M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Türk Dil Tarih Kurumu’na açık mektup

 

           Şair, Araştirmaci yazar, Zeynure ÖZTÜRK

            Bu kuruma saygımız büyüktür. Çünkü bu kurum en zor şartlarda Türkiye’nin bağımsızlığı için aslanlar gibi savaşan ve olağanüstü zekâsı ile Türkiye’nin bağımsız, dimdik kalmasını sağlayan, Cumhuriyeti kuran Atatürk tarafından kurulan kurum olduğu için.

            Ama şu anda bu kurum Doğu Türkistan’ın (Uyguristan’ın) bağımsızlığını yok etmekte olan, hatta Doğu Türkistan halkının (Uygur Türklerinin) dili, insani hak-hukuklarının hepsini çiğneyip yok etmekte olan, (15-25 yaş arası milyonlarca Uygur kızını Çin Seddi içine, Çin ülkesine zorla-mecburen göç ettirerek seks kölesi yapan, oğlanlarına kısırlaştırma, AIDS, kanser iğneleri vurmakta olan) Çin zalimleri ile kuzu sarması oldu.

            Neymiş? “Kaşkarlı Mahmut” toplantısıymış…

            Bir sürü Çinlileri getirerek “Cemal Reşit Rey Konser Salonunda” “Teknik üniversitede…” her gün bir ayrı yerde toplantı… Bir Pekin’de bir Türkiye’de toplantı açıp, zigzag çizip yürüyor bir sürü insanlar… (onlar içindeki Türkiye tarafındaki bilim adamlarına, iyi niyetli üstadlara saygımız sonsuzdur elbette.)

            Ama o toplantılardaki bir haksızlık, adaletsizlik, Çin sahtekârlığı, Türk insanlarını aptal yerine koyması dikkatimizi çekiyor:

            Kaşkarlı Mahmut’un yurdunda 30 milyon Doğu Türkistan’lı yaşıyor. Her şey bir yana 2006 senesinden bu yana bu 30 milyonun dili resmen kanunen yasaklandı. Okulları kapatıldı, Çin okuluna çevrildi, anaokullarından başlayıp Çince konuşmaya, yazmaya mecbur.

            Ne yazık ki, bu zigzag toplantıların hiçbirinde bu gerçeklerden bir cümle söz etmek yasak! İmkânsız!

            Neymiş ilmi toplantıya siyaset karıştırılmazmış?!

            Hey Çinli! Bu kadar “yasak” koymanın ta kendisi, bu toplantının siyasi toplantı olduğunu göstermiyor mu?

            İki sene önce Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 4 gün yemekli haşmetli toplantı oldu. O oraya göç etmiş, bu buraya göç etmiş söylenildi bol bol..

            Bir Allah’ın kulu çıkıp sahneye, bir tane Çinli Doğu Türkistan’a göç etti demedi, diyemedi. Uygur şapkası giyen bir Uygur, önceden birileri tarafından hazırlanan konuşmasını yaptı. Neymiş: “Ben Kaysere göç ettim, birisi çay verdi, birisi su…” Bütün konuşma sadece bu!

            Neymiş, bu toplantıyı ulusal kanal organize etmiş, toplantı değirmeninin suyunun Çin’den geldiğini anlamak zor olmadı.

            Dünya tarihindeki en vahşi, en zor, en büyük göç, halbuki Çin’den Doğu Türkistan’a oluyor.

            1949 yılından bu yana 50 milyondan fazla Çinli, Doğu Türkistan’a göç etti, ediyor.

             Resmi rakamlardaki planında 200 milyon (yanlış anlamadınız 200 milyon) Çinliyi Doğu Türkistan’a yerleştirmek.

            Mesut Yılmaz başbakan iken “Doğu Türkistan toprakları Çin’indir” dedi.

