Kamu
oyununda bildiği gibi Pekin Olimpiyatlarının
başlamasından 4 gün önce, yani 04.08. 2008 günü Doğu
Türkistan’ın Kaşgar şehrinde Kurbancan Ablimit ve
Abdurahman Azat isimli iki Doğu Türkistanlı genç,
Çin silahlı polis birliklerinin Kaşgar şehri Semen
yolu bölgesinde yer alan askeri eğitim kampına ani
bir saldırı düzenlemişti. Bu saldırı sonucunda 16
Çin askeri öldürülmüş, 16’sı da yalanmıştı. Söz
konusu iki Doğu Türkistanlı gençte olay sırasında
yaralanmış ve Çin güçlerinin eline geçmişti.
Olaydan sonra Çin hâkimiyeti bu vakayı uluslar arası
sahalarda “Doğu Türkistan terör güçlerinin Pekin
Olimpiyatlarının güvenliğine karşı yürüttükleri
hareket” diye tanıttı. Bir yandan Doğu
Türkistanlıların haklı milli hareketlerini siyasi
cihetten karalamaya çalışırken, diğer yandan da
kendilerinin Doğu Türkistan Türklerine karşı
yürüttükler zulüm, baskı ve katliam politikalarını
gizlemeye çalışa gelmekteydiler.
Gerçekte ise, Çin hâkimiyeti yukarıda adları geçen
iki Doğu Türkistanlı gencin sözde “terörist örgütler”
ile bir ilişkilerinin olduğuna veya onların
Olimpiyatların güvenliğini tehdit etmek için bu
hareketi yürüttüklerine dair hiçbir delil ortaya
koyabilmiş değiller.
Merkezimizin elde ettiği bilgilere göre bu iki genç
iki kardeş torunları olup, biri taksi şoförlüğü,
diğeri ise, sebze ticareti ile meşguller. Onların
gerçekleştirdikleri bu defaki darbe vurma
hareketleri de tamamen tek başlarına
gerçekleştirdikleri bir öç almaya yönelik tepki
hareketidir.
Onlar, Çin hâkimiyetinin Doğu Türkistanlılara karşı
yürüte geldikleri siyasi, iktisadi, içtimai cihetten
de adaletsiz politikalarına, sınırı aşan zulüm ve
baskılarına karşı tepki göstermek için isyan
bayrağını çekmeye mecbur olmuşlardır.
Mesela merkezimizin edindiği bilgilere göre,
11.11.2008 günü Kaşgar ili Yargı mahkemesi Kurbancan
Ablimit ve Abdurahmancan Azat hakkında kapalı
yargılama yaparak bu iki gence “terörist” suçlaması
ile ölüm cezası vermiştir.
Bu iki Doğu Türkistan yiğidi yargılama sırasında
yaptıkları son konuşmalarında, Doğu Türkistan
halkına ağır derecede zulüm ve dayanılmaz eziyetler
çektiren Çin hâkimiyetinden öç almak maksadıyla bu
eylemi gerçekleştirdiklerini, söz konusu eylemden
sonra kaçma fırsatlarının olduğunu ancak olay
yerindeki iki kadın askeri öldürmeye kıyamadıkları
için yaralanarak ele geçtiklerini beyan etmişlerdir.
Son yargılama esnasında da Çin hâkimiyeti bu iki
gencin dış ülkelerdeki “terörist teşkilatlar” ya da
gruplarla irtibatlarının olduğuna dair bir tek delil
ortaya koyamamışlardır. Bu durumdan şunu görebilmek
mümkün ki, Kaşgar’da meydana gelen “4 Ağustos Semen
Yolu Olayı” Doğu Türkistan halkının komünist Çin
hâkimiyetinin zulmüne karşı yıllardan beri
sürdürülen milli direniş hareketinin belirgin bir
parçasıdır.
Zulmün olduğu yerde kesinlikle direnişte olacaktır.
Günümüzde Çin hâkimiyetinin Doğu Türkistan’ın doğal
zenginliklerini talan etme, buraya Çinli göçmen
transferi, Doğu Türkistanlıları zorbalıkla
dinsizleştirme “Doğum kontrolü” adı altında Doğu
Türkistan Türklerinin neslini yok etmeye çalışmak ve
“işgücü fazlasını başka memleketlere yönlendirme”
maskesi altında Doğu Türkistan gençlerini Çin’in
içeri eyaletlerine mecburi olarak çalışmaya
göndermek gibi eylemleri yaygınlaştırılıyor. Ayrıca
Doğu Türkistanlıların tarihini çarpıtmak, sözde “3
türlü güçlere karşı darbe vurma” maskesi altında
masum Doğu Türkistanlıları tutuklama, öldürme,
onlara hapishanelerde ağır derecede işkenceler yapma
gibi faşistçe davranışlar tarihte emsali görülmedik
şekilde artmaktadır.
Özellikle de komünist Çin hâkimiyetinin son 4 yıldan
beri “Olimpiyatların Güvenliğini Teminat Altına
Alma” şeklindeki bahane ile Doğu Türkistan’da emsali
görülmedik biçimde devlet terörü politikası icra
ederek, binlerce masum insanı tutuklamakla beraber
Doğu Türkistanlıların özgür hareket etme haklarını
tümüyle boşa çıkartmış oldukları dünya kamuoyu
tarafından da biline gelmektedir.
Özellikle de Kaşgar bölgesi komünist Çin
hâkimiyetinin yukarıdaki gibi kızıl terörist
politikasının en ağır zararlarına uğramakta olan bir
bölgesi idi.
Kısacası, Doğu Türkistan halkının sabır ve
tahammülünün taşmasına “Kaşgar Semen Yolu Olayı”
gibi hadiselerin ardı ardına meydana gelmesine
tamamen komünist Çin hâkimiyetinin zulüm, baskı ve
katliam politikaları sebep olmaktadır.
Ne yazık k, Çin hâkimiyeti dünya kamuoyunun
kınamasına ve Doğu Türkistan halkının tepkilerine
kulak asmış değildir. Tam tersine kendilerinin Doğu
Türkistanlılara yönelttikleri müstemlekecilik ve
zulüm politikalarını her geçen gün biraz daha
arttırmaktadır.
Doğu Türkistan halkı hiçbir zaman müstemlekeciliğe,
zulme ve baskıya boyun eğmiş değildir. Bundan sonra
da asla boyun eğmeyecek ve kendilerinin insani
hak-hukuklarını, özgürlüğünü ve hürriyetini elde
edene kadar mili direniş hareketlerini sürekli
olarak devam ettireceklerdir!
Abdulcelil Karakaş
“Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi”nin Başkanı
Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine uyarlayan:
Mehmet Emin BATUR