Doğu Türkistan’ın normal
haritası. Güney doğumuzda işgalci Çin devleti komşu
olup, batıda Kaşgar doğuda Kumul’a kadar, kuzeyde
Altaydan güneyde Çerçen ve Çarkalık’a kadar olan
topraklarımıza saldırarak işgal eden Çinlileri
tertemiz kovup atsak işte o zaman bizim özgürlük
şafağımız atıp, vatanımız rengarenk çiçeklere bürünür.
Halkımız hürriyete kavuşur, hakiki manada baht ve
saadet bizlere de kapısını açar. Mücadele edelim,
Çinlileri kovup Doğu Türkistan’ı özgür yapalım,
bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetini eskisi gibi
tekrar kuralım! Günden güne daha da kudurmakta olan
saldırgan Çinlilere karşı mücadeleye atılalım!
Aşağıdaki resim terörist
Çinlilerin kendilerinin Doğu Türkistan’a yaptıkları
saldırı, gasp ve terör suçlarını dünyadan gizleyerek
“Bu topraklar ezelden beri bizimdi. Şimdilerde ise her
tarafını kalkındırmaktayız.Onun için öncelikle her
tarafını kazıp açarak zenginlik kaynağı keşfettikçe
derhal çıkartarak Seddin içerisine nakletmezsek olmaz.
Diyerek batılı devletleri, BM’i, Dünya kalkınma
bankasını aldatarak bu üst seviyeli çevre yolunu
yapabilmek için faizsiz kredi aldılar.
Adaletten çok göz önündeki
menfaatin daha önemli bir yer tuttuğu bu rezil dünyada
saldırgan teröristlere dünya bankası faizsiz borç
verdi. “Kalkınma için” verilen bu borç paranın bir
kısmını Pekin’deki baş terörist Çinlilerin aileleri
ceplerine attılar.Bir kısmını da Wang Leguen başta
olmak üzere vatanımıza işgal, gasp, soygun, terör
estirmek ve soykırım için gelen düşman büyükbaşları
yediler. Bir kısmını da Seddin ötesinden vatanımıza
yasal olmayan yollarla giren Çinliler, yol ve inşaat
şirketleri kurarak yite kalka bitirdiler. Diğer bir
kısmın da yine vatanımıza yasa dışı yolarla işgalci
sıfatıyla giren Çinlileri işe yerleştirmek,yol
polislerinin sayısını arttırmak ve düzene
sokmak,soygunculuğa güvence vermek için halkımıza
yöneltilen gözetlemeyi arttırmak gibi devlet
terörizmi icra etme işlerine kullanıldı.
Siz Ürümçi ile Turfan arasına
yapılan bu çevre yolunu görerek Bizim yurdumuzun
yolları amma da harika olmuş!" diyerek sevinmekte
acele etmeyin.
Bu yollar sizin ve bizim için
değil, işgalci Çinlilerin işgal alanlarını genişletmek
için, talan ve soy kırım faaliyetlerine hız
kazandırmak için yapıldı. Bu çevre yolunun iki
tarafına bakacak olursanız pervaneler görürsünüz. Bu
pervaneler Davançing etrafında yıl boyunca rüzgar
estirdiği için Çinli işgalciler talan için gelen
Çinlilerin suç işleme ve yaşama ihtiyaçlarını
gidermek için yapılan Rüzgardan elektrik üretme
istasyonlarıdır. Bizim topraklarımızda ve gökyüzünde
Allah tarafından çıkartılan rüzgarları da Çinli
işgalciler sahiplenerek kendileri için hizmet
ettirmektedirler.
Bu yolun kimler için yapılmış
olduğunu anlamak için birkaç yerdeki köprüleri havaya
uçurarak kaçıp gidelim. Bakalım o zaman Doğu Türkistan
halkımı zarara uğrarmış yoksa Çinliler mi kendi talan
etme faaliyetlerinin önü tıkandığı için
etkilenirlermiş bunu açıkça görebiliriz.
