Şair,
Araştirmaci yazar,
Zeynure ÖZTÜRK
Bu kuruma saygımız
büyüktür. Çünkü bu kurum en zor şartlarda
Türkiye’nin bağımsızlığı için aslanlar gibi savaşan
ve olağanüstü zekâsı ile Türkiye’nin bağımsız,
dimdik kalmasını sağlayan, Cumhuriyeti kuran Atatürk
tarafından kurulan kurum olduğu için.
Ama şu anda bu kurum
Doğu Türkistan’ın (Uyguristan’ın) bağımsızlığını yok
etmekte olan, hatta Doğu Türkistan halkının (Uygur
Türklerinin) dili, insani hak-hukuklarının hepsini
çiğneyip yok etmekte olan, (15-25 yaş arası
milyonlarca Uygur kızını Çin Seddi içine, Çin
ülkesine zorla-mecburen göç ettirerek seks kölesi
yapan, oğlanlarına kısırlaştırma, AIDS, kanser
iğneleri vurmakta olan) Çin zalimleri ile kuzu
sarması oldu.
Neymiş? “Kaşkarlı
Mahmut” toplantısıymış…
Bir sürü Çinlileri
getirerek “Cemal Reşit Rey Konser Salonunda” “Teknik
üniversitede…” her gün bir ayrı yerde toplantı… Bir
Pekin’de bir Türkiye’de toplantı açıp, zigzag çizip
yürüyor bir sürü insanlar… (onlar içindeki Türkiye
tarafındaki bilim adamlarına, iyi niyetli üstadlara
saygımız sonsuzdur elbette.)
Ama o toplantılardaki
bir haksızlık, adaletsizlik, Çin sahtekârlığı, Türk
insanlarını aptal yerine koyması dikkatimizi
çekiyor:
Kaşkarlı Mahmut’un
yurdunda 30 milyon Doğu Türkistan’lı yaşıyor. Her
şey bir yana 2006 senesinden bu yana bu 30 milyonun
dili resmen kanunen yasaklandı. Okulları kapatıldı,
Çin okuluna çevrildi, anaokullarından başlayıp Çince
konuşmaya, yazmaya mecbur.
Ne yazık ki, bu zigzag
toplantıların hiçbirinde bu gerçeklerden bir cümle
söz etmek yasak! İmkânsız!
Neymiş ilmi toplantıya
siyaset karıştırılmazmış?!
Hey Çinli! Bu kadar
“yasak” koymanın ta kendisi, bu toplantının siyasi
toplantı olduğunu göstermiyor mu?
İki sene önce Cemal
Reşit Rey Konser Salonu’nda 4 gün yemekli haşmetli
toplantı oldu. O oraya göç etmiş, bu buraya göç
etmiş söylenildi bol bol..
Bir Allah’ın kulu çıkıp
sahneye, bir tane Çinli Doğu Türkistan’a göç etti
demedi, diyemedi. Uygur şapkası giyen bir Uygur,
önceden birileri tarafından hazırlanan konuşmasını
yaptı. Neymiş: “Ben Kaysere göç ettim, birisi çay
verdi, birisi su…” Bütün konuşma sadece bu!
Neymiş, bu toplantıyı
ulusal kanal organize etmiş, toplantı değirmeninin
suyunun Çin’den geldiğini anlamak zor olmadı.
Dünya tarihindeki en
vahşi, en zor, en büyük göç, halbuki Çin’den Doğu
Türkistan’a oluyor.
1949 yılından bu yana 50
milyondan fazla Çinli, Doğu Türkistan’a göç etti,
ediyor.
Resmi rakamlardaki
planında 200 milyon (yanlış anlamadınız 200 milyon)
Çinliyi Doğu Türkistan’a yerleştirmek.
Mesut Yılmaz başbakan
iken “Doğu Türkistan toprakları Çin’indir” dedi.
Doğu Türkistan halkının
en aşağılık, iğrenç gördüğü, nefret ettiği 2 düşmanı
var idi: Cellat Mao, cellat Stalin’den ibaret.
