|
Doğu Türkistan
Milletlerarası Çıkarların Kurbanı Oldu
Doğu
Türkistan, yıllardır Çin işgali altında bulunan ve işgal
ediliş sebepleri, safhaları ve işgale uğramasında hangi
dünya devletlerinin rol oynadıkları açık ve net olarak
gün ışığına kavuşmayan gizemli bir konu olma özelliğini
koruyor. Bu güne kadar Doğu Türkistanlıların Doğu
Türkistan konusunda bildikleri, doğru ama sadece bir
kısır döngüden ibaret bilgiler olup, asıl gerçeklerin
gün yüzüne çıkmasından endişe duyanların (Kişiler ya da
devletler olması fark etmez) tarih “sofrasına”
sundukları kasıtlı, yönlendirici ve maksatlı
“menü”lerden ibarettir.
Öyle zannediyor ve umuyoruz ki, Rus arşivlerinin
araştırmacıların yararlanmasına açık hale getirilmesiyle
özellikle de Doğu Türkistan konusunda bu güne kadar
karanlıkta kalan birçok hadiseler açıklığa kavuşacaktır.
Bunun en açık göstergesi de, Rus yazarların açılan Rus
arşivlerinden istifade ile Doğu Türkistan konusunda bir
biri ardına kitaplar yazmaya başlamalarıdır…
Rusya’da Doğu Türkistan Hakkında yeni neşredilen
Kitaplar
Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bazı Rus tarihçileri,
Gazetecileri ve dergicileri, sabık Sovyetler Birliğinin
açık hale getirilen arşivlerinden Sovyetler Birliğinin
20. asrın ilk yarısında Doğu Türkistanlıların Milli
bağımsızlık inkılâplarına karşı takındığı tavır ve
Sovyet hükümetinin 1930 ve 1940’lı yıllarda meydana
gelen iki Doğu Türkistan hükümetinin kaderleri ile
ilgili faaliyetleri hakkındaki konular üzerine
araştırmalarını derinleştirdiler.
Daha önceleri kesinlikle gizli olduğuna karar verilen
arşiv belgelerini birer, birer ortaya çıkartarak onları
kendi makaleleri ve özel kitapları vasıtasıyla gün
yüzüne çıkartmaya başladılar.
Doğu Türkistan’ın Sovyetler Birliği ve Çin
İlişkilerindeki Yeri
Sovyetler Birliğinin yıkıldığı kısaca 10 küsur yıllık
süre içerisinde mezkûr konu hakkında birkaç özel
kitaplar meydana geldi. Ayrıca Rusya’nın bazı
Üniversitelerinde bitirme tezlerinin konusu oldu.
Bu dönemde meydana gelen kitapların Resmi kayıt özelliği
taşıyanlarından biri Rusya’nın Barnaul Devlet Pedagoji
Üniversitesinin profesörü Waleri Barmin’in 1998 ve 1999
yıllarında neşredilen “1918- 1941 Yıllarındaki Sovyet
Çin Münasebetlerinde Sinkiang(Doğu Türkistan)” ve “1941-
1949 Yıllarındaki Sovyet –Çin Münasebetlerinde
Sinkiang(Doğu Türkistan)” isimli iki ciltlik Monografisi
en önemli kayıtlardan olup, bu kitaplarda yazar ilk defa
sabık Sovyetler Birliğinin yarım asırdan fazla bir süre
gizli tuttuğu arşiv belgeleri aslında Doğu Türkistan’ın
20. asrın birinci yarısındaki siyasi, tarihi ve
özellikle de Sovyetler Birliğinin Uygurlara yönelttiği
politikası ve de Çin’e yönelttiği dış siyaseti üzerinde
özellikle durmuştur.
Bu kitaptan başka yine Doğu Türkistan’ın Çöçek
bölgesinde büyüyen Ruslardan Wasili Petrow’un “Asyanın
Asi kalbi” (2003 yılı Moskova) adlı kitabı da başlıca
kitaplardan olup, her ne kadar bu eser Doğu Türkistan’ın
kısaca umumi tarihi şeklinde ise de, kitapta iki Doğu
Türkistan Cumhuriyeti devrine ait epeyce çok konular yer
almaktadır.
Wadim Obuhow: “Altı Emperyalistin Sinkiang(Doğu
Türkistan) İçin Kapışması”
Bunlardan başka yine en yeni kitaplardan biri “Altı
Emperyalistin Sinkiang(Doğu Türkistan) İçin Kapışması”
adlı eseri sayılır. Bu kitap Kazakistan’da ikamet eden
Rus Dergici Wadim Obuhow tarafından uzun yıllar belge
toplama sonucu yazılarak, bu yıl Moskova’daki “Wişi”
yayıncılık tarafından basılarak dağıtımı yapıldı.
Kitapta, geçen asrın birinci yarısında Uygur halkının
yürüttüğü milli bağımsızlık ayaklanmaları ve
ayaklanmalar sonucunda meydana gelen Doğu Türkistan
Cumhuriyeti, aynı devirdeki siyasi tarih içerisinde
Rusya göçmenleri, Sovyetler Birliğinin oynadığı rol ve
daha başka ayrıntılar gün ışığına çıkartılmış. Yazar,
eserinde uzun yıllardan beri esrarını koruyan birçok
meseleleri açığa kavuşturmaya çalışmış.
Wadim Obuhow kitabında, 20. asrın ilk yarısında
Sovyetler Birliği, İngiltere, Çin, Japonya, Amerika ve
Türkiye gibi devletlerin Doğu Türkistan’ın siyasi
sahasında gizli ve açık mücadeleler yürüttükleri
anlatılıyor. Bu mücadelede Sovyetler Birliğinin her
türlü faktörlerden yararlanmak suretiyle galip çıkarak
Doğu Türkistan’ı görünüşte Çin sınırları içerisinde
bıraksa da, gerçekte ise, onu kendisinin askeri, siyasi,
iktisadi ve kültürel etkisi altında tutmaya muvaffak
olduğu da ortaya konuluyor.Netice olarak- Doğu Türkistan
Çıkarların kurbanı
Yukarıda ismi geçen Rus yazarın birikimlerine
dayanıldığında, sabık Sovyetler Birliği hükümeti bu
devirde Doğu Türkistanlıların kaderini iskambil kâğıdı
yaparak oynamıştır. Moskova önderleri Uygurların milli
kurtuluş hareketlerini başta desteklerken, sonradan
kendi devletlerinin menfaati için kurban etmişlerdir.
Kısacası, Doğu Türkistanlıların Milli bağımsız bir
devletlerinin mevcut olmasını kendileri için bir tehdit
sayarak, onu kesinlikle Çin, Amerika, İngiltere, Japonya
ve Türkiye gibi devletlerin bölgedeki etkisine karşı
durmak ve onları saf dışı bırakma esnasındaki diplomatik
oyunların kurbanı yapmıştır o kadar…(Ümidvar)
Uygur
Türkçesinden Türkiye Türkçesine Uyarlayan:
Mehmet
Emin BATUR
|
|