Uygur
halkı günümüz dünya düzeni ortamında çok farklı
ideolojiler safındaki büyük devletlerin nazarında
değişik uluslar arası kavramlar oluşturmaktadır. Kadim
zamanlardan beri batı ve doğunun kültür alışverişi
noktasında ciddi biçimde rol oynayan bu en eski
medeniyete sahip olan millet, 21. asırda demokratik
devletlerin nazarında kendi kaderini kendisi tayin
ederek yaşama hakkından mahrum kalan milletler
sıralamasında sayılarak, bu milletin siyasi kaderine
önemle bakar oldular. Fakat dünya milletlerinin hak ve
hukuklarına ağır tehdit olarak görülmekte olan en büyük
diktatör hükümet olan Çin komünistlerinin nazarında ise
Uygurlar, “Terörist” denilen yafta ile yaftalanmaktadır.
Öyle görünüyor ki; iktisadi ayrıcalıkların vurgulanacağı
günümüzde Uygurların başına gelen bu külfetleri yine
Uygurlardan başkası yorumlayamasa gerek!?
İçinde
bulunulan dünya ortamında terörizm, doğal afetler ve
bulaşıcı hastalıklar insanların normal yaşamına ağır
derecelerde tehdit oluşturan meselelerdir. Bu tür
afetlerin önlenmesinde lokomotif rolünü oynayan Amerika
ve Avrupa Birliği devletlerine Üye devletler olup, bu
ülkelerde yaşamakta olan halklar türlü çarelerle
insanlığa gelecek yaratmayı düşünürler. Dünya
halklarının beşte birini teşkil etmekte olan büyük bir
devletin üzerinde diktatörlük hakimiyetini devam
ettirmekte olan Çin hükümeti kendi sınırları içerisinde
insani hak ve hukuklarından mahrum olarak yaşamakta olan
Uygur halkına terörist “terörist” denilen yaftayı
vurarak, Uygur halkının milli gururunu ağır biçimde
rencide etmektedir.
Bu yıl 26 Ekimde Çin hükümetinin BM teşkilatındaki daimi
temsilcisi Wang Guan Ya Uluslar arası terörizme karşı
mücadele toplantısında, dünya halklarına Doğu Türkistan
terör güçlerine(!) karşı ortak darbe vurma çağrısında
bulundu. Böylelikle Çin hükümeti Uygurlara yönelik 6.
defa terörist diyerek hakarette bulunmuş olup, Uygur
halkının hakiki durumu ile tanışmamış olan milletlerin
nazarında yanlış bir bakış açısının oluşmasına sebep
olacağı yorumu yapılabilir.
Çin
hükümeti önceleri Uygurlara “milli bölücü” oldukları
şeklinde hakaret etmekte iken, dünya gündeminden de
istifade ile Uygur halkının İnançlarını da kendi
iftiralarına destek yaparak “teröristler” diyerek iftira
etmektedirler. Aziz vatanımız Doğu Türkistan’da Çin
faşistlerinin dehşetli zulümlerine maruz kalmakta olan
Uygur halkı dünyadaki başka milletlerin Uygurlara hangi
gözle baktıklarına aldırış etmeden kendilerinin özgürlük
ve demokrasiye olan güçlü taleplerini sabırlarıyla
bastıramamaktadırlar.
Sınırları aşan milli eşitsizlik ve milli aşağılanmalar
sırası geldiğinde şiddetin çoğalmasına ateşleme fitili
olmaktadır. Gerçekte ise, şiddetin ortaya çıkmasına Çin
hükümetinin kendisi sebep olmaktadır.Tıpkı Amerikan
Başkanı George Bush’un bu yıl 9. ayın 14. günü BM
Teşkilatına üye devletlerin liderleri toplantısında
ortaya koyduğu gibi: “Bir millet ya da bir bölge
tabiiyetinde yaşamakta olan milletler arasında milli
aşağılama ve etnik temizlik hareketleri güçlenerek, o
halkın insani yaşam haklarının önüne engeller çıktığında,
bu hadiseler dünyanın başka yerlerinde barış içinde
yaşamakta olan halkların huzurunu bozar. Buna insanlık
gururunu okşayacak devlet ve halklar seyirci kalamazlar.”
Demiştir. Amerikan hükümeti yine Uygurları 1951 yılında
kendi kaderini kendisi tayin ederek yaşama hakkından
mahrum kalmış bir millet olarak tanımıştır.
Demek
oluyor ki; dünyada en demokratik devlet olarak bakılan
devletler Uygurların bu vatan davasını haklı bir dava
olarak bilirler. Onlar demeseler bile bizim yapmakta
olduğumuz bu dava haklı vatan davadır. Uygur halkının
yürekten istediği de kendi kaderini kendisi tayin ederek
bağımsız ve özgür yaşamaktır.
Çin
hükümeti Uygurlara nasıl yaftalar vurursa vursun vatan
içinde ve dışında özgürlük davası yapmakta olan teşkilat
ve şahıslar bu gibi engellemelerle durdurulamazlar.
Çünkü bu ahval halkımızın ümidi ve dünya vaziyetinin bir
gerekliliğidir!...
Bizim
halkımızın mücadelesi Çin halkına yönelik değildir.
Fakat, bütün Çin genelinde vatandaşların özgür yaşama
haklarını yasaklamakta olan Çin komünistlerine
yöneliktir. Biz Çin halkı ile ayrılsak dahi sınır
komşusu ülkeler olarak yaşarız. Lakin birbirlerimizi
köle yaparak yaşamaya asla izin vermeyiz. Bizim
istediğimiz kendi izzet ve onurumuzla barış içinde
yaşamaktır! Çin komünist hükümetinin dünya kamu oyuna
bağırıp çağırmasıyla Uygurlar terörist olmazlar.
“Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi”
Erkinay
Uygurcadan Çeviren: Mehmet Emin BATUR
|