|
Çin
zulmündeki Uygur hanım kızları bütün Dünya’daki
hemcinslerine müracaat ediyor. Birleşmiş Milletler’in
kadın işlerinden sorumlusuna müracaat ediyor. Doğu
Türkistan’a heyet gönderin, hanım kızlarımızı kurtarın…
Çinliler vatanımız Uyguristan’da (Doğu Türkistan’da)
geniş kapsamlı soykırım başlattı. Bunu da çok
hilekârlıkla, sudan bahaneler bularak ve bütün Dünya
halkını aptal yerine koyup, kandırıp, kendisini “sütten
çıkmış ak kaşık” göstererek ve insanlığın bütün kaide,
kanun, adap, nizam, namus, ahlâk, fazilet, gelenek, din,
örf-adet, medeniyet, kültür neyi varsa hepsini
çiğneyerek, yok ederek, hiçe sayarak yapıyor…
Biz 30 milyon Uygur’uz…. Çin zalimlerinin bir tane
Uygur’u bile vatanımızda yaşatmak, hayatta koymak niyeti
yok.
Ama bu soykırımcı, çok tecrübeli, çok sinsi, çok hilekâr
olduğu için soykırım yöntemleri de bambaşka…
1949 senesi cellat Stalin ile cellat Mao gizlice
anlaşarak Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını baltaladı.
Halk komünizmin propagandası ile uyutuldu ve olup
bitenden habersiz kaldı.
“3 senelik komünistlik anlaşma” diye belirli Çinli
toprağımıza yerleşti. Geliş o geliş…
O günden itibaren altın, petrol başta olmak üzere bütün
zenginliğimiz neyimiz varsa, nehir gibi gece-gündüz
durmadan Pekin’e aktı, akıtıldı.
Çin’in silahlı askerleri (ordusu), Çin’in bütün
hapishanelerindeki adî mahkûmlar (siyasi cinayetçiden
başkası) serseriler başta olmak üzere, Çin insanları bir
nehir gibi Doğu Türkistan’a aktı. Özellikle, 1958 yılı
demiryolu yapıldıktan sonra, paralel iki nehir; birisi
Pekin’e doğru akıyor, zenginlik taşıyor, ötekisi Doğu
Türkistan’a doğru akıyor Çinlileri taşıyor…
Şimdiki plan Doğu Türkistan’daki Uygurları tamamen yok
etmek, yerine 200 milyon (yanlış anlamadınız) Çinli’yi
yerleştirmek….
Bir de acilen fırsatı elden kaçırmadan ikiz kulelerin
(Amerika’daki) vurulması iyi bir fırsat idi. Çin akıllı
maymunu Sungwukung’lar kaçırır mı o fırsatı…
Çoktan kendi elleriyle yok edilmiş, fabrika, domuzhane
yapılmış camileri, apar topar cami haline getirdi ve o
camiye girmeye başlayan halkı “Müslüman teröristleri yok
ettim” bahanesiyle öldürmeye, hapislerde Çin
işkencesinde acı çektirtmeye başladı.
Çin şu anda Birleşmiş Milletler’de konsey üyesi, 1/5
oldu ya! Bu da Çin için mükemmel iyi fırsat! Bir yandan
masa altından sopa göstererek bazı devletlerin Doğu
Türkistan’a destek vermesini engelliyor, hakkâni tarafı
tutmasını engelliyor, aynı zamanda uluslararası medyanın
(gazetecilerin) Doğu Türkistan’a gitmesini yasaklıyor.
Bu esnada yıldırım hızıyla soykırımı bitirecekler,
üstelik şu anki Çin komünist partisi, Çin hükümeti hiç
de suçlu olmayacak. Bu iş nasıl olacak?
Çin usulü… Bir “vezir” kurban edecek, “bütün soykırımı
yapan işte bu vezir” diyecek. İsterlerse timsah gözyaşı
da döküp koyacak. Ya da Clinton, Kızılderililerden özür
dilemişçesine, ahı gidip vahı bile kalmayan yer küreden
çoktan silinmiş Uygurların madara etmişçesine özür
dileyecek, ya da “Ben Clinton muyum, özür dilemeye
gidip”, başka toplulukları yok etmeye devam edecekler.
