Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi’nin yıllık
konferanslarından 27’incisi dün Washington’da “Değişen
Dünya Düzeninde Türk Halkları” başlıklı toplantıyla
başladı. Ana teması Türkiye ile Amerika arasındaki
ilişkileri geliştirmek olan konferansın bu ilk
toplantısını Devrim Çubukçu izledi.
Değişen Dünya Düzeninde Türk
Halkları adlı toplantının yöneticiliğini Georgetown
Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü’nün direktörü
David Cuthell yaptı. Panelin ilk konuşmacısı, Koç
Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin
direktörü Prof. Timur Kocaoğlu, konuşmasında Türk
halklarını bulundukları coğrafyadaki komşularıyla
beraber değerlendirdi ve Türk halklarının tarih içinde
bu komşularıyla ilişkilerinin nasıl geliştiğini anlattı.
Kocaoğlu, Türklerin
komşularıyla ilişkilerinin yüzyıllarca geriye gittiğini
ve devletlerinin adı değişse de uzun yıllar boyunca
dünyanın süper güç saydığı devletleri arasında yer
aldığını kaydetti. Timur Kocaoğlu, hala geniş bir
coğrafyaya yayılan Türklerin küresel ekonomi açısından
büyük bir Pazar olmanın yanı sıra büyük bir ekonomik güç
olarak da ön plana çıktığını vurguladı. Kocaoğlu, süper
güç olma noktasında bugün Amerika’nın ardından Çin’in
kuvvetlendiğini; Türk devletlerine de bu noktada
gelecekleri ile ilgili bir karar verme zamanın geldiğini
kaydetti. Kocaoğlu, özellikle Orta Asya’daki Türk
devletlerinin sahip olduğu enerji kaynaklarına değinerek
“Türk devletleri bölgelerinde bir güç haline gelecekler
mi? Bugün buna karar vermek gerekiyor.” dedi.
Panelin diğer konuşmacısı,
Uluslararası Stratejik İşbirliği Kurumunun Başkan
Yardımcısı Adil Baguirov, Amerikan Kongresi’ne sunulan
ipek yolu stratejik işbirliği tasarısının geldiği
noktayı değerlendirdi. Baguirov, Amerika’nın uzun yıllar
Avrasya bölgesiyle ilgili uzun vadeli ulusal güvenlik
stratejisi oluşturmadığını söyledi ve tasarının bu
durumu değiştirmeyi amaçladığını belirtti. Uzman,
konunun yalnızca bölgedeki enerji kaynaklarıyla da
ilgili olmadığını, bölge ülkelerinin
demokratikleşmesinin önemini vurguladı.
Şeffaflık ve yolsuzlukla
mücadelenin özellikle zengin enerji kaynaklarına sahip
ülkeler için önem taşıdığını belirten Baguirov, siyasi
ve ekonomik reformların yapılmasının kaçınılmaz olduğunu
bildirdi. Baguirov bölgenin demokratikleşmesi ve enerji
kaynaklarının güvence altına alınabilmesi için
Türkiye’ye de önemli roller düştüğünü vurguladı.
Baguirov, Türkiye’nin
Avrasya bölgesindeki bütün enerji projelerinin parçası
olduğunu söyledi. Uzman önümüzdeki günlerde Türkiye’nin
bu projelerdeki rol ve önemini arttıracak fırsatların
bulunduğunu kaydetti. Adil Baguirov, Türk Hükümetinin bu
fırsatları değerlendirebilmesi için bugün olduğundan
daha fazla çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.
Baguirov, Türkiye’nin Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının
yanı sıra Bakü-Ceyhan boru hattına da sahip olduğunu
yakın zamanda bunlara Bakü-Erzurum hattının da
ekleneceğini belirtti. Samsun-Ceyhan BYPASS boru
hattının da düşünüldüğünü kaydeden uzman, Ceyhan’ın
dünyanın en büyük rafineri merkezi ve limanı olma
yolunda ilerlediğini söyledi. Baugirov, Türk
Cumhuriyetlerinden yetkililerin sıklıkla biraraya
geldiğini, bu toplantıların çoğunun Türkiye’de
gerçekleştirildiğini ancak ortak hedeflere ulaşmak için
konuşmaktan öteye geçmenin önemli olduğunu söyledi.