Halbuki o iki düşman bile, Mesut Bey’in dünyaya
haykırdığı o talihsiz cümleyi haykıramamıştı.
Uyanık Çinliler Mesut
Bey’in o sözünü her gün 5 defa, görüntüsüyle, 5 sene
televizyon kanallarında yayınlamaya devam etti.
Doğu Türkistan
halklarının kimi “Güvenen dağları kar basmış” dedi.
Kimileri “olmaz olsun öyle kardeş!”, kimileri “Yeği
yandan bela kardeştenmiş” dedi.
Doğu Türkistan 3 misli
Fransa kadar toprak. Biz toprağımız için milyonlarca
şehit verdik, yine vereceğiz. İnsani hak-hukukumuzu
Allah’ın yardımıyla, bütün dünyadaki adil insanların
yardımıyla ele alacağız. Ay-yıldızlı bayrağımızı
dalgalatacağız.
Bu yolda
kardeşlerimizden yardım istemek, zor duruma düşürmek
niyetimiz yoktur.
Irak savaşında, esirlere
yapılan çok rezil, çok iğrenç resimler ortaya
çıktığında, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sayın
Erdoğan aslanlar gibi ortaya çıkarak dünyaya
haykırdı, Türk insanlarına yakışır bir şekilde;
“Durdurun, insanlık dışı bu çirkin olayları!..”
Halbuki Arapların başına
gelen o aşağılama olaylarına ne Arap kralı ne çobanı
henüz bir şey diyememişti.
Şu andaki Doğu
Türkistan’daki rezaletler önünde, Irak’taki o
olaylar devede kulak..
Müslüman büyüklerine
derdimizi yazdık, Amerika’dan gönlü sövüp, Çin ile
kuzu sarması olmuş.
Müslüman kardeş
(Pakistan) kankardeş (Özbekistan) Uygur masum
aydınlarını Çin’e tutup verecek, Çin’den para
alıyor.
Amerika (Bush) Irak’a
girmek için, Çin’in yeşil ışık yakması için “Uygur
teröristtir” diye ilan etti.
Kendi öğrencisinden 4
bini Tianmin’de kıyma yapan Çin terörist değil. 2
sayfa makale yazan Uygur teröristtir. İşte bugünkü
dünya adaleti!
Türk dünyasının bir tane
âlimi vardı Kaşkarlı Mahmut isminde.
Bu zatın değerli eserini
Anadolu’nun bilim-ilim aşkında yanıp tutuşan, adil,
güzel ahlâklı, faziletli, alicenap insanları,
insanlık için takdim etmişti.
Lütfen bu âlime yazık
etmeyelim… Çin zalimlerinin bu âlimin eserinden gemi
yapıp (gemide Çinliler oturup) Kaşkar halkının, Doğu
Türkistan halkının kan-yaş denizinde yüzdürmesine
vesile olmayalım…
Çin’i de iyi tanıyalım
(her şeyi, komşu ülkeleri “benim” diye bir hastalığa
yakalanmış durumda)
Kendimizi de iyi
tanıyalım. (Çinli’yle mukayese ettiğinde, çok
dürüst, saf, iyiniyetli, Türk kafasındaki
insanlarız)
Ben vatanımı Çinli’ye
kaptırdım. Milletimin neslini Çinli tüketiyor. Bol
yeraltı, yerüstü zenginliğimi Çinli yiyor. Ben
yabancı ülkelerde sefir sergerdan utanarak
söylüyorum, yurdumdan çıkan hain sapkın az değil,
onlara karnımız tok!
Kaşkarlı Mahmut’u kimse
Çin’e satmasın!
Bu seneyi UNESCO
“Kaşkarlı Mahmut Senesi” ilan etmişti (2008 yılını).
Ama o Kaşkarlı Mahmut
hakkındaki toplantıları, Çin saman altından su
yürütüp, kendi hokus pokus oyunlarına çevirdi.