Demir yolu da aynı, Nur Kabilde
öyle! Bu yolları “Sinkiang’ı Kalkındırmak için yaptık”
şeklindeki yalancılıkları ortaya çıkar ve “her millet
halkının menfaati” denilen sözü “Çinliler” anlamında
“her millet halkının bütün menfaati” denilen sözü de
“Çinli işgalcilerin milli menfaati” olarak anlarsanız
doğru anlamış olursunuz.
Turfan vilayetine bağlı Piçan nahiyesindeki camiden
bir görünüş. Piçan-Turfan bölgesindeki büyük nahiye
olarak kabul edilir. Çin saldırganları Piçan’ı işgal
ettikten sonra Uygur Çiftçilerin toprak ve
arazilerini, ev-barklarını sahiplenmenin dışında maden
bölgelerini de sahiplendiler. Piçan sınırları içinde
binlerce yerde petrol kuyuları açarak petrol ve doğal
gazlarımızı da talan ederek Çin Seddi’nin ötesine (Çin’e)
taşımaktadırlar. Turfan ’ın uzun lifli pamukları,
üzümü, Kavunu ve sebzelerinden başka işgalci Çinliler,
Petrol, doğal gaz, kömür,altın, demir, mermer, kalay,
nitrat,(KNO3) bor (element rumuzu B) başta olmak üzere
65 türlü maden zenginliklerimizi talan ederek Çin
Seddinin ötesine taşımaktadırlar.
Turfan ’daki Petrol
rezervi 1 milyar 575milyon ton, doğal gaz rezervi 365
milyar metre küp, Çinliler Turfan Petrol sahasından
yılda 5 milyon ton petrol ve 500 milyon metre küp
doğal gazımızı gasp ederek Çin’e taşıyorlar. Turfan
’dan Çinlilerin talan etmekte oldukları kali nitrat ve
natri nitrat’a benzer madenler arasında dünyada 2.
sırada gelmektedir. Bu kıymetli tuzların hepsini Çinli
teröristler Çin Seddinin ötesine taşımaktadır!
Turfan’daki kömür rezervi 13 milyon 400 bin ton olup,
onu da trenlerle hemen her gün Çin’e götürmekteler.
Turfan şehrindeki camiden bir
görünüş:
Turfan Uygurları uzak tarihimiz süresince kendi
çapında medeniyetler oluşturmuş olup, bunların
arasında mimari üslup’ta Turfan ’ın coğrafi alandaki
özelliğini yansıtmaktadır.
Turfan vilayetinin Toqsun nahiyesi sınırları
içerisinde Uranyum madeni
açmakta olan Çinli işgalcileri İli vilayeti Çapçal
nahiyesinin güney doğusundan doğuya doğru uzanan
Tanrıdağı sıra dağlarından (731, 734, 735.. olmak
üzere numaralandırılan maden bölgelerinden) kömür,
uranyum ve daha başka renkli metalleri gasp ederek
atom bombası yaparak Lopnur nükleer deneme alanında(!)
50’yi geçkin sayıda atom denemesi yaparak Tarim
vadisini merkez kabul ederek Orta Asya ve Tibet başta
olmak üzere ekolojik dengesini ağır derecede bozarak
halkımızın başına belalar gelmesine sebep oldular.
Geçen yıldan başlayarak Turfan nahiyesi
sınırları içinden uranyum madeni keşfederek bu uranyum
madenlerini çıkartmaya başlamış olup, bu uranyumları
işleyerek atom bombası yapını hızlandırarak Orta Asya
ve dünyadaki bir çok devletleri tehdit etmek suretiyle
işgal etmek ve böylece dünyada en başta gelen bir
terörist devlet olmaya çalışmaktadır.
