1944 yılında Gulca’da ki ayaklanma.
“Gulca Özgürlük Teşkilatı” isimli yer altı örgünün
organize ettiği olaylar sonucunda “Doğu Türkistan
Cumhuriyeti” ilan edilmiştir.
12.11.1933’te Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam
Cumhuriyeti ve 12.11.1944’te Gulca’da kurulan Doğu
Türkistan Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümleri, dünyanın
çeşitli bölgelerinde yaşamakta olan Doğu Türkistanlılar
tarafından anılmaktadır.
1933 yılında Doğu Türkistanlılar, 20. asırdaki ilk
bağımsız devletlerini Sabit Damollam önderliğinde
bağımsızlığını ilan etmiş olup, 6 ay gibi kısa bir süre
ayakta kalsada, Doğu Türkistan halkı bağımsızlığa olan
inancını göstermiş ve 1944 yılında kurulacak devletin
temellerini atmıştır.
Kendi içinde yer alan Müslümanların, Doğu Türkistan
İslam Cumhuriyeti’ni örnek almalarını istemeyen Rusya,
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin yıkılması için
Çin’e destek verdi. İngiltere ise Hindistan ve Pakistan
Müslümanlarından korkarak, Doğu Türkistan İslam
Cumhuriyeti’nin yıkılması için Çin’e destek verdi. Hatta
Çin’e maddi yardım yaptı.
Bu genç devlete sadece Türkiye Cumhuriyeti sahip çıktı.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’ne maddi yardım, askeri
eğitim için uzmanlar gönderdi. Ancak bu yardımlar, çetin
hava şartları sebebi ile Afganistan’dan geçemedi. Hava
şartları aylar sonra düzeldiğinde ise Doğu Türkistan
İslam Cumhuriyeti işgal edilmişti...
1944 yılında Gulca’nın Nilka nahiyesinde ki Avral
Dağlarında patlayan Gani Batur önderliğinde ki ayaklanma
7 Kasım 1944’te Gulca şehrine sıçramış ve nihayetinde 12
Kasım 1944’te Alihan Töre’nin başkanlığında mücahitler
Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan etmişlerdir.
1944 yılında 3 vilayeti ele geçiren
Doğu Türkistan Ordusu, Urumçi’ye doğru yola çıkmış ancak
Manas Irmağı kıyısında 3 sene boyunca beklemek zorunda
kalmıştır. Resimde Manas Irmağı kıyısında bekleyen Doğu
Türkistan ordusu.
Yeni
kurulan Cumhuriyet 5 yıl içinde kendi düzenli ordusunu
kurmuş, devlet bankasını faaliyete geçirmiş ve bir çok
devlet dairesi açarak tam bağımsız bir devlet halinde
gelmiştir. Özellikle ordunun iyice güçlenmesinden sonra
Çinlilere karşı savaş devam ettirilmiş ve zafer üstüne
zafer kazanılmıştır. Tarbagatay ve Altay vilayetleri ele
geçirildikten sonra Urumçi’ye doğru sefere çıkılmıştır.
Doğu Türkistan Cumhuriyeti, kendi
Merkez Bankasını kurarak kendi parasını basmıştır.
1944
yılında 3 vilayetin ele geçirilmesinin ardından
Urumçi’ye doğru yola çıkan Doğu Türkistan ordusu, Manas
Irmağı kenarında Rusya ve Çin’in barış teklifleri sebebi
ile durmuştur. 3 sene boyunca burada bekleyen ordu
Stalin ve Jang Ji Jung’un diğer ayak oyunları sebebi ile
başarıya ulaşamamıştır ve Haziran 1947’de buradan
ayrılmıştır.
Doğu Türkistan Ordusu çağının en
modern silah ve teçhizatları ile donatılmıştı.
Resimlerde Doğu Türkistan Ordusu’na ait silahlar
gösterilmiştir.
Ağustos
1944’te Ahmetcan Kasım ve diğer Doğu Türkistanlı
liderler Rusya’nın davetini kabul ederek Moskova’ya
gitmek için uçakla yola koyulmuşlardır. Gani Batur ise
uçağa binmeyi reddederek;”Ben atımla gideceğim” demiştir.
Ahmetcan Kasım ve diğerlerinin içinde bulunduğu uçak
Moğolistan üzerinde çok esrarengiz bir biçimde düşmüştür.
Bu liderlerin tamamının hayatını kaybettiği açıklanmış
ardından tanınmayacak durumda ki cesetler Doğu
Türkistan’a getirilmiştir. Ancak daha sonra liderlerin
uçakta olmadıkları, liderlerin tamamının diktatör
Stalin tarafından Moskova civarindaki bir
hapishanede hayatinin sonuna kadar işkence ederek
öldürdükleri
öğrenilmiştir. Gani Batur ise bu hadiseden sonra
Kazakistan’a yerleşmiş ve hayatının sonuna dek burada
kalmıştır. Olayda ordu kumandanları da şehid edildiği
için 60.000 kişilik Doğu Türkistan ordusu kumandansız
kalmıştır.
Bu elim hadiseden sonra, Rusya ve Çin işbirliği yaparak
Seyfettin Azizi, gibi komünistleri
Doğu Türkistan yönetimine getirmişlerdir. Seyfettin
Azizi Devlet Başkanı olup, Çin ile bir anlaşma yapmıştır.
Anlaşmaya göre Çin 2 sene süre ile Doğu Türkistan’da
kalacak ve yeni kurulan devlete yardım edecektir. Halk
tarafından çok tepki gören bu anlaşma sonucunda tek
kurşun dahi sıkılmadan Çin Doğu Türkistan’ı işgal
etmiştir. Wang Jin’in komutasındaki Çin ordusu Doğu
Türkistan’a girmiş ve kısa bir sürede 2 milyona yakın
din ve devlet adamını idama mahkum etmiştir. 1955
yılında ise Doğu Türkistan; Xinjiang Otonom Bölgesi adı
ile tamamen Çin işgaline maruz kalmıştır.
Tarihi
delillere baktığımızda kurulan her iki devletinde
Sovyetler Birliği’nin siyasi oyun ve menfaatlerine
kurban gittiğini açıkça görmekteyiz. Ancak tarihin
tekerrürden ibaret olduğunu ve defalarca bağımsız olmayı
başarmış Doğu Türkistan’ın yakın gelecekte istiklalini
kazanmasının hiçte şaşırtıcı bir sonuç olmaması
gerektiğini Çin işgalcilerine hatırlatırız.
Doğu Türkistan Ordusu önünde
tutunamayan Çin bir komutanını göndererek barış
anlaşması yapmak istemiştir. Savaşa son vermek için
yapılan görüşmelerin anısına çekilen bu fotoğrafta Doğu
Türkistan Cumhuriyeti ve Çin bayrakları görülmektedir.
Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin kurulduğu tarihi
gerçeğini görmek istemeyen ve bu olayları “3 eyalet
inkılabı” olarak adlandıran Çinliler acaba bu
fotoğraftaki “Doğu Türkistan’ın İstiklalinin simgesi”
gök bayrak için ne gibi bir yorum yapacaklar? Eğer bir
devlet yoksa niçin barış yapmaya gelen Çinli komutanın
arkasında Doğu Türkistan bayrağı var? |