M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Doğu Türkistan’daki Silahlı Çatışmaların Sebebi ve Sorumluları Kimler?

Perhat Yorunkaş

1. Zulüm Arttıkça, Tepki de Çoğalır.

Doğu Türkistan’ın adının “Sinkiang” olarak değiştirildiği 1884 yılından bu günlere kadar tarihi sürece genel olarak baktığımızda bu bölgede yerli halkın müstemlekeci haâkimiyetlere karşı isyan ve tepkilerinin zirveye ulaştığı dönemler, onların milli menfaatlerinin en ağır darbeler aldığı, hâkimiyetlerin zulüm, baskı ve talanlarının dayanılmaz derecelere ulaştığı dönemlerdi.

Yerli halkın ise, uzlaşma, nasihat ve tavsiyelerle müstebit hâkimiyetleri haddini aşan zulüm politikalarından vazgeçirme ikanları ya da fırsatları yoktu. Çünkü bütün dönemlerde geçen müstemlekeci hâkimiyetlerin hepsi de ortak bir yol seçmişlerdi. Bu yol ise, karşı koyanları acımasızca cezalandırma yolundan ibaretti. Bu yüzden Doğu Türkistanlılar başta olmak üzere yerli halkın önünde sadece iki yol mevcut olup, bunlardan biri köleliğe razı olarak hayvanlar gibi horlanarak yaşamak, diğeri ise, isyan ve mücadelelerle kendilerinin milli mevcuditetlerini ve insani hak ve hukuklarını korumaktan ibaretti.

2. Tarih Tekerrür Ediyor

Bu yüzden bu blgede 1884 yılından bu günere kadar isyan ve nara sesleri kesintiye uğramadı. Bu intikam naraları Doğu Türkistan’da art arda iki Cumhuriyetin kurulmasına sebep oldu. Bu gün Doğu Türkistan’ın bütün bölgelerinde, özellikle de bu yıl girdiğinden beri Pamir, Hoten, Kaşgar Peyzivat gibi yerlerde meydana gelen bir dizi milli karşılık vermehareketleri, yukarıdaki tarihi gerçeğin kesintisiz olarak tekrar edilmekte olduğunu, gerek müstemlekeci hâkimiyetlerin politikalrında olsun, ya da yerli halkın iradesinde olsun hiçbir değişimin olmadığını açıkça ispat etmektedir.

3. Zulüm ve Baskı ile Bir millete Baş Eğdirmek Mümkün Değildir.

Bu günkü komünist Çin hâkimiyetini ele aldığımızda, Doğu Türkistan’ın müstemleke tarihindeki en kuvvetli hâkimiyettir. Çin’in Askeri ve iktisadi cihetteki gücü haepimize malumdur. Öyle olduğu halde niçin bu bölgedeki mücadele kıvılcımlarını tamamıyla söndürmede aciz kalmaktadır.

Bunun sebebi gayet basit, çünkü zulüm, baskı, dehdit ve cezalandırmalarla bir milleti sindirmek, yok etmek ya da boyun eğdirmek asla mümkün değildir. Hele hele onlarca yıllık nefret ve intikam duyguları ile beslene gelen mücadele kıvılcımlarını söndürmek hiç mümkün değil. Üstelikte bu günkü dünya gündeminde nasıl bir güç olursa olsun onlarca milyonluk nüfusa sahip bir milleti yeryüzünden tamamen yok etmekte zaten mümkün değil. Çünkü Boşnak ve Kosovalıları katliama uğratan Sırp kasaplarının hangi akibetlere uğradıkları hepimize malumdur.

Darfur bölgesinde katliamlar yapan Sudan’ın müstebit hâkimiyetinin şu anda kamuoyunda hangi derecede yetim ve çaresiz duruma düştüğünü görmekteyiz…

4.Çin’in Çıkış Yolu Hangisi?

Demek oluyor ki, tıpkı uluslararası insan hakları teşkilatlarının devemlı ekilde vurgulaya geldikleri gibi, Doğu Türkistan’daki milli çatışam, inkilap, zıddiyet ve isyanları durudurmak için Çin hâkmiyetinin önünde sadece bir tek yol var. O da, Doğu Türkistan halkına yönelte geldiği zulüm politikasından bir an evvel vaz gemek. Doğu Türkistan halkının insani hak ve hukuklarını tanımak, Doğu Türkistanlılara karşı siyasi ve iktisadi cihetlerde uygulaya geldiği adaletsiz politikalarından vaz geçmek. Doğu Türkistan halkının hür, özgür ve müstakil yaşama isteklerine saygı göstermek!

5. Çin Kışkırtma Politikasını Daha da Arttırıyor

Ne yazık ki, Komünist Çin hâkimiyeti de tıpkı kendilerinden önceki müstebit hâkimiyetler gibi, hiçbir zaman yerli halkın dertleine kulak vermiş değildir. Kendilerinin siyasi cihetteki hatalarını itiraf etmek ya da değişirmek bir yana, tam aksine yerli halkı daha daha da öfkelendiren kışkırtma girişimleri sonucu yangına benzin serpmektedir.

Mesela, Çin hâkimiyetinin son zamanlarda meydana gelen Kaşgar ve Kuçar olaylarında sonra ürütmekte olduğu devlet terörü politikasından bu noktayı çok açık görebilmek mümkündür.

6. Milli Çatışmaların Artmasına Sebep Olan Faktörler Çoğalmakta

Olaydan sonra Çin hâkimiyeti bir taraftan kendisinin geeneksel usulü gereği o bölgedeki Doğu Türkistanlılara yönelik tutuklama, cezalandırma, özgür hareket etmeyi engelleme politikalrı ica ederken, diğer taraftan da yukarıdaki çatışmaların temel sebebi olan iktisadi yönden talan etme, Çinlişleştirme, nesli yok etme politikasının adımlarını hızlandırmaktadır.

