M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Kurban Bayramınız Mübarek Olsun!

 

 

Selamünaleyküm Aziz Doğu Türkistanlı Yurttaşlarımız!

İslam âleminin en mukaddes Bayramlarından biri sayılan Kurban Bayramı münasebetiyle bütün kardeşlerimizin bayramlarını tebrik eder, cenabı Allahtan selametlik, huzur, özgürlük, hürriyet ve İstiklal diliyoruz!

Hür dünya Müslümanlarının sınırsız sevinç ve iftihar duygusu içerisinde kendilerinin bu mübarek günlerine hazırlanmakta olduğu, milyonlarca insanın Mekke- Medine’deki mukaddes topraklarda hac yaparak, kurbanlar keserek, ibadet ederek kendilerinin dini vecibelerini engelsizce ve huzur içinde eda etmekte oldukları günlerdeyiz. Fakat Çin müstemlekecilerinin acımasız pençelerine kanlı prangalarına mahkûm olan Doğu Türkistan Müslümanları, hac yapmak ve kurban kesmek bir yana ibadet ederek Allah’a sığınmak gibi en normal dini mecburiyetlerini yerine getirmekten bile mahrum bir şekilde horluk içinde yaşamaya mecbur olmaktadırlar.

Herkesin malumu olduğu üzere, Doğu Türkistan toprakları oldukça bol miktardaki yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarına sahip cevher misali topraklardır. Ne yazık ki, bu ülke Çin’in günümüzdeki en başta gelen petrol, doğalgaz ve kömür elde etme üssüne dönüşmüş bulunmaktadır.

Çin’in sayılı malumatlarında da belirtildiği gibi şu anda Doğu Türkistan’da 50 milyon’dan fazla besi hayvanı bulunuyor olup, Çin’in en mühim besicilik üslerinden biridir. Ne yazık ki, işte böylesi zenginliklerle dolu cevher misali bu toprakların asıl sahipleri olan milyonlarca Doğu Türkistanlı Müslümanlar bu gün kurban kesmek bir Tarafa bir kilo et satın alabilmeye bile güçleri yetmeyip yoksulluk ve perişanlık içinde yaşamaya mahkûm olmaktadırlar.

Çin hâkimiyetinin acımasızca yürütmekte olduğu dinsizleştirme politikası, Doğu Türkistan Türklerinin dini mevcudiyetlerine ve gelecekteki istikballerine büyük tehlike ve tehdit getirmektedir.

Bu gün Doğu Türkistan’da insanların kendilerinin dini inanç özgürlüğünü talep etmeleri bile Çin hâkimiyeti nezdinde “Büyük suç”a dönüştü.

İnsan hakları açısından ifade edildiğinde, dini inanç özgürlüğü insanları en temel haklarından biridir. Bu yüzden de BM. Teşkilatının prensiplerinde ve onun bünyesindeki devletlerin anayasalarında insanların dini inançlarını koruma ve onu güvence altına alma hakkındaki maddeler en temel nizam sıfatıyla kendi varlığını koruya gelmektedir.

Dünya çapında ele alındığında da kendi vatandaşlarının dini inancı ile uğraşan ve kendi halkının dini inancını yasaklamaya, kısıtlamaya ve yok etmeye hiçbir müstebit, diktatör hâkimiyet uzun süre hayatiyetini devam ettirebilmiş değildir. Onların akıbetleri her zaman hüsran ve mağlubiyet ola geldi.

Özgür dünya devletleri iç ve dış barışı korumada, dini inancı yasaklama ve yok etme politikalarına değil, bütün dinlere mensup kişilerin inanç özgürlüğünü daha da genişletmek ve onu yasal yönden tam güvence altına alma politikasına dayana gelmektedirler.

Hıristiyan âlemi olarak anılan batı dünyasından söz edecek olursak, bu sistemde yaşayan hiçbir insan Müslüman olduğu için mevcut hâkimiyet tarafından dışlanmış ya da darbe yemiş değildir.

