Çin'de,
Uygur Özerk Bölgesi'nin (Sinciang) başkenti Urumçi'de
akşam yemeğine "Genel Vali"nin
davetlisiyiz.
Özerk bölgede "20 şehir" var.
Her şehrin de "ayrı valisi."
Ama eyalet başkentinde "Genel Vali"
bulunuyor:
İsmail Teliverdi.
Yemekten önce "toplantı
salonunda" biraraya geldik.
Salonun adı:
"Tarım Salonu."
İsmail Teliverdi daha önce "10 yıl
Kaşgar Valiliği" yapmış. Kaşgar da "Uygur
Özerk Bölgesi'ndeki şehirlerden."
Genel Vali İsmail Teliverdi
önce bize "Mustafa Kemal'i anlattı."
"Ders kitaplarında Mustafa
Kemal'i okutuyoruz" dedi.
Toplantıda ve yemek sırasında "tercümana gerek
kalmadı."
Öylesine iyi anlaşıverdik ki.
Ona önce "sayın Genel
Vali" diye hitap ediyorduk.
Sonra "İsmail bey" demeye başladık.
İsmail bey bir ara ayağa kalktı:
- Kadehimi halgımızın mutluluğu
ve barış içün galdırıyorum.
Kadehler kalktı.
Ve Genel Vali bize bir "ceviz" uzattı:
- Al sana yanak.
Uygur dilinde "yanak" ceviz demek.
Üzüm yine "üzüm."
Badem "badam."
Abla "aba."
Dede "ata."
Kavun "kağun."
Karpuz "kavuz."
Elma "alma."
İncir "encir."
İsmail Teliverdi'nin ikram ettiği "yanağı" yedik
ve teşekkür ettik:
- Rahmet İsmail bey.
- Dostluğumuz daim olsun Yavuz
bey.
Köksal Toptan "size
bir hediye getirdim" deyince...
İsmail Teliverdi "nedir, marak etdim"
diye "hediye paketine" baktı.
"Paket" açıldı. İçinde "Kaşgarlı
Mahmut'un Divan-ı Lügat-it Türk'ü"
vardı.
İsmail Teliverdi:
- Oooo, Muhmudi Kaşgari... Yahşi,
çok yahşi... Çok rahmet
Köksal bey.
Yemek sırasında Genel Vali "daha
söyleyem mi" diye sordu.
"Söyleyin" dedik.
- Söyleyem... Biz derik şaptul
siz dersiz şeftali, biz
deriz armut siz dersiz armut,
biz derik erik siz dersiz
gene erik.
- İsmail bey sayenizde Uygur dilini öğreniverdik.
- Siz zaten çok yahşi
konuşursunuz. Öğrenmeye ne hacet?
http://www.sabah.com.tr/2006/07/23/yaz27-50-110.html#
|