M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail


Bu sene benim senem

            Selam Türk Dünya’sındaki bütün vatandaşlarım,

            Selam Dünya İnsanları,

            1000 yıldan bu yana cennetin cazibesine kapılarak sizlerden uzak kaldım. Evlatlarım ben sizlere birkaç kitap, lügatlar yazıp bırakıp gitmiştim. Onlardan sadece Türki Diller Divanı (Divanı Lügat’it Türk) eserimi bulmuşsunuz. Bu lügatı bulma, müsvette yazma işlerinde emek veren zatlara teşekkür ederim. Mesela Şamlı Muhammed, Kilisli Rıfat Bilge Bey, Türk âlimi Katip Çelebi, Diyarbekirli Emir Ali efendi, Ziya Gökalp Bey, Rıza Tevfik Bey, Sami Rıfat Bey, Besim Atalay gibi ….

            Ali Emir Efendi’ye Talat Paşa 300 altın lira ile mektup yollamış. Yazıda; “Zatıalinize az olsa da mükafat yerine 300 lira gönderdim, kabul etmenizi rica ederim” demiş Talat Paşa’nın kendi eliyle yazılan mektupta. Ali Emir efendi “İyi kalbiniz ve bana kıymet verdiğiniz için teşekkürler, ama parayı kabul edemem, eğer paranın kabul edersen, vatana-millete yaptığım küçücük bir hizmet için hak almış olurum, bu benim vicdanıma aykırı bir iş, siz parayı yardıma muhtaçlara verin, bu sadakanın ismi Türki Diller Divanı sadakası olsun” diye yazmış.

            Aferin, cömertlik Türk evlatlarına özgü bir haslettir. Özbek yazar Abdullah Kadır’in dediği gibi; “3 kişiye 3 şey yakışmaz; 1-fakir insana cimrilik, 2-yas tutana gülmek, 3) padişaha öfkelenmek.”

            Bin senedir özel hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyordunuz. Kaknüs Yayınları’ndan Mehmet Çiftçi özel hayatım hakkındaki romanının (Kaşgarlı Mahmud) Türkçesini şu anda sizlere sunmakta bulunuyor. Okumanızı tavsiye ederim.

* * * 

            Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin “Samalyot”, “Ayrupılan” dediği şeye, Anadolu Türkleri “Uçak” diye ad takmışlar. Ama bunların “helikopter” dediğine Uygur Türkleri “dik uçar” diye ad takmışlar. “Uçak” ve “dik uçar” dediğimizde iş tamam, vesselam. Bizim Türk dili ifade edemeyeceği hiçbir şey olamaz.

            Bizim dilimiz Dünya’daki en asıl, en zengin, mücevherlerinin incisi dildir. Türki halklar Dünya insanları içinde en akıllı, en batur, en adil, en cesur, en doğru, en kahraman, en ali cenap, insanperver, temiz, disiplinli, en âli ahlâklı, faziletli insanlardır. Hadislerden de okumuş olabilirsiniz: (18. Hadis, Türkçe Divan, 1. Kitap, 4. sayfa) “Türk dilini öğrenirler, çünkü onların (Türklerin) hükümdarlığı uzun devam edecek.” 2. hadis, Türkçe Divan, 1. Kitap, 351. sayfa) “ Büyük Tanrı söylüyor ki; benim büyük bir tayfam var, onları Türk diye adlandırdım, onları güneşin çıktığı tarafa (Doğu’ya) yerleştirdim, bir kavme gazaplanırsam, onların üstüne göndereceğim”

            Benim doğduğum, büyüdüğüm Kaşgar şehrine Doğu Türkistan’ıma, Altay Teklimekan bağı bostanıma, Kızıl Çin kızıl sel gibi basıp gelmiş, haddini aşmış. Benim kavmimi enayi yerine koymuş, onların dinlerini yok etmeye çalışmış, anaokullardan itibaren Çin dilini öğrenme mecburiyeti getirmiş, Uygur genç kızlarını Çin Seddi içine mecburen çekip götürmüş, hatta 7-8 yaşlarındaki çocuklarını da ailesinden ayırıp Çin Seddi içine götürmüşler. Genç oğlanlara nesil tüketme, AIDS, kanser iğneleri yapmışlar, Doğu Türkistan 3 misli Fransa kadar topraktır. Oradaki halklarını tamamen soykırım ederek, o topraklarını Çin toprağına katmaya çalışmışlar.

