|
Mehmet
Emin Batur
Çin işgali altındaki Doğu Türkistan Türkleri 1990’ların
başından itibaren Batı Türkistan Türklerinin bağımsız
olmalarından dolayı çok sevindiler, gelecek adına
umutlandılar. Çünkü, Kırgız, Kazak, Özbek ve diğer Türk
boyları ile kan bağı, din bağı, dil bağı, kültür ve
tarih bağları bulunmaktaydı…
Ne yazık ki; aradan zaman geçtikçe Doğu Türkistan
Türklerinin Batı Türkistan Türklerinden beklenti ve
umutları birer, birer suya düşüyor, Zaman zaman da Kazak
Kırgız ve diğerlerinin Çin’i bile geride bırakacak
türden darbelerine maruz kalıyorlardı. Kazakistan ve
Kırgızistan’da 2 milyon civarında Doğu Türkistan
kökenliler yerleşik bulunmakta ve hayatlarını bu
topraklar üzerinde sürdürmektedirler.
Çin’in girişimleri ile 1996 yılında “Şanghay İşbirliği
Örgütü” kurulduktan sonra, Komünist Çin hâkimiyeti Doğu
Türkistan’a sınırı bulunan Kazakistan, Kırgızistan ve
diğer Batı Türkistan Türk Cumhuriyetlerine siyasi,
iktisadi ve Diplomasi cihetlerinden baskı uygulayarak
her türlü sebeplerle bu devletlerde ikamet eden Doğu
Türkistan kökenlilere karşı siyasi baskı yapma ve zarar
verme eylemlerini aralıksız devam ettire gelmektedir.
Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan hükümetleri,
kendilerinden siyasi sığınma talebinde bulunan Doğu
Türkistanlıları Çin tarafından idam edileceklerini bile
bile uluslar arası teamülleri de hiçe sayarak Çin’e
teslim etmektedirler.
İşte bu gençlerden biri de, daha yakın zamanda Kırgız
hükümetinin hışmına uğrayan Obul Kasım Hacimdir. Bu genç
Kırgızistan’da ticaretle meşgul olurken Çin devletinin
isteği üzerine 1998 yılında Kırgız polislerince
tutuklandı. Yine, Çin öyle istiyor diyerek isnat
edilecek hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen
12.03.2001 tarihinde Kırgızistan mahkemeleri tarafından
“terörist” yaftası vurularak idam cezasına çarptırıldı..
O tarihten beri Obulkasım Hacim Kırgızistan’ın Bişkek
şehrindeki 1. kapalı cezaevindeki yeraltı hücresinde
tutulmaktaydı. Burada Kırgız polislerinden ve ceza evi
görevlilerinden kesintisiz olarak gördüğü insanlık dışı
işkenceler sebebiyle sonunda bitap düştü ve ağır
derecede hastalandı. Hapishane idaresine tedavi olabilme
hakkını kullanabilmek için defalarca dilekçeler yazdıysa
da hiçbir cevap alamadı. Sonunda kanser hastalığına
yakalandı. Dayanılmaz acılar içerisinde olduğunu bilen
hücre arkadaşları bir yolunu bulup dışarıya Obul Kasım
Haci’nin tedavisinin yaptırılması için haber uçurdular.
Bu haber üzerine merkezi Almanya’nın Münih kentinde
bulunan Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi 26.08.2006
tarihinde bir bildiri yayınlayarak bütün uluslar arası
insan hakları örgütlerine çağrıda bulundu.
İstiklal Gazetesinde de yayınlanan bildiride şu
ifadelere yer verilmişti: “Biz, bütün demokratik
ülkelerden ve uluslar arası İnsan hakları
teşkilatlarından, Obulkasım Hacı’ya insanca muamele de
bulunma, onu derhal yeraltı hücrelerden kurtarıp
hastaneye götürerek tedavi ettirme konusunda Kırgızistan
hükümetine yönelik baskı yapmalarını önemle arz ediyoruz!
İster Obul kasım Haci “suçlu” olsun ya da olmasın ağır
derecede hastalığa yakalanıp hayatını kaybetmekle karşı
karşıya bulunan bir insanı tedavi ederek kurtarmak
insanlık âlemindeki en temel ve ahlaki prensiplerden
biri olması gerekir!”
Doğu Türkistan Enformasyon Merkezinin yayınladığı habere
göre Obulkasım Haci, 08.09.2006 tarihinde sabaha karşı
saat 7.oo sıralarında Bişkek’te bulunan 47 No’lu Cezaevi
hastanesinde hayatını kaybetmiştir… Doğu Türkistan’ın bu
kahraman evladına Allah(c.c.)tan rahmet niyaz ediyoruz.
Cenazesine “Kırgızistan Uygur İttifakı”nın merkez üyesi
Şemsidin Ablimof ve kadınlar birliği başkanı Heyrinnisa
hanımlar katılarak Kırgızistan hükümetinin, Çinlilerin
yalan ve iftiraları ile hareket ettiğini ve oysa ki;
Obulkasım’ın tamamen suçsuz olduğunu söylemişlerdir.
Obulkasım’ın cenazesi Bişkek’in Pakarovka bölgesinde
defnedildi.
İşgalci Çin devletinin dünyanın değişik ülkelerinde
yerleşik Doğu Türkistanlıları da hedef almış olduğunu ve
onlara yönelik her türlü suikastlarda bulunabileceğini
bütün dünyaya bir defa daha ilan ediyor, İnsan haklarına
ve demokrasiye saygılı oldukları iddiasındaki bütün
devletlere Çin devletinin entrikalarına alet olmamaları
çağrısında bulunuyoruz.
|
|