Burada yaşayan Müslümanların siyasi baskılardan tamamen müstesna halde kendilerinin dini faaliyetlerini devam ettirmekte olduklarını, hiçbir engelle karşılaşmadan oruç tuttuklarını, kurban kestiklerini ve hacca gittiklerini görmekteyiz. Batı devletlerinin her yerinde yeni camilerin yapılmakta olduğuna şahit olmaktayız.

Kısacası, batı devletlerinin hükümetleri bu ülkelerde yaşamakta olan Müslümanları tehdit etmek değil, dinler ve kültürler arasındaki dostluk ve dayanışmanın elçileri olarak görmektedirler. Hiçbir devlet din ile terörü, inançlı insanlarla teröristleri bir- birine karıştırmış değildir ve dini inancın terörizmle hiçbir ilişkisinin olmadığını vurgulaya gelmektedirler.

Fakat günümüzde Doğu Türkistan Türklerinin başlarından geçirmekte oldukları facialara bakacak olursak komünist Çin hâkimiyetinin dini sahaya karşı dünyanın temel gidişatına ve uluslar arası kaide ve prensiplerin ruhuna tamamen zıt ve karşı bir pozisyon kullana gelmekte olduğunu ve bu vasıtayla kendi mezarını kendisinin kazmakta olduğunu görebilmek zor değil.

Yani Çin’in yürütmekte olduğu bütün politikası,Doğu Türkistanlıların dini inancını büsbütün yok etme politikasından başka bir şey değildir. Hatta Çin hâkimiyeti Doğu Türkistan Türklerini işe alma, siyasi ve içtimai haklardan istifade ettirme cihetinde de dine inanmama şartını ön şart olarak göstererek “dine inanırsan hiçbir çıkış yolun olmaz” şeklindeki safsatayı ileri sürmektedir. Yine Çin hâkimiyeti tarafından 60’lı ve 70’li yıllarda Doğu Türkistan’da yürütülen ateizm- dinsizleştirme politikası günümüzde aynen kopyalanarak tekrar icra edilmektedir.

Özellikle de son 10 yıl içerisinde Doğu Türkistan’daki dini zatların başlarına gelen külfetleri tarif etmek oldukça zordur. Bu esnada Çin hâkimiyetinin sadece Çin komünist partisinin propagandasını yapacak az sayıdaki “kızılkuyruk” mollaları hesaba katmadığımızda hakiki inanca sahip dini zatların hepsini yok etmeyi amaçladığını görebiliriz.

Bu yüzden günümüzde Doğu Türkistan’da Çin hâkimiyetine karşı türlü şekillerdeki milli hareketlerde dini zatların aktif ve sürükleyici rol oynamakta oldukları kesinlikle tesadüf değildir. Din, inançlı bir insan için en büyük manevi zenginlik ve dayanaktan ibarettir. Yaşam yoları tamamen kesilerek başına ağır külfetler gelen bir insanın en sonunda yapacağı iş, seccadede oturarak Cenabı hakka dua ederek, kendisine sabır, tahammül ve güç-kuvvet dilemektir. Bir insan bundan da mahrum bırakıldığı takdirde, onun canından vazgeçerek isyan bayrağını eline alarak çıkması hayret edilecek bir iş değildir!

Fakat biz şuna inanıyoruz ki, Çin’in zulmü ve müstemlekeciliği kesinlikle ebedi olmayacaktır. Cenabı Allah’ın himmeti ve halkımızın güçlü milli iradesiyle mutlaka bir gün vatanımız Doğu Türkistan’da özgür dünya devletleri arasında yerini alıp, Doğu Türkistan Türkleri de tıpkı özgür dünya halkları gibi kendilerinin bayramlarını özgürlük içinde kutlama fırsatına erişeceklerdir!

Sonunda bütün vatandaşlarımızın Kurban bayramlarını tekrar, tekrar tebrik ediyorum!

Cenabı Allah hepimize selametlik nasip etsin!

Hürmet ve ihtiramlarımla:

Abdulcelil Karakaş

“Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi”nin Başkanı

Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine uyarlayan: Mehmet Emin BATUR

 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 16.01.2009 16:28   Hazirlayan: A. Karakash