            Ey Türk Dünyası, öküzün boynuzuna vursan, toynağı sızlamaz mı? Türk insanlarını bütün Dünya insanlarından yüce gösteren özelliklerinden bir tanesi kardeşlik bağlarının mükemmelliği değil midir?

            Oğlum Kerimov, Şangay-Pangay anlaşmasında ne işin var senin? Gültekin kabir taşındaki yazılarını okumadın mı? Onun da Çinlilerin ipeklilerine, hediye etmiş kızlarına kanmayın dememiş miydi? Kardeşlerinin insani hak ve hukuklarını çiğnemekte olan düşman ile nasıl dost olursun ki? Seni Türk Dünyasında görmek istiyorum oğlum.

            Ben yakında 1000 sene önce karış karış gezdiğim Türk boylarını tekrar gezeceğim. İmla hatası olan, anlaşılmaz yabancı kelimeleri olan kapı başındaki tabelalarınızı Türk dil kurallarına münasip şekilde düzeltin.

            Sayın Bedrettin Dalan benim namımda İstanbul’da bir okul açmış. Yeditepe Üniversitesi’ne giderek kendisiyle bizzat görüşmem lazım.

Sayın Turan Yazgan’ın işyeri (Türk Dünya Araştırmacıları) İstanbul Belediyesi’nin gölgesinde kalmış. O zata ismi cismine münasip daha görkemli daire vermem lazım.

Alatav dağındaki Abay şarkısı beni sevindirdi. “Türkü’n balası yaşta büyüğü ağası” Bütün dağların sedası bu şarkıya eşlik etsinler.

Türkiye’de Türk dünyasının her yerinden öğrenciler getirerek eğiten münevver zatlar var.  Eski-yeni liderler var. Türk Dünyası için büyük hizmet gösterenler var. Türk medeniyeti, birliği için, gelişmesi için, büyük hizmet gösterenler var, heybetli törenler açarak onları mükafatlandırmam lazım. Şehit yakınları ile, yüreği yanıklar ile, dertmenler ile ahvalleşmem, dertleşmem,  kucaklaşmam lazım. Atalarımız demiş: “Akıllı insan kendini suçlar, akılsız dostunu” Bin yıldan bu yana sizleri yalnız bıraktığım için kendimi suçluyorum.

Canlansın Türki halklarının birlik, beraberlik ruhu… “Bütün güç, damarlarımızdaki asil kanda.” Bu sözü söyleyen Mustafa Kemal Atatürk antına, Tanrı dağlarından ta Alıp dağlarına kadar geniş bölgeden toplamış olduğum mis gibi çiçeklerini bırakacağım.

O büyük liderini pek sevdim. Türk’ün sırtını yere getirmedi, bağımsızlığını muhafaza etti.

Bu sene benim senem… Neler yapıyorsunuz akıllı evlatlarım,

Bütün Türk dünyasının yazısını ortak bir yazı haline getirdiniz mi?

Nanoteknolojisi için neler yapıyorsunuz? Ne gibi işlere başladınız?

Çin gibi yecüci-mecüciler, hangi Türk topraklarının iliğini emiyor? Analiz ettiniz mi?

Düşmanlarınızı ne kadar tanıdınız? Kendinizi ne kadar?

Yecüci-mecüciler hangi toplumun insanlık onurunu, milli gururunu çiğniyor? Hangisini sıkboğaz ediyor? Hangilerini kandırıyor? Hemen bunların raporunu bana hazırlayın. Üstelik, rüzgâr gibi koşarak bunların hepsini kendi gözlerimle denetleyeceğim.

Ben siz evlatlarımı yecüci-mecücilere köle olsun diye yetiştirmedim.

Allah’tan başka kimseye köle olmayın.

Kendi büyüklerinize saygı, kölelikten sayılmaz. Büyüklere hürmet, küçüklere izzet bizim geleneklerimizdir. Otobüslerde yaşlı büyüklere yer verin, birbirinizi elinizden geldiğince iyilik yapın, vatan-millet için cefada önde, rahatta arkada durun, vatanın-milletin her konudaki derdine hemen derman bulun, kalan işlere kar yağar, bugünün işini yarına koymayın.

Bugünlük bu kadar….Bana soracak sorularınızı hazırlayın, yine görüşeceğiz, bu sene benim senem.

Kaşgarlı Mahmud’un adına

katipleri yazdı.
 


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 31.05.2008 16:03   Hazirlayan: A. Karakash