Bugünlerde herkes komünizm yok oldu diyor, ama Stalin
ile Mao’nun Uygur’un boynuna bağladığı komünizm zinciri
halâ duruyor.
İnsani hak-hukuktan hepsinden mahrum kaldık.
Bir anne ağıt yakıyor ağlıyor: Öldüğün için ağlamıyorum
yavrum. 20 tane tırnağın için ağlıyor…” (19 yaşındaki
oğlan, Amerika radyosunu dinledin diye, hapse atılıyor.
20 tırnağı yok ölüsünü geri veriyor)
13 yaşındaki kız, çekilmiş halata bindirilmiş, önü
arkası sıyrılıyor, ortadan parçalanıyor. (Günahı:
Çinliler kendi ülkene git! Defol! diye duvara afiş
yapıştırmış)
Kıtlıktan, açlıktan ölmüş bir anneyi, bir deri bir kemik
bebek emiyor (Halbuki Doğu Türkistan uranyum, petrol,
altın başta olmak üzere Dünya’nın en zengin toprağı,
halkı da çok çalışkan. 90 yaşındaki de çalışır, beş
yaşındaki de… hem de hiç boş durmadan hep çalışkan,
çilekeş insanlar)
25 yaşındaki uzun kahverengi saçlı, beyaz ciltli Saadet,
kamyonun üstünde, saçlarını dağıtmış, yüzünden darbe
almış olmasına rağmen dimdik duruyor, eli ayağı
kelepçeli. Kızın çevresinde süngülü, tüfekli 7 tane
Çinli asker. İbret-i alem olsun diye kızı askerlerden
daha da yüksek tutmasını unutmamış, lapa lapa yağmakta
olan kar, Ürümçi’nin 30 derece soğuğu, kızın ay gibi
sararmış yüzüne yani yanaklarına pembe renk vermişti.
-Konuşsana Saadet! Şu an senin son dakikaların. Seni
ibreti alemden sonra kurşuna dizmeye götürüyor. İnsan
son sözlerini söylemez mi halkına!
-Özür dilerim! Bilmiyor muşum Çin’de idam mahkûmlarının,
idamdan bir gün önce küçük dillerinin kesileceğini!
(Saadetin boynuna asılmış tahtada: Şarkı Türkistan
teşkilatının, teşvikat heyetidir” diye yazılmıştı.
Karga tulumba götürülerek karnındaki çocuğu alınan
hamile kadınlar, ağıl-ofis herhangi bir yerde sağlıksız
koşullarda çocuğu mecburen alınan hanımlar, kan kaybedip
ölenler… bebeğinin Çinliler tarafından yenildiğini
görerek, çıldıran kadınlar, mikrop kapanlar, ölenler…
Bay kasabasındaki, 19 yaşındaki Patıgül kan kaybedip
ölenlerden.
Bin gece gündüz söylersek bizim derdimiz bitmez.
Çinlilerin yaptığı insanlık dışı işler bitmez…
2007 senesinden itibaren Çinliler milli gururumuzu daha
da ayaklar altına almaya başladı.
Çinliye kız verme adetimiz katiyen yoktu. Çin hükümeti
önce halkımızı aç, sefil hale düşürdü. Senelik kişi
başına gelir 45-50 dolar oldu. Halkımızı açlıktan,
kıtlıktan, yokluktan ölecek hale getirdi. Sonra 15-20
yaş arasındaki kızlara, “iş vereceğiz, iş öğreteceğiz”
diye, 300 binden fazla Uygur kızını Çin’e götürdü.
Onları seks kölesi olarak kullanıyorlar.
Uygur erkeklerine kısırlaştırma, AIDS, kanser iğnelerini
vurdular…
Bu zulümlere gösteri yapan 600 Uygur hanım, 24 Mart
2008’de hapse atıldı, onların durumundan halâ haber yok.
Bütün Dünya hanımları, Birleşmiş Milletler’in kadın
işleri sorumlusu, bir heyet göndererek Doğu
Türkistan’daki hanımları kurtarmanızı arz ediyoruz.
Soykırım durdurulsun. Doğu Türkistan’ın müstakilliği,
bağımsızlığı için yardımcı olmanızı arz ediyorum.
Bağrı kan, gözü yaşlı Uygur hanımlarından, bütün Dünya
hanım kızlarına selamlar…
Zeynure Öztürk
|
|