|
Çin'in
'başağrısı'Doğu Türkistan
James
Reynolds
BBC, Kaşgar
Doğu Türkistan'a vardığımda polis kordonları, adli soruşturma
ekipleri, kırık camlar, metal parçaları bulmayı
bekliyordum.
Orta
Doğu'da yıllarca muhabirlik yaparken görmeye alıştığım
saldırı sonrası manzaralarının bir benzerini yani.
Ama Çin, hasarını çabucak ortadan kaldırıyor.
Kaşgar'a vardığımda, saldırının ertesi günüydü ve
polislerin üzerine sürülen kamyon götürülmüş, sokak
temizlenmişti.
Yalnızca yol kıyısındaki zarif ağaçlar dizisindeki bir
boşluk, burada birşeyler olduğunun işaretlerini
veriyordu.
Kaşgar, Pekin'den binlerce kilometre uzakta.
Bu çöl kenti, Orta Asya'nın bir parçası. Halkı Müslüman
Uygurlar.
Bazıları Çinliler tarafından yönetilmeyi istemiyor.
Birkaç tanesi ayrılıp, Doğu Türkistan adı altında kendi
devletlerini kurmayı istiyor.
Dolayısıyla da Çin, bu bölgenin tümüne kuşkuyla
yaklaşıyor.
Böyle olduğunu biliyorum çünkü bölgenin başkenti
Urumçi'de polisle tamamiyle isteğim dışında, ilginç bir
saat geçirdim, sabahın 2'sinde.
Sokaklarda gece geç vakit çekim yaptığımızı gören bir
grup polis, bizi karakola götürmüştü.
Beş arabalı bir konvoyla gittiğimiz karakolda, toplantı
odasına alındık. Saçları siyaha boyanmış üç adam,
keyifle televizyondaki Rus macera filmini seyrediyordu.
Odaya dört memur geldi ve toplantı masasının öte yanına,
karşımıza dizildiler. Kendimizi işe alınmak için
mülakata girer gibi hissettik.
"Sincan bölgesine geliş sebebiniz nedir?" diye sordular.
"Gazetecilik" dedim.
"Kimseyle konuştunuz mu?"
"Evet, bir sürü polisle."
"Burası tehlikeli bir yerdir" dedi polislerden birisi. "Hükümetin
güvenle ziyaret edebileceğiniz birkaç yer seçmesine izin
verseniz iyi olur. Güvenliğinizi sağlamak için size
memnuniyetle eşlik edebiliriz."
Teklifi reddettik. Sonunda işimizin başına dönmemize
razı olup, bizi bıraktılar.
Sincan'da çalışmak, o kadar kolay değil
Devlet destekli halk danslarındaki son akımlar hakkında
konuşmaksa amacınız, büyük olasılıkla son derece dolu
birkaç belgesel çıkarabilirsiniz buradan.
Ama
terör tehdidi ya da etnik gerilimler hakkında konuşmak
istiyorsanız, işiniz daha zor.
"Korkuyorum, korkuyorum" diyor Sincanlı bir kadın.
"Başka saldırılar da olur mu sizce?" diye soruyoruz.
"Böyle şeyleri ben bilmem" diyor ve uzaklaşıyor.
Konuşmaya çalıştığımız başka insanlar da sorularımızı
yanıtlamayı reddediyorlar.
Ama hükümetten birisi, konuşmaya razı.
Kaşgar Komünist Parti Sekreteri Şi Dagang, Pazartesi
günkü saldırılar hakkında biraz daha bilgi vermek için
basın toplantısı düzenliyor.
Saldırıları yapan iki adamın yerel Müslümanlar olduğunu
söylüyor. Biri sebze satıcısı, öteki taksi şoförüymüş.
Şi "Cihad yapmaya çalıştılar. Dikkatle planlanmış bir
saldırıydı" diyor.
Eylemin titizlikle tasarlandığını, bunun da Doğu
Türkistan İslam Hareketi'nin yöntemlerini
çağrıştırdığını anlatıyor.
Şi, 90'lı yollardan beri Çin'le çatışan bu örgütün,
taraftarlarına Pekin Olimpiyatları'nın sonuna dek her ay,
büyük bir saldırı düzenlenmesi emrini verdiğini söylüyor.
Son derece kendinden emin. "Ama teröristlerin
faaliyetleri yok olmaya mahkumdur" diyor.
Pekin, işte bu güvene bel bağlıyor. Olimpiyat
Oyunları'nın başarısı, Kaşgar'ın sorunlarının Çin'in
başkentini vurmamasına bağlı.
Çin sık sık Pekin Olimpiyatları'na en büyük tehdidin
terörizmden geldiğini söylüyor.
Saldırıları önlemek için 100 bin polis görevlendirdi.
Onlara yardım etmek için de, binlerce gönüllü topladı.
Bu gönüllülere silah verilmiyor. Kırmızı bir pazu bandı
veriliyor; bazen bir de tahta bir cop.
Gönüllüler alt geçitlerde, sokak köşelerinde, bina
girişlerinde, pazarlarda devriye geziyor. Onlara
rastlamadan adım atmak mümkün değil.
Ve Çin, kartal gözlü, kırmızı kolluklu yurttaşların gücü
potansiyel saldırganları caydırmaya yetmezse diye, bir
de yeni Olimpiyat stadyumunun yakınlarına bir uçaksavar
bataryası yerleştirdi.
Askerler füzeleri az biraz kamufle etmeye çalıştılar.
Ama turistlerin gelip silahların önünde poz vermeye
başlamasıyla, bu çabalar bir ölçüde baltalanmış oldu.
Hükümet şimdi terörle mücadele ile görevli polis
ordusunun, kolluklu gönüllülerinin ve uçaksavar
füzelerinin yardımıyla Pekin'in gelecek iki haftayı
kazasız belasız atlatmasını umuyor.
Bu ülke, güçlü yanlarını göstermek istiyor,
zayıflıklarını değil.
Ben Kaşgar'dan ayrılırken, işçiler Pazartesi günkü
saldırıda yıkılan üç ağacın yerine yenilerini dikiyordu.
Çin'in zaafının son işareti de artık kaybolmuştu.
|
|