Kaşgarlı
Mahmut "XI. yüzyılda
yaşayan" bir bilim adamı.
"Dil bilgini."
Türk milliyetçiliğinin "temsilcisi."
"Karahanlılar" soyundan geliyor.
Babasının adı "Hüseyin."
1008'de doğmuş, 1075'te ölmüş.
Saviye ve Hamidiye medreselerinde okumuş.
Türk boylarını tek tek dolaşmış.
Ve dünyaca ünlü "Divan-ı
Lügat-it Türk" ü yazmış.
Amacı "Araplar'a Türkçe'yi
öğretmek."
Köksal Toptan anlattı:
* Divan-ı Lügat-it Türk
sadece bir sözlük
değil, aynı zamanda
ansiklopedi.
* Türk dünyasının ilk lügati.
* 1262'de Şamlı Mehmet
Efendi, Divan-ı
Lügat-it Türk'ün "tıpkısını"
el yazısıyla yazdı...
Bu tek kopya
FatihMillet Kütüphanesi'nde.
* Kaşgarlı Mahmut'un
yazdığı "orjinal metin" ise
Mısır'da.
* Türkiye bu eseri Mısır'dan almaya
uğraşıyor.
Kaşgar'dan yola çıktık ve "Çin'in
Batı sınırına doğru"
yol almaya başladık.
Yolumuz "Pakistan yolu."
Tarihi "ipek yolu."
50 kilometre gittik.
Yol boyunca "toprak evler"
vardı. Ve sonra Kaşgarlı Mahmut'un
yeşillikler içindeki köyüne ulaştık.
Köyün kenarında bir "külliye"
var. Dış kapıdan girdik, yokuşu
tırmandık.
Karşımıza Kaşgarlı Mahmut'un heykeli
çıktı. Sonra yine yokuş ve 70 basamak
merdiven. Tekrar yokuş ve 40 basamak
daha.
Kaşgarlı Mahmut'un "türbesine"
vardık.
Türbenin bulunduğu yer eskiden Kaşgarlı
Mahmut'un kurduğu
"okulmuş". Aynı zamanda "haritacı"
olan Kaşgarlı Mahmut'un okulunda "astronomi,
kimya, fizik, psikoloji,
matematik, dil,
coğrafya ve tarih"
okutuluyormuş.
"O günün şartlarında"
bütün Türk boylarını gezen, 8 bin
kelimeyi biraraya getiren ve kitabını
Bağdat'ta halifeye veren Kaşgarlı
Mahmut'un türbesinde "fatiha"
okuduk.
Sonra "bir ağacın
altında" dinlendik. Ve "o
ağacın öyküsünü" dinledik.
Kaşgarlı Mahmut "köyüne
dönünce" okulu nereye kuracağına
karar vermek için, bastonunu "birkaç
yere" vurmuş.
Vurduğu yerlerden birinden "su
fışkırmış."
Suyun fışkırdığı yerde şimdi "koca
bir ağaç" var.
Köyde dolaşırken genç bir kıza adını
sorduk. "Sümbülhan" dedi. Bir
erkeğe adını sorduk.
"Oğuzhan" dı.
Onlar da bize adımızı sordu.
- Adımız Yavuz.
- Haaa, Yavuzhan... Hoş
geldiniz... Yahşi
misiniz?