M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail

DOGU TÜRKISTAN

DOĞU TÜRKİSTAN HABER MERKEZİ

 
Çinliler Kovup Tufan’ı Özgürleştirelim

 

 Doğu Türkistan’ın normal haritası. Güney doğumuzda işgalci Çin devleti komşu olup, batıda Kaşgar doğuda Kumul’a kadar, kuzeyde Altaydan güneyde Çerçen ve Çarkalık’a kadar olan topraklarımıza saldırarak işgal eden Çinlileri tertemiz kovup atsak işte o zaman bizim özgürlük şafağımız atıp, vatanımız rengarenk çiçeklere bürünür. Halkımız hürriyete kavuşur, hakiki manada baht ve saadet bizlere de kapısını açar. Mücadele edelim, Çinlileri kovup Doğu Türkistan’ı özgür yapalım, bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetini eskisi gibi tekrar kuralım! Günden güne daha da kudurmakta olan saldırgan Çinlilere karşı mücadeleye atılalım!

Aşağıdaki resim terörist Çinlilerin kendilerinin Doğu Türkistan’a yaptıkları saldırı, gasp ve terör suçlarını dünyadan gizleyerek “Bu topraklar ezelden beri bizimdi. Şimdilerde ise her tarafını kalkındırmaktayız.Onun için öncelikle her tarafını kazıp açarak zenginlik kaynağı keşfettikçe derhal çıkartarak Seddin içerisine nakletmezsek olmaz. Diyerek batılı devletleri, BM’i, Dünya kalkınma bankasını aldatarak bu üst seviyeli çevre yolunu yapabilmek için faizsiz kredi aldılar.

Adaletten çok göz önündeki menfaatin daha önemli bir yer tuttuğu bu rezil dünyada saldırgan teröristlere dünya bankası faizsiz borç verdi. “Kalkınma için” verilen bu borç paranın bir kısmını Pekin’deki baş terörist Çinlilerin aileleri ceplerine attılar.Bir kısmını da Wang Leguen başta olmak üzere vatanımıza işgal, gasp, soygun, terör estirmek ve soykırım için gelen düşman büyükbaşları yediler. Bir kısmını da Seddin ötesinden vatanımıza yasal olmayan yollarla giren Çinliler, yol ve inşaat şirketleri kurarak yite kalka bitirdiler. Diğer bir kısmın da yine vatanımıza yasa dışı yolarla işgalci sıfatıyla giren Çinlileri işe yerleştirmek,yol polislerinin sayısını arttırmak ve düzene sokmak,soygunculuğa güvence vermek için halkımıza yöneltilen  gözetlemeyi arttırmak gibi devlet terörizmi icra etme işlerine kullanıldı.

 

  

Siz Ürümçi ile Turfan  arasına yapılan  bu çevre yolunu görerek Bizim yurdumuzun yolları amma da harika olmuş!" diyerek sevinmekte acele etmeyin.

Bu yollar sizin ve bizim için değil, işgalci Çinlilerin işgal alanlarını genişletmek için, talan ve soy kırım faaliyetlerine hız kazandırmak için yapıldı. Bu çevre yolunun iki tarafına bakacak olursanız pervaneler görürsünüz. Bu pervaneler Davançing etrafında yıl boyunca rüzgar estirdiği için Çinli işgalciler talan için gelen Çinlilerin  suç işleme ve yaşama ihtiyaçlarını gidermek için yapılan Rüzgardan elektrik üretme istasyonlarıdır. Bizim topraklarımızda ve gökyüzünde Allah tarafından  çıkartılan rüzgarları da Çinli işgalciler sahiplenerek kendileri için hizmet ettirmektedirler.

Bu yolun kimler için yapılmış olduğunu anlamak için  birkaç yerdeki köprüleri havaya uçurarak kaçıp gidelim. Bakalım o zaman Doğu Türkistan halkımı zarara uğrarmış yoksa Çinliler mi kendi talan etme faaliyetlerinin önü tıkandığı için etkilenirlermiş bunu açıkça görebiliriz.

Demir yolu da aynı, Nur Kabilde öyle! Bu yolları “Sinkiang’ı Kalkındırmak için yaptık” şeklindeki yalancılıkları ortaya çıkar ve “her millet halkının menfaati” denilen sözü “Çinliler” anlamında  “her millet halkının bütün menfaati” denilen sözü de “Çinli işgalcilerin milli menfaati” olarak anlarsanız doğru anlamış olursunuz.

 

Turfan  vilayetine bağlı Piçan nahiyesindeki camiden bir görünüş. Piçan-Turfan  bölgesindeki büyük nahiye olarak kabul edilir. Çin saldırganları  Piçan’ı işgal ettikten sonra  Uygur Çiftçilerin toprak ve arazilerini, ev-barklarını sahiplenmenin dışında maden bölgelerini de sahiplendiler. Piçan sınırları içinde binlerce yerde petrol kuyuları açarak petrol ve doğal gazlarımızı da talan ederek Çin Seddi’nin ötesine (Çin’e) taşımaktadırlar. Turfan ’ın uzun lifli pamukları, üzümü, Kavunu ve sebzelerinden başka işgalci Çinliler, Petrol, doğal gaz, kömür,altın, demir, mermer, kalay, nitrat,(KNO3) bor (element rumuzu B) başta olmak üzere 65 türlü maden zenginliklerimizi talan ederek Çin Seddinin  ötesine taşımaktadırlar.