Mesela, “Tiyanşan(Tanrıdağı) Sitesi”nin 27.08.2008 tarili haberinde belirtildiine göre, Çin hükümeti Aksu vilayetinde 2010 yılına kadar olan dönem içerisinde Doğu Türkistanlı çocuklar için yeniden “Çift dilde Anaokulları” diye anılan Çince 325 Anaokulu tesis etmeyi planlamış olup, bu okullara Çin merkezi hükümeti ve “otonom bölge(Doğu Türkistan)” tarafından özel bütçe ayrılıyor.

Yukarıdaki Çince Anaokullarına ayrılan özel bütçenin miktarı 302 milyon 600 bin yuen olup, Çin’in maksadı bu gün Aksu bölgesinde 3- 4 yaş civarındaki Doğu Türkistanlı çocukların tamamını 2010 yılına ulaşıldığında Çince Anaokulu ve Çince okullarda kuma imkânı sağlamakmış…

Hepimizinde bildiği gibi Çinin milli maarifi Çinlileştirme politikası, Doğu Türkistanlıların istikballerine büyük tehlike getirmekte olan ve Doğu Türkistanlıların en sert tepkilerini göstermelerine sebep olan politikalarından biridir. Çin hâkimiyetinin Kuçar olayından sonra aldığı bu karar, mahiyeti itibarıyla kışkırtma ve ateşe benzin dkmekten başka bir şey değil.

Mesela yine, “Tiyanşan(Tanrıdağı)Sitesi”nin bir haberinde daha belirtildiğine göre, 26.08.2008 günü Kaşgar şehrinde “Güney Sinkiangdaki(Doğ Türkistan’daki ) üç vilatetin nüfus meselesi ve planlı doğum hizmeti sohbet toplantısı” gerçekleştirilmiş olup, toplantıda Kaşgar, Atuş ve Hoten başta olmak üzere 3 vilayetin genel nüfusunun 5 milyon 923 bine ulaşarak Doğu Türkistan’ın genel nüfusunun %31.8 oranını kapsadığını, fakat bu vilayetlerin 2008 yılının bir öceki ilk yarısındaki doğum oranının, bütün Doğu Türkistandaki doğm oranlarının %44’ünü teşkil ettiği ve yine bu vilayetlerde 3 çocuk sahibi olanların, bütün Doğu Türkistan’da 3 çocuklu olanların %60’ını teşkil ettiği vurgulanarak, bundan sonra bu 3 vilayette nüfusu dizginleme cihetinde ciddi tedbirler kullanıması gerektiği ortaya konuldu.

Çin’in “planlı doğum yasası”nda, 3 çocklu olma politikası sadece Doğu Türkistanlı çiftçilere yöneltilen bir politika iken, Çin hâkimiyeti Doğu Türkistanlı çiftçilerini kendilerinin çıkarttığı bu yasadan da mahrum bırakarak, çeşitli ödüllendirme ve cezalandırma vasıtaları aracılığı ile onları da tıpkı Çinliler gibi tek çocuk sahibi olmaya zorlamaktadırlar.

Çin’in sözde “planlı doğum” politikası da, Doğu Türkistan Türklerinin en güçlü tepkilerine sebep olmakta olan ve milli karşılık verme hareketlerinin çoğalmasına sebep olmakta olan temel faktörlerden biri idi.

Demek oluyor ki, Çin hâkimiyetinin, Kaşgar olayının meydana gelmesinden çok kısa bir zaman sonra kullandığı bu yöntem, Doğu Türkistan’da çatışma ve ihtilafları doğrudan Çin hükümetinin kendisinsin çıkartmakta olduğunun açık bir ispatıdır.

7. Çin Hâkimiyeti, Müstemlekecilik Politikasını Uygun Adımlarla Güçlendiriyor

Diğer yandan, Doğu türkistan’da Milli çatışmaların şiddetle artmakta olduğu günümüzde, Çin hâkimiyeti yukarıdaki gibi milli eğtimi Çinlileştirme ve “planlı doğum” politikası adı altında Doğu Türkistan Türklerinin neslini kurutma girişimlerini zirveye çıkartmakla beraber yine, sözde “işgücü fazlasını başka memleketlere yönlendirme” adı altında da Doğu Türkistanlı çiftçileri, özellikle de Uygur kızlarını başka memleketlere, Çin’in içeri eyaletlerine sürgün etme, Uygurları dinsizleştirme, iktisadi cihetten talan etme… gibi politikalarını da uygun adımlarla yürütmektedir.

Dğu Türkistan’a Çinli göçmen getirme faaliyetleri de hız kazanmış durumda. 100 bilerce Doğu Türkistanlı çiftçiler başka memleketlere, Çin’in içeri eyaletlerine sürgün edilmekte olan günümüzde, Çin hâkimiyeti “pamuk toplayıcılar” adı altında 8. ay ile 10. ay arasındaki iki aylık dönem içerisinde Çi’in içeri eyaletlerinden 1 milyon “pamukçu” Çinliyi Doğu Türkistan’a getirmeye hazırlanmaktadır.

Demek oluyor ki, Doğu Türkstan’ın bugünkü acıklı vaziyeti, Hoten, Kaşgar, Kuçar ve Peyzavat… Gibi bölgelerde meydana gelen karşılık verme hareketlerinin ne sbeple meydana gelmiş olduğunu ce buna sebep olmakta olan temel faktörlerin ne olduğunu açıkça göstermektedir.

Uygur Türkçesinden Türkiye Türkçesine Uyarlayan:

Mehmet Emin BATUR
 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 02.09.2008 14:03   Hazirlayan: A. Karakash