            Doğu Türkistan halkının en aşağılık, iğrenç gördüğü, nefret ettiği 2 düşmanı var idi: Cellat Mao, cellat Stalin’den ibaret. Halbuki o iki düşman bile, Mesut Bey’in dünyaya haykırdığı o talihsiz cümleyi haykıramamıştı.

            Uyanık Çinliler Mesut Bey’in o sözünü her gün 5 defa, görüntüsüyle, 5 sene televizyon kanallarında yayınlamaya devam etti.

            Doğu Türkistan halklarının kimi “Güvenen dağları kar basmış” dedi. Kimileri “olmaz olsun öyle kardeş!”, kimileri “Yeği yandan bela kardeştenmiş” dedi.

            Doğu Türkistan 3 misli Fransa kadar toprak. Biz toprağımız için milyonlarca şehit verdik, yine vereceğiz. İnsani hak-hukukumuzu Allah’ın yardımıyla, bütün dünyadaki adil insanların yardımıyla ele alacağız. Ay-yıldızlı bayrağımızı dalgalatacağız.

            Bu yolda kardeşlerimizden yardım istemek, zor duruma düşürmek niyetimiz yoktur.

            Irak savaşında, esirlere yapılan çok rezil, çok iğrenç resimler ortaya çıktığında, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sayın Erdoğan aslanlar gibi ortaya çıkarak dünyaya haykırdı, Türk insanlarına yakışır bir şekilde; “Durdurun, insanlık dışı bu çirkin olayları!..”

            Halbuki Arapların başına gelen o aşağılama olaylarına ne Arap kralı ne çobanı henüz bir şey diyememişti.

            Şu andaki Doğu Türkistan’daki rezaletler önünde, Irak’taki o olaylar devede kulak..

            Müslüman büyüklerine derdimizi yazdık, Amerika’dan gönlü sövüp, Çin ile kuzu sarması olmuş.

            Müslüman kardeş (Pakistan) kankardeş (Özbekistan) Uygur masum aydınlarını Çin’e tutup verecek, Çin’den para alıyor.

            Amerika (Bush) Irak’a girmek için, Çin’in yeşil ışık yakması için “Uygur teröristtir” diye ilan etti.

            Kendi öğrencisinden 4 bini Tianmin’de kıyma yapan Çin terörist değil. 2 sayfa makale yazan Uygur teröristtir. İşte bugünkü dünya adaleti!

            Türk dünyasının bir tane âlimi vardı Kaşkarlı Mahmut isminde.

            Bu zatın değerli eserini Anadolu’nun bilim-ilim aşkında yanıp tutuşan, adil, güzel ahlâklı, faziletli, alicenap insanları, insanlık için takdim etmişti.

            Lütfen bu âlime yazık etmeyelim… Çin zalimlerinin bu âlimin eserinden gemi yapıp (gemide Çinliler oturup) Kaşkar halkının, Doğu Türkistan halkının kan-yaş denizinde yüzdürmesine vesile olmayalım…

            Çin’i de iyi tanıyalım (her şeyi, komşu ülkeleri “benim” diye bir hastalığa yakalanmış durumda)

            Kendimizi de iyi tanıyalım. (Çinli’yle mukayese ettiğinde, çok dürüst, saf, iyiniyetli, Türk kafasındaki insanlarız)

            Ben vatanımı Çinli’ye kaptırdım. Milletimin neslini Çinli tüketiyor. Bol yeraltı, yerüstü zenginliğimi Çinli yiyor. Ben yabancı ülkelerde sefir sergerdan utanarak söylüyorum, yurdumdan çıkan hain sapkın az değil, onlara karnımız tok!

            Kaşkarlı Mahmut’u kimse Çin’e satmasın!

            Bu seneyi UNESCO “Kaşkarlı Mahmut Senesi” ilan etmişti (2008 yılını).

            Ama o Kaşkarlı Mahmut hakkındaki toplantıları, Çin saman altından su yürütüp, kendi hokus pokus oyunlarına  çevirdi. Zavallı âlimin yurdunun, dilinin bugünkü halinden bir tek cümle gerçek söyletilmedi.

