, o yetkilileri canciğer
öz kardeşimiz biliyoruz. Çin’in rezilliğini,
hilekârlığını çok iyi tanıdığımız için, Çinliden
başka hiç kimseyi suçlamıyoruz. Bütün Orta Asya’daki
kardeşlerimizin Çin’in kapanına düşmeyeceğini,
düşmüşse ayağını geri çekeceğini ümit ediyoruz.
2) Soykırım Hakkında
1) Geçen sene Rusya arşivlerinden Ermeni subayın
“Türkleri biz soykırım yaptık…” diye yazdığı önemli
belgeler ortaya çıkmış oldu.
2) Nasrettin Hoca yemek yapması için karısına 2 kilo
et getirip vermiş, ertesi hoca işten döndüğünde
karısı “eti, kedi yiyip bitirmiş” diye yemek
yapmamış. Hoca kediyi kantara (teraziye) koymuş,
kedi tam iki kilo gelmiş. Sonra Hoca demiş ki: “Bu
kediyse et nerede? Bu etse kedi nerede?”
Ermenilerin soyu kırılmışsa koskoca
Ermenistan ülkesi nerden çıktı? Eğer soyu
kırılmamışsa, sonu gelmeyen bu kadar gürültü patırtı
neden?
Türkiye’yi para cezasına
çarptırmak ve kendileri para kazanmak için mi? ya da
Türkiye’yi yok etmek, üçe parçalanmış haritasını
çizmek için mi?
3) Ermeniler tarafından
öldürülen bütün diplomatlarımızın tek tek heykelini
yapmalıyız. Biz de Ermeniler tarafından
öldürülenlerin müzesini yapmalıyız.
4) Başkasının canı can bizimkisi
patlıcan mı? Her iki taraftan ölen öldürenler oldu
eskiden. Ama yakın günlere kadar hep
diplomatlarımızı, Ermeni gizli servisi, Ermeni
çeteleri öldürdüler.
5) Almanya, Hitler’in soykırımının
cezasını taaa.. hazıra kadar ağır ödüyorlar. Siyasi
sığınmacı olarak ülkesine gelenleri vatandaşlığa
almaya mecbur (ki, Dünyada ne kadar ülke, ne kadar
toplum var, aklınıza gelen-gelmeyenlerden Almanya’ya
sığınma isteyip gelmeyen yoktur) üstelik para
cezaları…
Şu an Türkiye’de Dünyaya gelen her bebek
1500 Dolar borçlu olarak doğuluyorlar. Her iki taraf
birbirini öldüren olay, biz soykırım kabullenirsek
tahminime göre Türkiye’de doğan her bebek 300 Dolar
borçlu olarak Dünyaya gelir, onunla iş bitmez, yok
cinayeti kabul eden bu cinayetçiye hokus-pokus
kanunlar çıkartılıp, bin sene önce geldiğin Altay,
Pamir dağlarına dön cezası da verilebiliyor. O zaman
bu kargaşayı yaratan en usta oyuncu Çin’dir. (Zaten
usta oyuncu kendisi oynamıyor, başkasını oynatıyor)
İstanbul’da “Uluslararası Göç”
sempozyumu oldu. 4 gün, yemekli, şaşalı… 4 gün
Dünyanın gelmiş geçmiş göçlerinin hepsi konuşuldu, o
oraya göçmüş, bu buraya göçmüş, göç etmeyen
kalmamış, dile getirildi.
Ama çok ilginç bir Allahın kulu sahneye
çıkarak, bir tane Çinli Doğu Türkistan’a göç etti”
demedi. Halbuki zamanımızdaki ve dünya tarihindeki
en büyük göç orada yaşanıyordu:
1949 senesinden bugüne kadar 50
milyondan fazla Çinli, kendi sınırı Çin seddinden
geçerek Doğu Türkistan’a göç ettirildi, resmi yazılı
rakamlarda plan 200 milyon Çinliyi Doğu Türkistan’a
(Uyguristan’a) göç ettirmek.
O, göç toplantısında Sayın gazeteci
Cengiz Çandar da konuşmasıydı, o konuşmasında “Bizim
atalarımız yani çok eski Moğollardır” dediğinde, ben
oturduğum yerde ben dayamayıp, seslendim.. “Moğol
sizin atanızdın belki, ama bizim değil…”
Şimdi o gazetecinin ismini Ermeni
soykırımı özür dileme listesinde görüyorum, o
gazeteciyi suçlama niyetim ve hakkım yok. Ama “göç”
toplantısını ustalıkla Çin organize ederek saman
altından su yürüttü biliyorum ve o usta oyuncu
Çin’in, kendi gözükmeyip başkaları nasıl oynatmakta
olduğunu, bir sürü oyunların olduğunu da biliyorum.
5) Şu anda Dünyanın en rezil, en sinsi,
en vahşi soykırımı, Çin zalimleri tarafından Doğu
Türkistan’da, yani Uyguristan’da sürdürülüyor.
1949 senesi iki cellat Stalin ve Mao’nun
gizli anlaşması ile Doğu Türkistan cehenneme
ittirildi.
Çin o toprakların zenginliğinin tadını
aldı. her şeyden başka her sene oradan Çin’e 10 ton
altın götürüyor.