Zavallı âlimin yurdunun, dilinin bugünkü halinden
bir tek cümle gerçek söyletilmedi.
Çin zaten, dünyayı, alem
cihanı aldatıyor. Kendi menfaati için yapamayacağı
rezillik yok… Çin aldı başını gidiyor.
Siz saygıdeğer Türk Dil
Kurumu, siz neden Çin’in oyunlarına geliyorsunuz
ki?!
Çin oyununun “ilmi”
nikaplı siyasi oyun olduğunu bilmiyor musunuz?
Mesut Yılmaz gibi “Doğu
Türkistan toprakları Çin’indir” diyenlere, Çin’e
yalakalık yapanlara Çin neler vermez ki?! Boyu ile
beraber altın da verir. (Nasılsa Çin Doğu Türkistan,
Çin’e 10 ton altın götürüyor başka yağmalayan
zenginlikten başka)
Seçimde Hillary
Clinton’a bol para teklif eden Çin, Doğu Türkistan’ı
yok etmek yolunda kimlere ne vermez ki?!
Bugünlerde Doğu
Türkistan’ın etini kendi yağı ile kavurmaktan Çin
zalimleri büyük keyif alıyorlar. İnsanlık adapları,
kaide kanunları, insanlık hak-hukuklarını
çiğnemekten, komşu devletleri tarihten silmekten,
insanlık adaleti ile dalga geçmekten büyük keyif,
büyük huzur alıyorlar.
Biz, Kristeyin Taylor
gibi gerçekleri konuşan gerçek insan istiyoruz (O,
cehenneme girerek onun fotoğrafını çekip dünya
halkına gösterdi).
Sayın Erbakan Hoca gibi,
canlı yayındaki Çin heyetine “Ne yapıyorsunuz benim
Müslüman Uygur Türklerime!?” diyebilen liderler
istiyoruz.
Bizim ismimiz Doğu
Türkistan, bu isim Türkiye’yi rahatsız ederse
“Uyguristan” ismimizi kullanırız.
Ama birileri bilip
bilmeden ya da Çin’e şirin gözükmek için, “Çin’in
Şinjiang eyalet”, “Çin’in Uygur özerk bölgesi”,
“Çin’in Uygur Aptonumiyesi” demesin!
Dünya halkı Çin’den
korkmamalı, iç yüzünü öğrenmeli, ortak tedbir
almalı.
Birleşik Devletler bizim
bağımsız devlet olduğumuzu tanımalı, temsilcimizi
kabul etmeli.
Komünizmin (Stalin ile
Mao’nun) Uygur’un boynuna bağlanan zinciri kırılmalı
Bir buçuk milyarın
ayakları altında ezilmekte, yok olmakta olan 30
milyon Uygur Türkü de insan! Adil insanlar onların
insani haklarını düşünmeli ve durumun ne kadar vahim
olduğunu da.
Biz Uygur Türkleri,
Türkiye’den çok memnunuz. Yaptığı iyilikleri sayıp
bitiremeyeceğiz ve ödeyemeyeceğiz.
Biz Uygur’u bile Çin’e
tutup vermedi. Öğrencilere burs veriyor.
Kaşkarlı Mahmut’un Çin
malı olmadığının hassasiyetini gösterirse, daha da
memnun kalırız.
Uygurlar terörist
değildir. Bush Irak’a girer zamanında Çin’in yeşil
ışık yakmasını istiyor. Çin sert çıkıyor, “Uygur’u
terörist diye ilan et” diyor. Bush da onu yapıyor.
Sayın Obama’nın dünyanın
bozulmuş adaletini yerine getirmesini, dünyaya
adalet getireceğini arzu ediyoruz. Cümleten
Uyguristan’a bağımsızlık….
20/11/2008
Saygılarımla,
Zeynure ÖZTÜRK
Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok. Selçuk Apt. No: 6
Yeniköy – İSTANBUL
Gsm:0090 536 579 45 85