06.08.2005 tarihinde akşam
saatlerinden başlayarak Turfan ’da 26 saat süreyle
aralıksız yağmur yağması sebebiyle sel felaketi
meydana gelmiş olup, Turfan vilayetinin Karahoca
köyündeki 230 Uygur ailesinin ev-barkları ve ekili
arazileri sel suları altında kalarak tarumar oldu.
Tabii olarak bu sel felaketi sırasında genellikle
Uygur aileler maddi zarara uğradığı için işgalci Çin
hükümeti hiçbir şekilde yardım etmedi. Ulu Allah
bizlerin yardımcısı olsun,Amin!
07 Ağustos 2005 günü Turfan
’da meydana gelen sel felaketi sırasında sele
kapılarak yıkılan köprüden bir görünüş.
Bu sel felaketi sırasında Çin’den vatanımıza ulaşan
demir yolu çevre yolunun bir kısmı da yıkılarak
işgalci Çinlilerin talan etme faaliyetlerinin hızını
kesmiştir.
Selfelaketi sırasında evleri ve
arazileri zarar gören Uygur çiftçi kadının kaygılı
hali.
Uygur halkına felaketler hep ardı ardına geldi.
Mihriban, şefkatli ve kadir Allah, ecdatlarımızın ve
bizlerin bilerek yada bilmeyerek işlediğimiz
günahlarımızı affet. Senin bizlere bahşettiğin bu
mukaddes topraklardan seni kutsal kitabın Kuranı
kerimi inkar eden, sana sığınan ve sana kulluk etmek
için direnen Uygur,Kazak, Kırgız,Özbek, Tatar, Tacik
olmak üzere Müslümanlara zulmederek katletmekte olan
işgalci, kafir Çinlileri kovmak için cihad etmeyi
nasip eyle. Kadir Allah her şey sana kolaydır. Mazlum
halkımızın dualarını kabul et! Amin!
Turfan’daki Astana Asri
mezarlığından çıkan 4 bin yıllık mumya.
Astana asri mezarlığı Turfan vilayetinin
40 km. doğusunda olup, eski İdikut şehrinin
kuzey-batısına yerleşmiştir. Doğudan batıya 5 km,
güneyden kuzeye olan genişliği 2 km.dir. Bu
kabristan’a İdikut Uygur devletinin hakanları ve halk
defnedilmiştir. İşgalci Çinliler utanmadan “Astana
asri mezarlığı mumya ve cesetleri Çin’e aittir”
diyerek var güçleri ile propagandalar yürütmektedirler.
Çin JKP teröristleri “Bu kabristanlıktan bulunan
mumya ve cesetlerin çoğu kısmı Çin’in, kalanlar Koşlar,
Türkler, Hunlar ve yüksek arabalılar (Kangillar)’ın
idi, demek oluyor ki, İdikut Uygur halkının temeli
Çinli idi, her milletle beraber bir arada idi” diyerek
insanın midesini bulandıran ve hiç bir mantığa
sığmayan sahtekarlıklarla meşgul olmaktalar.
Aşağıdaki Çince internet
sitesini açacak olursanız Çinli işgalcilerin ne diye
saçmalamakta olduklarını görürsünüz.
http://www.vacationcn.com/chinese/tese/luxian/tianshan.htm
Yalkundağ, Tanrı dağlarının
torunu olup, 140 milyon yıl önce şekillenmiştir.
Doğudan batıya doğru olan uzunluğu tahmini olarak 100
km, Güneyden kuzeye doğru genişliği ise 10 km.olup, en
yüksek yeri 831 metre, deniz seviyesinden yüksekliği
500 metredir. Nemlilik oranı az, güneş ışığını oldukça
çok güçlü alan, üstü düz, mineral terkibi kırmızı
renkte olduğundan Uygur halkı onu Kızıl dağ olarak
adlandıra gelmiştir. Yaz günleri Turfan bostanlıklarından
Kızıl dağa bakacak olursanız tıpkı tavlanmış tandır
gibi güçlü ışıltısının bütün dağ yüzeyine çarparak
parlamakta olduğunu görürsünüz. Bu hadiseye göre
halkımız bu dağı “Yalkundağ” olarak adlandırmıştır.