Çin bütün gücüyle o toprakların asıl
sahiplerinin neslini tamamen kurutmak, birisini bile
hayatta koymamak kararı aldı.
2006 bütün Uygurca okulları kapattı,
anaokuldan itibaren Çince dil, Çince okuma-yazma
dayatıldı, mecbur edildi.
Uygur çiftçilerini aç sefil hale
getirtip, toprağını almaktan başka 15-25 yaş arası
milyonlarca kızı mecburen Çin bölgesine götürerek
bir buçuk milyar Çinlinin seks kölesi yapıyor. Uygur
erkeklerine AIDS, kanser, kısırlaştırma (buradaki
kedi-köpeklere yapılan iğne) iğneleri vuruluyor.
Kendi toprağının adını “Doğu Türkistan”
“Uyguristan” diyenlerin küçük dilleri kesiliyor…
ibreti alem yapıp idam ediliyor.
Çin BDT’da konsey üyesi olduğu için
kimse bir şey diyemiyor, hatta Çin masa altından
sopa göstererek, başka devletleri tehdit ediyor.
Bana göre Çin hedef şaşırtıyor. O
soykırımcı, Dünyanın dikkatini bugünkü soykırımdan
uzaklaştırarak tarihteki başka olaylara çarpıtıyor.
3) Yecüci – Mecücü Hakkında
Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’ta,
Hıristiyanların kutsal kitabı İncil’de,
Müslümanların kutsal kitabı Kur’ân’da,
Yecüci-Mecücilerden söz ediliyor. Onun nasıl bir şey
olduğu tarifleniyor (anlatılıyor).
Tarihte insanlar birbirlerini
yanlışlıkla Yecüci Mecüci zannedip savaştılar.
Amerikan eski presidenti Bush, Irak’a
girmeden önce, Fransa’ya giderek Papa ile görüştü,
Müslümanların Yecüci Mecüci olduğuna kanaat
getirdikten sonra Irak’a girerek yanlış yaptı.
Gerçek Yecüci-Mecücilerin kimliği,
bugünkü Dünyamızdaki Amerikalı araştırmacı gazeteci
yazar Kristayn Taylor’ın “Uygur Diyarı” kitabından
sonra açıklandı, tanındı. Yecüci Mecücinin kimliği,
kim olduğu apaçık ortaya çıktı.
Hem de üç kutsal kitapta söylenen
özelliklere, bugünkü zamanımızda kendini göstermekte
olan Yecüci-Mecüci tıpa tıp uyuyor.
Sanki bu Yecüci-Mecücinin resmi asırlar
önce, binlerce sene önce çoktan çekilmiş.
Gerçekten Nobel mükâfatına layık olması
gereken yazar Kristayn Taylor’dur. Bu adam Çin
cehennemine girerek, cehennemin resmini çekip çıktı.
Ve o
resimdeki insan eti yemekte olan, hatta kendi
çocuklarını bile yemekte olan Çinliler; başka
insanların (Uygur, Kazakların) insani
hak-hukuklarına tecavüz ederek onların neslini
tüketmekte olan Çinliler, Çin ırkından başka bütün
Dünya insanlarını yok etme planlarını hazırlayan
Çinliler, üç kutsal kitapta söylenen
Yecüci-Mecücinin tam kendisidir.
Bütün Dünya birlikte buna önlem almalı!
4)
Sudan Sebepten….
Sudan sebepten insan öldürme işinde
Dünya birincisiyiz.
“Boğup öldürüldükten sonra yakılan 12-14
yaşındaki iki çocuğun katili dayısı çıktı…” 2 yaşlı
4 yaşlı anne önünde öldürüldü.
“Birbirlerine bakıştı, hiç konuşmadan,
baktığı için kalbinden bıçaklayıp 19 yaşındaki
Mehmed, Esenler’de öldürdü, işte kamera kayıtları…
2008 yılı 17 Kasım….”
Başka toplum saatlerce ağız dalaşı
yapıyor. Mesela Çinliler saatlerce ağız kavgası,
hatta birbirlerini kışkırtıyor “Sen önce el
kaldırsana!” diye, çünkü önce el kaldıranlar
cezalandırılıyor.
Bugünlerde her sabah haberinde kimlerin
kimlerin işyerini basıp birbirlerini öldürdüğünü
duyuyoruz, akşam haberlerinde yine yeniden öldürme
haberleri…
Bundan bin sene önce yazılmış Kaşkarlı
Mahmut kitabında, dünya insanlarının yarısının Türk
olduğunu kanıtlıyor.
Bu sene Times dergisi (Amerika’da)
bundan 50 sene sonra Türklerin sayısında çok azalma
olacağını söylüyor.
Her gece-gündüz sudan sebepten
birbirimizi öldürürsek elbette sayımız azalacaktır.
Ne yapmak lazım?.. Çok düşündüm, aslında
ben idam cezasına karşıyım. Ama sudan sebepten insan
öldürmeyi durdurmanın tek ve caydırıcı çaresi idam
gözüküyor.
Zeynure İsa
Adres:
Çelebidere yokuşu Sok. Selçuk Apt. No: 6
Yeniköy – İSTANBUL
Gsm: 0090 536 579 45 85 |