            Çin zaten, dünyayı, alem cihanı aldatıyor. Kendi menfaati için yapamayacağı rezillik yok… Çin aldı başını gidiyor.

            Siz saygıdeğer Türk Dil Kurumu, siz neden Çin’in oyunlarına geliyorsunuz ki?!

            Çin oyununun “ilmi” nikaplı siyasi oyun olduğunu bilmiyor musunuz?

            Mesut Yılmaz gibi “Doğu Türkistan toprakları Çin’indir” diyenlere, Çin’e yalakalık yapanlara Çin neler vermez ki?! Boyu ile beraber altın da verir. (Nasılsa Çin Doğu Türkistan, Çin’e 10 ton altın götürüyor başka yağmalayan zenginlikten başka)

            Seçimde Hillary Clinton’a bol para teklif eden Çin, Doğu Türkistan’ı yok etmek yolunda kimlere ne vermez ki?!

            Bugünlerde Doğu Türkistan’ın etini kendi yağı ile kavurmaktan Çin zalimleri büyük keyif alıyorlar. İnsanlık adapları, kaide kanunları, insanlık hak-hukuklarını çiğnemekten, komşu devletleri tarihten silmekten, insanlık adaleti ile dalga geçmekten büyük keyif, büyük huzur alıyorlar.

            Biz, Kristeyin Taylor gibi gerçekleri konuşan gerçek insan istiyoruz (O, cehenneme girerek onun fotoğrafını çekip dünya halkına gösterdi).

            Sayın Erbakan Hoca gibi, canlı yayındaki Çin heyetine “Ne yapıyorsunuz benim Müslüman Uygur Türklerime!?” diyebilen liderler istiyoruz.

            Bizim ismimiz Doğu Türkistan, bu isim Türkiye’yi rahatsız ederse “Uyguristan” ismimizi kullanırız.

            Ama birileri bilip bilmeden ya da Çin’e şirin gözükmek için, “Çin’in Şinjiang eyalet”, “Çin’in Uygur özerk bölgesi”, “Çin’in Uygur Aptonumiyesi” demesin!

            Dünya halkı Çin’den korkmamalı, iç yüzünü öğrenmeli, ortak tedbir almalı.

            Birleşik Devletler bizim bağımsız devlet olduğumuzu tanımalı, temsilcimizi kabul etmeli.

            Komünizmin (Stalin ile Mao’nun) Uygur’un boynuna bağlanan zinciri kırılmalı

            Bir buçuk milyarın ayakları altında ezilmekte, yok olmakta olan 30 milyon Uygur Türkü de insan! Adil insanlar onların insani haklarını düşünmeli ve durumun ne kadar vahim olduğunu da.

            Biz Uygur Türkleri, Türkiye’den çok memnunuz. Yaptığı iyilikleri sayıp bitiremeyeceğiz ve ödeyemeyeceğiz.

            Biz Uygur’u bile Çin’e tutup vermedi. Öğrencilere burs veriyor.

            Kaşkarlı Mahmut’un Çin malı olmadığının hassasiyetini gösterirse, daha da memnun kalırız.

            Uygurlar terörist değildir. Bush Irak’a girer zamanında Çin’in yeşil ışık yakmasını istiyor. Çin sert çıkıyor, “Uygur’u terörist diye ilan et” diyor. Bush da onu yapıyor.

            Sayın Obama’nın dünyanın bozulmuş adaletini yerine getirmesini, dünyaya adalet getireceğini arzu ediyoruz. Cümleten Uyguristan’a bağımsızlık….
20/11/2008


Saygılarımla,
Zeynure ÖZTÜRK

Adres:
Çelebidere Yokuşu Sok. Selçuk Apt. No: 6
Yeniköy – İSTANBUL
Gsm:
0090 536 579 45 85
 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 16.01.2009 16:28   Hazirlayan: A. Karakash