            Turfan ’daki Petrol rezervi 1 milyar 575milyon ton, doğal gaz rezervi 365 milyar metre küp, Çinliler Turfan  Petrol sahasından yılda 5 milyon ton petrol ve 500 milyon metre küp doğal gazımızı gasp ederek Çin’e taşıyorlar. Turfan ’dan Çinlilerin talan etmekte oldukları kali nitrat ve natri nitrat’a benzer madenler arasında dünyada 2. sırada gelmektedir. Bu kıymetli tuzların hepsini Çinli teröristler Çin Seddinin  ötesine taşımaktadır! Turfan’daki kömür rezervi  13 milyon 400 bin ton olup,  onu da trenlerle  hemen her gün  Çin’e götürmekteler.

Turfan  şehrindeki camiden bir görünüş:

Turfan  Uygurları uzak tarihimiz süresince kendi çapında medeniyetler oluşturmuş olup, bunların arasında mimari üslup’ta Turfan ’ın coğrafi alandaki özelliğini yansıtmaktadır.

 

 

Turfan  vilayetinin Toqsun nahiyesi sınırları içerisinde  Uranyum madeni açmakta olan Çinli işgalcileri İli vilayeti Çapçal nahiyesinin güney doğusundan doğuya doğru uzanan Tanrıdağı sıra dağlarından (731, 734, 735.. olmak üzere numaralandırılan maden bölgelerinden) kömür, uranyum ve daha başka renkli metalleri gasp ederek atom bombası yaparak Lopnur nükleer deneme alanında(!) 50’yi geçkin sayıda  atom denemesi yaparak Tarim vadisini merkez kabul ederek Orta Asya ve Tibet başta olmak üzere ekolojik dengesini ağır derecede bozarak halkımızın başına belalar gelmesine sebep oldular.

Geçen yıldan başlayarak Turfan  nahiyesi sınırları içinden uranyum madeni keşfederek bu uranyum madenlerini çıkartmaya başlamış olup, bu uranyumları işleyerek atom bombası yapını hızlandırarak Orta Asya ve dünyadaki bir çok devletleri tehdit etmek suretiyle işgal etmek ve böylece dünyada en başta gelen bir terörist devlet olmaya çalışmaktadır.

 

06.08.2005 tarihinde akşam saatlerinden başlayarak Turfan ’da 26 saat süreyle aralıksız yağmur yağması sebebiyle sel felaketi meydana gelmiş olup, Turfan  vilayetinin Karahoca köyündeki 230 Uygur ailesinin ev-barkları ve ekili arazileri sel suları altında kalarak tarumar oldu. Tabii olarak bu sel felaketi sırasında genellikle Uygur aileler maddi zarara uğradığı için işgalci Çin hükümeti hiçbir şekilde yardım etmedi. Ulu Allah bizlerin yardımcısı olsun,Amin!

07 Ağustos 2005   günü Turfan ’da meydana gelen sel felaketi sırasında sele kapılarak yıkılan köprüden bir görünüş.

Bu sel felaketi sırasında Çin’den vatanımıza ulaşan demir yolu çevre yolunun bir kısmı da yıkılarak işgalci Çinlilerin talan etme faaliyetlerinin hızını kesmiştir.

Selfelaketi sırasında evleri ve arazileri zarar gören Uygur çiftçi kadının kaygılı hali.

Uygur halkına felaketler hep ardı ardına geldi. Mihriban, şefkatli ve kadir Allah, ecdatlarımızın ve bizlerin bilerek yada bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı affet. Senin bizlere bahşettiğin bu mukaddes topraklardan seni kutsal kitabın Kuranı kerimi inkar eden, sana sığınan ve sana kulluk etmek için direnen Uygur,Kazak, Kırgız,Özbek, Tatar, Tacik olmak üzere Müslümanlara zulmederek katletmekte olan işgalci, kafir Çinlileri kovmak için cihad etmeyi nasip eyle. Kadir Allah her şey sana kolaydır. Mazlum halkımızın dualarını kabul et! Amin!


Turfan’daki Astana Asri mezarlığından çıkan  4 bin yıllık mumya.

Astana  asri mezarlığı Turfan  vilayetinin 40 km. doğusunda olup, eski İdikut şehrinin kuzey-batısına yerleşmiştir. Doğudan batıya 5 km, güneyden kuzeye olan genişliği 2 km.dir. Bu kabristan’a İdikut Uygur devletinin hakanları ve halk defnedilmiştir. İşgalci Çinliler utanmadan “Astana asri mezarlığı mumya ve cesetleri Çin’e aittir” diyerek var güçleri ile propagandalar yürütmektedirler. Çin JKP teröristleri  “Bu kabristanlıktan  bulunan mumya ve cesetlerin çoğu kısmı Çin’in, kalanlar Koşlar, Türkler, Hunlar ve yüksek arabalılar (Kangillar)’ın idi, demek oluyor ki, İdikut Uygur halkının temeli Çinli idi, her milletle beraber bir arada idi” diyerek insanın midesini bulandıran ve hiç bir mantığa sığmayan sahtekarlıklarla meşgul olmaktalar.

