M.Ö.220 ~

ana sayfa
Giris
Tarih
Cografya
Din-Dil
Kültür-Sanat
Ekonomi
Insan Haklari
Milli Mücadele
Düsünceler
Baglantilar
Irtibat

E-mail

DOGU TÜRKISTAN

DOĞU TÜRKİSTAN HABER MERKEZİ

 

TÜRKİYE YETKİLİLERİ ÇİN’E SÖZ VERMEYE DEVAM EDİYOR

 
1980’ li yılların başlarında başlayan  Çin-Türkiye diplomatik ilişkilerinin bu güne kadar devamlı surette tek taraflı olarak Türkiye’nin özel çabaları ve fedakârlıkları sayesinde sürdürülmekte olduğunu söylersek mübalağa yapmış olmayız.

Çünkü, 1980’li yılların başlarından itibaren yanılmıyorsam ilk olarak devrin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Çin ziyareti ile başlayan ilişkiler bu güne kadar Türkiye ekonomisi ve ticarî ilişkileri açısından “Satmadan Almak” alışkanlığı ve fedakârlığı üzerine devam etmiştir. Sözde “Batıya Açılmak” ve yine sözde “Serbest Piyasa” ekonomisine geçiş söylemlerinde bulunan Komünist Çin’e tutum ve davranışları ile ilk önce olumlu cevaplar veren ve Çin ile iyi ilişkiler tesis etmek isteyen ülke Türkiye oldu. Bir ölçüde haklıydı zira, Çin kalabalık nüfusu (1.350 milyon) göz önüne alındığında oldukça büyük bir pazardı. Hatta bir dönem hükümetin başında bulunanlar “Her Çinliye birer adet satarsak” hesabı bile yaptılar. Türkiye ekonomistleri adeta “Mal Bulmuş Mağribi” misali Çin mallarına saldırdı ve bu gün Türkiye taklit, sahte ve kalitesiz Çin mallarının en iyi pazarı haline dönüştü. Ayrıca Çin’den gelebilecek turist sayısı da apayrı  bir turizm potansiyeli idi. Bu konuda da Çinli yetkililer tarih boyunca hiçbir zaman sözlerinde durmadıkları ve durmayacakları gibi, Türkiye’ye turist gönderme sözünde de durmadılar ve Türkiye de beklenti içine girenler sukûtu hayale uğradı. Gün geldi devran döndü, Türkiye Çin mallarını ithal etmeye devam etti fakat kendisi ne yaptıysa bir türlü Çin’e umduğu ölçüde bir ihracat gerçekleştiremedi.

Çin ise, Türkiye’den mal almak yerine Türkiye’de yıllardan beri üretim yapmakta olan üretici firmaların mallarının taklitlerini son derece kalitesiz ham maddeler kullanarak ve cezaevindeki, çalışma kamplarındaki, okullardaki öğrencileri ücretsiz çalıştırmak suretiyle Çin’de imal ederek Türkiye’ye havadan, karadan ve denizden gönderdi. Türkiye piyasalarında sözde ucuz olarak görülen bu sahte Çin malları yüzünden sayısız fabrikalar ve atölyeler kapandı.

Komünist Çin ise siyasî görüşünden ve temel Çin politikalarından zerre kadar taviz vermeksizin ulaşmak istediği hedeflere doğru dev adımlarla yürümeye devam etti. Hükümet yetkilileri ise yerli üreticinin içler acısı halini görmelerine rağmen her hangi bir ciddi önlem alma, yada yerli üreticilerin üretim maliyetlerini düşürme konusunda bir çalışma yapma yoluna gitmedi. Dünyada bilinen bir uluslar arası ticaret sistematiği vardır ve ülkeler için ihracat ile ithalatın dengeli götürülmesi esastır. Türkiye her nedense bu temel esasları da göz ardı ederek Çin’den ithalata devam etti ve üstüne üstlük nasıl bir beklenti içinde yaptığı hâlâ anlaşılamayan bir biçimde Çin devlet başkanına devlet liyakat madalyası verildi….

Komünist Çin ile diplomatik ve siyasî ilişkiler bağlamında düşünüldüğünde de, Çin’in yumuşak karnı ve çok önem verdikleri bir husus olan işgal altındaki Doğu Türkistan konusunda ne için yapıldığı anlaşılmaz bir biçimde Türkiye yetkilileri tarafından sözler verilmeye devam ediliyor.

26.12.2005 tarihinde Çin ulusal radyosunun Pekin’den verdiği haberde sözde bölücülük faaliyetlerini yasaklayan Türkiye’ye övgüler yağdırdılar. Çin devlet bakanlarından Zhou Yongkang Doğu Türkistan’ın (Çinli Bakan “Sinkiang” diyerek tanımlıyor) ezelden beri Çin’in bölünmez bir parçası olduğunu ileri sürerek, Türkiye’deki Doğu Türkistanlıların sözde bölücü faaliyetlerini engelleyen Türkiye yetkililerine methiyeler yağdırdığı öğrenildi. Bu konuda yine, Türkiye Iç işleri Bakanı'nın 26 Aralıkta Çin yetkililerine “önlem alma”sözünü tekrar etmiş olduğu da beyan edilmiştir.
             
M. Batur 30.12.2005


© ETIC.  Her Hakkı Saklıdır. Son Değişiklik: 26.01.2008 12:22   Hazirlayan: A. Karakash