Çinli işgalciler Yalkundağ’ın ismini Uygurlardan
sorarak öğrenip “Huyanşang” diyerek şimdilerde
yabancılara vatanımıza saldırarak gelmekte olan
Çinlilere ve Doğu Türkistan’daki gençlere “Huyansen”
şeklinde Çince isminin propagandasını yaparak bu dağı
kendilerinin olarak göstermenin çabası içindeler.
Kaynak:
http://xitayterrorchilar.blogspot.com/
Çin Polisleri Guancu'nun Yavtey Pazarındaki Uygur
Ticaretçilerini Döverek Dağıttı
RFA-Olayı kendi gözleri ile gören bir Uygur'un
anlattıklarına göre olayın meydana geldiği gün 100
civarındaki Çin polisleri Guancu'nun Yavtey Pazar
yerine ellerinde sopalarla ani şekilde bir baskın
düzenleyerek Yavtey pazarındaki yolun iki tarafında
küçük çaplı ticaretle uğraşan Uygurları dağıtmaya
çalışarak onların düzenlerini ve tezgahlarını kırıp
dökmek suretiyle Uygurları dövmeye başlamışlardır. Bu
esnada bir çok Uygur kaçarak dayak yemekten
kurtulmuştur. Netice olarak onlarca Uygur Çinli
polislerin dayakları sonucunda yaralanmışlardır.
Edinilen
bilgilere göre yaralı Uygurların müracaat ettikleri
bazı hastaneler bu Uygurları tedavi etmek
istememişlerdir.
8 Mayıs günü polislerden dayak yiyerek el ve ayakları
kırılan Uygurlardan biri olan Doğu Türkistan'ın Gulca
vilayetinden Abdurezak halen kendine gelememiştir.
Yine Çinli polislerin dayağı sonucu kaburgaları
kırılan Kaşgar-Maralbaşı nahiyesi Avat köyünden Ali
Abliz halen Guangcu yishöyuen hastanesinde yerinden
kalkamaz durumda yatmaktadır. Yine aynı tarihte Çin
polislerince dövülerek ağır yaralanan Doğu
Türkistan'ın Yarkent vilayetinden Sabık Sadık
hastanede yatmaktadır.
Çin Polislerinin Tekrar Saldırısı:
10 mayıs 2006 günü öğleden sonra saat 16.oo' da tekrar
sayıları 100 civarındaki Çin polisleri söz konusu olan
Pazar yerine gelerek yeniden ticari faaliyetlerine
devam eden Uygurları kovmuşlardır. Edinilen bilgilere
göre, iki gün boyunca Guancu'nun Yavtey Pazar yeri ve
etrafında sivil giyimli Çin polisleri Uygurları dövmek
suretiyle kovarak onların pazara gelmelerine izin
vermemektedirler.12 Mayıs günü Çin polisleri yavtey
pazarına gelen Uygurlardan biri olan 23 yaşındaki
Ahmetcan'ı ağır biçimde döverek yürüyemez hale
getirmişlerdir. Çin polislerinin dayağı sonucunda
yaralanan Uygurların sayısı epey fazlaysa da ya
paralarının olmamasından, yada hastaneye düşmesi
durumunda daha kötü bir sonuçla karşılaşmamak için
hastanelere gidememişlerdir.Görgü şahitlerinin
anlattıklarına göre elleri ve ayakları kırılan,
kafaları yarılan, kaburgaları kırılan bir çok yaralı
Uygur parasızlık yüzünden hastanelere gidemeyerek
Guancu'nun en ücra köşelerinde sersefil bir biçimde ne
yapacaklarını şaşırmış vaziyette perişan
durumdalar.(Kanat)