Aşağıdaki Çince internet sitesini açacak olursanız Çinli işgalcilerin ne diye saçmalamakta olduklarını görürsünüz. http://www.vacationcn.com/chinese/tese/luxian/tianshan.htm

 

Yalkundağ, Tanrı dağlarının torunu olup, 140 milyon yıl önce şekillenmiştir. Doğudan batıya doğru olan uzunluğu tahmini olarak 100 km, Güneyden kuzeye doğru genişliği ise 10 km.olup, en yüksek yeri 831 metre, deniz seviyesinden yüksekliği 500 metredir. Nemlilik oranı az, güneş ışığını oldukça çok güçlü alan, üstü düz, mineral terkibi kırmızı renkte olduğundan Uygur halkı onu Kızıl dağ olarak adlandıra gelmiştir.  Yaz günleri Turfan  bostanlıklarından Kızıl dağa bakacak olursanız tıpkı tavlanmış tandır gibi güçlü ışıltısının bütün dağ yüzeyine çarparak parlamakta olduğunu görürsünüz. Bu hadiseye göre halkımız bu dağı “Yalkundağ” olarak adlandırmıştır. Çinli işgalciler Yalkundağ’ın ismini Uygurlardan sorarak öğrenip “Huyanşang” diyerek şimdilerde yabancılara vatanımıza saldırarak gelmekte olan Çinlilere ve Doğu Türkistan’daki gençlere “Huyansen” şeklinde Çince isminin propagandasını yaparak bu dağı kendilerinin olarak göstermenin çabası içindeler. Kaynak: http://xitayterrorchilar.blogspot.com/

Çin Polisleri Guancu'nun Yavtey Pazarındaki Uygur Ticaretçilerini Döverek Dağıttı

RFA-Olayı kendi gözleri ile gören bir Uygur'un anlattıklarına göre olayın meydana geldiği gün 100 civarındaki Çin polisleri Guancu'nun Yavtey Pazar yerine ellerinde sopalarla ani şekilde bir baskın düzenleyerek Yavtey pazarındaki yolun iki tarafında küçük çaplı ticaretle uğraşan Uygurları dağıtmaya çalışarak onların düzenlerini ve tezgahlarını kırıp dökmek suretiyle Uygurları dövmeye başlamışlardır. Bu esnada bir çok Uygur kaçarak dayak yemekten kurtulmuştur. Netice olarak onlarca Uygur Çinli polislerin dayakları sonucunda yaralanmışlardır.

Edinilen bilgilere göre yaralı Uygurların müracaat ettikleri bazı hastaneler bu Uygurları tedavi etmek istememişlerdir.

8 Mayıs günü polislerden dayak yiyerek el ve ayakları kırılan Uygurlardan biri olan Doğu Türkistan'ın Gulca vilayetinden Abdurezak halen kendine gelememiştir. Yine Çinli polislerin dayağı sonucu kaburgaları kırılan Kaşgar-Maralbaşı nahiyesi Avat köyünden Ali Abliz halen Guangcu yishöyuen hastanesinde yerinden kalkamaz durumda yatmaktadır. Yine aynı tarihte Çin polislerince dövülerek ağır yaralanan Doğu Türkistan'ın Yarkent vilayetinden Sabık Sadık hastanede yatmaktadır.


Çin Polislerinin Tekrar Saldırısı:

10 mayıs 2006 günü öğleden sonra saat 16.oo' da tekrar sayıları 100 civarındaki Çin polisleri söz konusu olan Pazar yerine gelerek yeniden ticari faaliyetlerine devam eden Uygurları kovmuşlardır. Edinilen bilgilere göre, iki gün boyunca Guancu'nun Yavtey Pazar yeri ve etrafında sivil giyimli Çin polisleri Uygurları dövmek suretiyle kovarak onların pazara gelmelerine izin vermemektedirler.12 Mayıs günü Çin polisleri yavtey pazarına gelen Uygurlardan biri olan 23 yaşındaki Ahmetcan'ı ağır biçimde döverek yürüyemez hale getirmişlerdir. Çin polislerinin dayağı sonucunda yaralanan Uygurların sayısı epey fazlaysa da ya paralarının olmamasından, yada hastaneye düşmesi durumunda daha kötü bir sonuçla karşılaşmamak için hastanelere gidememişlerdir.Görgü şahitlerinin anlattıklarına göre elleri ve ayakları kırılan, kafaları yarılan, kaburgaları kırılan bir çok yaralı Uygur parasızlık yüzünden hastanelere gidemeyerek Guancu'nun en ücra köşelerinde sersefil bir biçimde ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette perişan durumdalar.(Kanat)


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 26.01.2008 12:22   Hazirlayan: A. Karakash