M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Çin'in 'başağrısı'Doğu Türkistan

James Reynolds
BBC, Kaşgar

Doğu Türkistan'a vardığımda polis kordonları, adli soruşturma ekipleri, kırık camlar, metal parçaları bulmayı bekliyordum.

Orta Doğu'da yıllarca muhabirlik yaparken görmeye alıştığım saldırı sonrası manzaralarının bir benzerini yani.

Ama Çin, hasarını çabucak ortadan kaldırıyor.

Kaşgar'a vardığımda, saldırının ertesi günüydü ve polislerin üzerine sürülen kamyon götürülmüş, sokak temizlenmişti.

Yalnızca yol kıyısındaki zarif ağaçlar dizisindeki bir boşluk, burada birşeyler olduğunun işaretlerini veriyordu.

Kaşgar, Pekin'den binlerce kilometre uzakta.

Bu çöl kenti, Orta Asya'nın bir parçası. Halkı Müslüman Uygurlar.

Bazıları Çinliler tarafından yönetilmeyi istemiyor. Birkaç tanesi ayrılıp, Doğu Türkistan adı altında kendi devletlerini kurmayı istiyor.

Dolayısıyla da Çin, bu bölgenin tümüne kuşkuyla yaklaşıyor.

Böyle olduğunu biliyorum çünkü bölgenin başkenti Urumçi'de polisle tamamiyle isteğim dışında, ilginç bir saat geçirdim, sabahın 2'sinde.

Sokaklarda gece geç vakit çekim yaptığımızı gören bir grup polis, bizi karakola götürmüştü.

Beş arabalı bir konvoyla gittiğimiz karakolda, toplantı odasına alındık. Saçları siyaha boyanmış üç adam, keyifle televizyondaki Rus macera filmini seyrediyordu.

Odaya dört memur geldi ve toplantı masasının öte yanına, karşımıza dizildiler. Kendimizi işe alınmak için mülakata girer gibi hissettik.

"Sincan bölgesine geliş sebebiniz nedir?" diye sordular.

"Gazetecilik" dedim.

"Kimseyle konuştunuz mu?"

"Evet, bir sürü polisle."

"Burası tehlikeli bir yerdir" dedi polislerden birisi. "Hükümetin güvenle ziyaret edebileceğiniz birkaç yer seçmesine izin verseniz iyi olur. Güvenliğinizi sağlamak için size memnuniyetle eşlik edebiliriz."

Teklifi reddettik. Sonunda işimizin başına dönmemize razı olup, bizi bıraktılar.

Sincan'da çalışmak, o kadar kolay değil

Devlet destekli halk danslarındaki son akımlar hakkında konuşmaksa amacınız, büyük olasılıkla son derece dolu birkaç belgesel çıkarabilirsiniz buradan.

Ama terör tehdidi ya da etnik gerilimler hakkında konuşmak istiyorsanız, işiniz daha zor.

"Korkuyorum, korkuyorum" diyor Sincanlı bir kadın.

"Başka saldırılar da olur mu sizce?" diye soruyoruz.

"Böyle şeyleri ben bilmem" diyor ve uzaklaşıyor.

Konuşmaya çalıştığımız başka insanlar da sorularımızı yanıtlamayı reddediyorlar.

Ama hükümetten birisi, konuşmaya razı.

Kaşgar Komünist Parti Sekreteri Şi Dagang, Pazartesi günkü saldırılar hakkında biraz daha bilgi vermek için basın toplantısı düzenliyor.

Saldırıları yapan iki adamın yerel Müslümanlar olduğunu söylüyor. Biri sebze satıcısı, öteki taksi şoförüymüş.

Şi "Cihad yapmaya çalıştılar. Dikkatle planlanmış bir saldırıydı" diyor.

Eylemin titizlikle tasarlandığını, bunun da Doğu Türkistan İslam Hareketi'nin yöntemlerini çağrıştırdığını anlatıyor.

Şi, 90'lı yollardan beri Çin'le çatışan bu örgütün, taraftarlarına Pekin Olimpiyatları'nın sonuna dek her ay, büyük bir saldırı düzenlenmesi emrini verdiğini söylüyor.

Son derece kendinden emin. "Ama teröristlerin faaliyetleri yok olmaya mahkumdur" diyor.

Pekin, işte bu güvene bel bağlıyor. Olimpiyat Oyunları'nın başarısı, Kaşgar'ın sorunlarının Çin'in başkentini vurmamasına bağlı.

Çin sık sık Pekin Olimpiyatları'na en büyük tehdidin terörizmden geldiğini söylüyor.

Saldırıları önlemek için 100 bin polis görevlendirdi. Onlara yardım etmek için de, binlerce gönüllü topladı.

Bu gönüllülere silah verilmiyor. Kırmızı bir pazu bandı veriliyor; bazen bir de tahta bir cop.

Gönüllüler alt geçitlerde, sokak köşelerinde, bina girişlerinde, pazarlarda devriye geziyor. Onlara rastlamadan adım atmak mümkün değil.

Ve Çin, kartal gözlü, kırmızı kolluklu yurttaşların gücü potansiyel saldırganları caydırmaya yetmezse diye, bir de yeni Olimpiyat stadyumunun yakınlarına bir uçaksavar bataryası yerleştirdi.

Askerler füzeleri az biraz kamufle etmeye çalıştılar. Ama turistlerin gelip silahların önünde poz vermeye başlamasıyla, bu çabalar bir ölçüde baltalanmış oldu.

Hükümet şimdi terörle mücadele ile görevli polis ordusunun, kolluklu gönüllülerinin ve uçaksavar füzelerinin yardımıyla Pekin'in gelecek iki haftayı kazasız belasız atlatmasını umuyor.

Bu ülke, güçlü yanlarını göstermek istiyor, zayıflıklarını değil.

Ben Kaşgar'dan ayrılırken, işçiler Pazartesi günkü saldırıda yıkılan üç ağacın yerine yenilerini dikiyordu.

Çin'in zaafının son işareti de artık kaybolmuştu.

 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 09.08.2008 13:55   Hazirlayan: A. Karakash