M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail

DOGU TÜRKISTAN

DOĞU TÜRKİSTAN HABER MERKEZİ

 

KÜTAHYA'DA YAPILAN SEMPOZYUMA MESAJ

 
Sayın Başkanımız Dr. Gönül Hanım, değerli delegeler, sevgili misafirler ve aziz gençlerimiz!

Hepinizi saygı, sevgi ve millettaşlık duygusuyla selamlar, Ulu Tanrıdan sürekli sağlık, mutluluk, başarılar ve huzurlu hayat dilerim.

Aslında çağımız, Büyük Türk-İslam dünyasının var olması, gelişmesi,
istikrarlı ve refahlı hayat yaşaması yolunda mücadele yapma çağıdır. Bu
kutsal mücadele yolunda aşılması çok zor olan maddi ve manevi engellerle karşılaşıyoruz. Sizler, bu sempozyumu düzenleyen bilginlerimiz, yazarlarımız ve düşünürlerimiz, Yüce Türk Dünyasının geleceğine ait sorunları çözmek için tedbirler almakla ve fikir teatisinde bulunmakla meşgulsünüz.

Diasporada yürütülen bu mücadele çok yanlı ve çok düzeylidir. 70 yıllık bir mücadelenin bir ferdi olan aksakalınız olarak, bu mücadelenin varisi olarak seçilen sizlere tecrübe denilen okuldan ilham alınan bazı öğüt ve önerilerimi sunmak istiyorum.

Mensup olduğumuz İdil-Ural ülkesinin Türk-Tatar-İslam ve Hümanizm
sentezinden oluşan halkları, çok acı çeken bir topluluktur. Biz mesajımızda Tatar halkının tarihi derinliklerine dalmadan, onu sömürgeci Rus yöneticilerinin esaretinden kurtarma yolunda uygulanması gereken metotlar hakkında bilgiler vermekle iktifa edeceğiz.

Hepimize belli olmak üzere, Sovyet-Rus sömürge imparatorluğu, 1991 yılında Allah'ın emriyle yıkıldı ve onun yerine Ukrayna, Belorus, Moldova, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Litvanya, Letonya, Estonya, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan adındaki bağımsız devletler kuruldu.

Maalesef, Rusya; İdil-Ural (Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Umdurt, Mordva, Mari Cumhuriyetleri), Kuzey Kafkasya (Çeçen, Avar, Dağıstan, İnguş, Kabarda, Çerkez, Abaza, Balkar, Karaçay ve Lezgi Cumhuriyetleri) ve Sibirya ülkelerinden çekilmedi. Böylece 15 yıldan beri bu saydığımız İdil-Ural, Kuzey Kafkasya ve Sibirya ülkeleri, Rus sömürge politikasının baskısından kurtulamadılar.

Peki, onları nasıl kurtaracağız? Elbette, elimize tüfek alarak Moskova'ya karşı savaş açacak değiliz, zaten o gereksiz bir şeydir. Bizim yapacağımız iş şimdi Rusya Federasyonu'nda yaşamakta olan halkların asimilasyona tabi tutulmaları hakkında Uluslar arası Kurul ve kuruluşlara insan hakları ve self determinasyon çerçevesinde başvurmaktan ve Rusların sömürgecilik politikasını kınamaktan ibarettir. Bunun dışında, icap ederse, Ruslara karşı ekonomik ambargo uygulama çarelerine başvurmak ta düşünülebilir.

Rus hükümeti, 1 Eylül tarihinde bir kanun tasarısı hazırladı. Bu tasarıya göre, Rusya Federasyonu'ndaki tüm okullarda Ortodoks dinine dayanan din dersi mecburi (zorunlu) olarak okutulacaktır. Rusya'da 20 milyon Müslüman vatandaşı bulunduğunu göz önüne getirirsek, bu Rus tasarısının, manevi soykırımı olduğunu anlarız.

İşte bunun için bu mesajımızla bütün İslam Dünyasını Rus soykırımına karşı manevi savaş açmaya çağırıyorum. Türkçede bir atasözü var: eceli gelen köpek cami duvarını kirletir. Ondan başka bir bilgi daha veriyorum. Son istatistik verilerine göre Rus nüfusu her yıl yüzde bir oranında azalıyor. İslam Dünyasının Rus manevi-dini soykırımına karşı protesto ve ekonomik tedbirler alınırsa, 20 milyon Müslüman'ı yok olmaktan kurtarmak mümkündür.

Rus yöneticilerinin sömürgeci politika yürütmelerinin ikinci misali, oldukça geniş özerklik hukukuna sahip Tataristan ve Başkurdistan Cumhuriyetlerinde vaka buldu. Açgöz Moskova, vertikal (dikey) yönetim uygulamak suretiyle yerli halkı adeta talan (yağma) etmektedir.

Her ne kadar Rusya Federasyonu'nda Anayasa teminatı, medeni hukuk teoride mevcut olsa da pratikte 1991 yılında yıkılan oto-kratik yönetim çökmüştü. Mafya ise serbestçe hüküm sürmüştü. Demografik krizle birlikte komünizmin getirdiği manevi değerler kaosu halkı bezer etmişti. Allah'a şükürler olsun, 1991 yılında 70 yıl hüküm süren ateizm ve ahlaksızlık yerini İslam temeline dayanan manevi güç almaya başladı.

Bizim konumuz İdil-Ural olduğu için mazbut gerçek İslam ahlakının yerleşmesi için daha 20 yıl zamana ihtiyaç vardır. Ben şimdiden ateist kalıntılarının itirazını ve karşı oluşlarını görüyorum fakat köpek ne kadar havlasa da kurt yine gezer demiş atasözü. Manevi değerlerin yükselmesi ile birlikte maddi refah ta yerleşecek. Böylece maddi refahla manevi güç (fazilet, erdemlik)
payidar olacaklar.

Şunu eklemek yerinde olur: eğer 1991 yılında Rus İmparatorluğu çökmemiş olsa idi, Tataristan ve Başkurdistan 2010 yıllarında mutlaka yok olacaklardı.

Sevgili okuyucularım, dinleyicilerim ve tüm millettaşlarım, elveda hepinize, sizleri sevgi ve saygı ile selamlar ve ayrıca gençler beni iyi dinleyin: fakat manevi değerlerle cihazlanan bilim ve bilişim hem kendimize hem milletimize hem tüm dünyaya gerçek huzur ve mutluluk getirecektir.

Allah'a emanet olun, sevgili gençler.

Aksakalınız

*ALİ AKIŞ*
 

© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 26.01.2008 12:22   Hazirlayan: A. Karakash