Çin'deki
Uygur Özerk Bölgesi Şinciang'ın başkenti Urimçi'den
havalandık ve...
"2 saat" uçtuk. Dağların tepeleri hala kar
altındaydı.
"Rotamız" Çin'in en uç noktasına doğruydu.
2 saat sonra Kaşgar'daydık.
Kaşgar'a "ipek yolu
üzerindeki inci" deniliyor.
İlçe ve köyleriyle birlikte nüfusu 3 milyon 600 bin.
Kent merkezi ise 350 bin.
Halkın yüzde 90'ı Uygur. Yüzde 10 ise "Kırgız,
Tacik ve Çinli."
Yollarda bisiklet, motorsiklet
çok. At arabası da öyle.
Otomobil, Çin'in diğer bölgelerinden az.
Burası Çin'in "batı ucu."
Çin'de Batı'ya gittikçe gelir düzeyi düşüyor.
Çin'in "pamuk deposu" olan Kaşgar tarihi
ve kültürel zenginliklere sahip ama, insanlar fakir.
Kaşgar'ın 4 yıldızlı tek
otelinde kaldık: Taxınan Barony Hotel.
Otelde, sokakta, çarşıda insanlarla anlaşmak çok kolay.
Kaşgar Pazarı'nda 28 yaşındaki Halim Can'dan "hediyelik
eşya" aldık. Baba adı Mehmet Muhammet.
Halim' in 2 kızı var:
Mesture ile Sumeyye.
Dini, İslam.
Halim Can tutturdu "akşam yemeğine
yuvama gelesiz, ailem efradı
ile tanışasız." "İşimiz var,
gelemeyiz" dedik, Halim mahsunlaştı.
Kaşgar'da 1.400 öğrencisi olan
bir okulu gezdik.
Uygur diliyle eğitim veriyor.
Tabii "Çince dersler" de var.
3. yıldan itibaren "İngilizce öğretilmeye
başlanıyor."
Köksal Toptan "yaz tatili ne
kadar" diye sordu. 1 aymış.
Sokaklar "Anadolu
sokakları gibi." Kıyafet deseniz yine öyle.
Sokak arasındaki bir kahvenin önünde Kaşgarlılar oturmuş,
sohbet ediyorlardı. "Selamünaleyküm" diye
karşılandık.
"Beli (belli) Türksüz" dediler ve
hemen oturttular:
- Açmasınız?.. Ne yer, ne
içersiniz?.. Haliniz yahşi midir?..
Türkiye yahşi midir?